Başbakan konuşuyor siyasi tansiyon yine yükseliyor

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, bir süredir yaşanan, artık herkesin yakındığı siyasi gerginliği bitirmek niyetinde gözükmüyor. Hatta tam "üzerinden zaman geçiyor, tansiyon düştü" derken yeni açıklamalar yaparak, siyasi tansiyonun yeniden yükselmesine neden oluyor.

Dün yapılan toplantıda TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ, daha önce de anayasa değişikliklerinin aceleye getirilmemesi gerektiğini belirttiklerini hatırlatıp, Cumhurbaşkanını halkın seçmesini kapsamlı bir değişiklik ile birlikte ele almak gerektiğini tekrarladı. Yalçındağ, haklı olarak, bunların, yeni bir siyasi sistem dizaynı içinde, siyasi partiler ve seçim yasasında yapılacak değişiklikler ile birlikte düşünülmesi gerektiğini de kaydetti.

Ancak Başbakan Erdoğan aynı toplantıda, bu değişiklikler ile ilgili daha önce belirttiği görüşleri tekrarlayarak, bu değişikliğin yapılacağını söyledi. Hatta daha ileri giderek, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i, inceleme süresinin bitimini beklediği için sert bir dille eleştirdi. İstendiği takdirde Cumhurbaşkanının kararı erken verip, iki sandığın birden milletin önüne konulabileceğini belirterek, bu tür gecikme ve geciktirmeleri "art niyetli" olarak nitelendirdi. "Herhalde Cumhurbaşkanı da Cumhurbaşkanını halkın seçmesini istemiyor" diyen Başbakan Erdoğan, kendilerini ise bu tavırları nedeniyle "samimi" olarak niteleyip, yollarına devam ettiğini söyledi. Erdoğan, konuyla ilgili olarak "Dere yatağında akar. Er geç dere yatağını bulacaktır" şeklinde konuştu. Yani gerginliği tırmandıracak sözler etti.

Başbakan Erdoğan’ın bu sözleri gerçekten şaşırtıcıydı. Erdoğan’dan siyasi gerilimi bitirmek için bir açılım bekleyen işadamları da, beklediklerinin aksine, bu sert tutumu ve siyasi tansiyonu daha da artıracak sözleri hayretle izlediler.

Şimdiye kadar Cumhurbaşkanının kendisine gönderilen yasa ve hükümet kararları için, çoğunlukla, inceleme süresinin bitiminde karar verdiğini; titiz inceleme yaptığını bilen bir gazeteci olarak, Başbakanın bu sözlerinin haklı bir yönü olduğunu düşünmüyorum. Bu tavrı Başbakanın kendisi de çok iyi bildiği halde, bu sert sözleri etmesi, bizce seçim öncesinde AKP’nin gerilim politikasına, bilinçli olarak devam edeceğini gösteriyor.

ÇAĞLAYAN’IN AÇIKLAMASI

Geçtiğimiz hafta sonu bu sütunlarda, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan’ın AKP’den milletvekili aday adayı olmasına şaşırdığımı, daha önce konuyla ilgili kendisiyle aramızda geçen konuşmaya dayanarak, yazmıştım.

Çağlayan bu yazımla ilgili Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök’e bir mektup göndermiş. Şimdi bu mektuptan bazı bölümleri size aktarmak istiyorum.

Çağlayan "Serbest piyasa ekonomisine kurum ve kurallarına tam inanan biri olarak Akparti’ye olan ilgimin nedeni yukarıda belirttiğim gibi, özellikle ekonomi politikaları oluşturmaktadır. Büyüme, enflasyon, kamu maliyesi özelleştirme gibi konularda bu Hükümetin başarıları herkes tarafından kabul edilmektedir.Başta dış dünya ve finans çevreleri olmak üzere büyük sermayenin temsilcisi kuruluşlar ve holdingler, iş alemi bu hükümetin ekonomi politikalarına alkış tutmaktadır.Hatta Sayın Sağlam’ın yazılarında da, son zamanlarda artan yanlı görüşleri dışında, ekonomi politikalarının benimsendiğinin işaretleri görülmektedir" diyor.

Çağlayan "Beni tanıyan herkes, kamuoyu, benim demokrasiye, Atatürk’e, Atatürk ilke ve inkılaplarına , laikliğe, insan haklarına, cumhuriyet ve cumhuriyetin kazanımlarına ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne olan tutkumu, inancımı ve vazgeçilmezlerimi yakınen bilir. Bu konularda bugüne kadar olan hassasiyetlerim ve tavrım hiçbir zaman değişmez ve değişemez.Ben ve ailem her zaman demokrat, liberal ve merkezde olmuştur" diye yazmış.

Çağlayan mektubunu, "Şimdi de Sayın Başbakanın daveti ile Akparti saflarında politika yapma aşamasındayım. Bu Parti’nin içinde olsam da olmasam da, özellikle istikrarlı ve kararlı politikalarının arkasındayım. Önümüzdeki 22 Temmuz seçimlerinde de halkın bu Hükümete devam vizesi vereceği inancındayım" şeklinde sonlandırmış. Yorum okuyucunun...
Yazarın Tüm Yazıları