Barışı tarif edebilir misiniz?

VİYANA
GAZZE’den çıkıp iki gün sonra Hofburg Sarayı’nın, kristal aynalı bir odasında kendini bulmak nasıl bir duygu?

Filistinli kadın meslektaşım, "Hiç düşünmedim. Bildiğim tek şey, iki günlük bir toplantı için bir haftamın yollarda geçmesi" diyor.

Gazze’den, check-pointleri aşarak, sınırlarda bekleyerek Ürdün’e geçip oradan Viyana’ya iki buçuk günde gelmenin yorgunluğu hálá üzerinde.

Viyana’da, Kadın Liderler Zirvesi öncesinde, savaş bölgelerinden kadın gazetecilerle liderlere verilecek mesajları tartışıyoruz. Esas yanıt aradığımız soru başka.
/images/100/0x0/55eb2e72f018fbb8f8b09da1
"Barış nedir?"

Kahire’den, Beyrut’tan, Gazze’den, Ramallah’tan, Tel Aviv’den, Bağdat’tan, Erbil’den gelen kadın gazeteciler var aramızda.

Size göre barış nedir?

Üç gündür yollarda olan Filistinli meslektaşım, "Bana göre barış normal yaşamak, evimin nerede olduğunu bilmek, çocuğumu hangi okula göndereceğimi planlayabilmek, tatil programları yapabilmektir" diyor.

Savaş bölgelerinden gelen kadınlardan birkaç tarif daha aktarmak istiyorum.

"Barış herkesin istediği bir şeydir"; "Adalettir"; "Bugünlerde barışın hiçbir anlamı kalmamıştır artık."

* * *

AVUSTURYA
Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik ile bütün günü birlikte geçiriyoruz. Gazeteci grubunun yanı sıra, sivil toplum örgütleri ve kadın girişimcilerin çalışma gruplarına da katılıyor. Dünkü Zirve için notlar hazırlıyor.

Plassnik, kadın liderler ağının ilk kez eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright zamanında atıldığını anlatıyor.

Albright, bazı kadın bakanlarla network oluşturmuş. Şimdi bu, Ortadoğu’daki kadın liderleri de kapsayacak biçimde genişletiliyor.

Ama Ortadoğu kolay değil.

Mesela, daha önce listede olmasına rağmen bölgeden bazı kadın liderler gelmiyorlar. İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni katılıyor diye mi? Kimse açık bir şey söylemiyor.

* * *

URSULA Plassnik
, konuşurken 250 yıl önce yaşayan Avusturyalı bir kadından örnek veriyor. Ekonomik ve sosyal reformlara damgasını vurmuş olan İmparatoriçe Maria Theresa’nın bir sözünü anımsatıyor.

"Türklerle, Araplarla, İranlılarla konuşan erkeklere söylüyorum. Onlarla sadece savaşı değil ekonomiyi, iş yapmayı da konuşsunlar" dermiş İmparatoriçe.

"Bugün Ortadoğu deyince aklımıza ilk gelen şiddet oluyor. Şiddet, bölgeye bakışımızı da perdeliyor. Oysa bu bölgenin çok zengin kaynakları var. Bunlardan biri de kadınlarının gücü. Bu potansiyeli harekete geçirmemiz gerekiyor" diyor.

Hemen arkasından, ekliyor: "Ama hayal kurmamalıyız. Büyük beklentiler içine girmemeliyiz. Zihniyet değişimi zaman alıyor. Şimdi, kadınların daha aktif biçimde toplumda rol almalarını cesaretlendirecek adımlar atabiliriz. Önümüzdeki ilk hedef bu olmalı."

"Şimdi birbirimizi yüreklendirme zamanı!"

Plassnik
, sohbet sırasında Avrupa’da yeni bir gelişmeye dikkat çekiyor.

"Erkek politikacılardan insanlar sıkıldı. Bu yüzden kadınlara daha fazla sorumluluk yüklüyorlar. Bakan sayılarında ciddi bir artış var. Halkın beklentisi büyük."

Avusturya Dışişleri Bakanı da, mütevazı hedefler koymak gerektiğini vurguluyor.

Barışı, "evimin nerede olduğunu bilmek, çocuğumu hangi okula göndereceğimi planlayabilmek" diye tarif eden Gazzeli kadın gazetecinin yürekten gelen sesinin duyulmasını sağlamak gibi.
Yazarın Tüm Yazıları