Başkent te ’küresel’ sıkıyönetim

BU ülkenin başkenti alarm veriyor...Su alarmı.. Dün Belediye Başkanı Melih Gökçek aynen şöyle diyor:

- En fazla 4-5 aylık suyumuz kaldı.

- Sonra?

- Sonrası felaket...

Bugünden itibaren Ankara’da bir sıkıyönetim ilanı var. Küresel ısınmadan doğan sıkıyönetim.

Belediye Meclisi açıklayacak:/images/100/0x0/55ead8fef018fbb8f89a8d3f

- Hortumla araba yıkamak artık yasak. Yıkayana para cezası var.

- Ne kadar?

Gökçek "Bana kalsa çok ağır para cezası uygularım" diyor.

- Başka?

- Başka, hortumla bahçe sulamaya da yasak getiriliyor. Onun da para cezası var.

BUGÜN BAŞLIYOR

Bu yasaklar bugünden itibaren başlıyor. Cezaları da Belediye Meclis’i bugün belirliyor.

Eğer yeterli olmazsa ki olmayacak, su kesintileri başlıyor.

Hem de çok yakında...

Kamu kurumlarının bahçelerine harcanan sular da kontrol altına alınacak.

Evet, kuraklık Türkiye gibi bir ülkenin başkentini kuşatmış durumda. Yakında teslim de alacak...

Ben bu kuraklık, susuzluk denilen şeyi iyi hatırlarım...

Bir zamanlar Ankara’da arabaların arkasına su bidonlarını alıp gidenleri şimdi yeniden görür gibi oluyorum...

Mahalle aralarını dolduran donuk beyaz renkli o su bidonları...

Çeşme başı kuyrukları.

20 yıl geri mi gittik. Başa mı döndük?

Taşıma suyla bir büyük başkent nasıl dönecek bilinmez...

Ama işte yine o günlere geldik.

Peki bunun önlemi alınamaz mıydı?

Ankara’ya yedek su kaynakları yaratılamaz mıydı?

Örneğin Kesikköprü Barajı’ndan bir boru hattı olamaz mıydı?

Melih Gökçek bütün bunlara cevap veriyor. Hatta oradan bir boru hattı için inşaat başlamış bile. Ama gecikerek.

Belediye Başkanı 3 aydır uyarıyor.

Ama ben her geldiğimde bakıyorum örneğin Meclis’in bahçesindeki fıskiyeler durmadan çalışıyor.

Diğer kamu kuruluşları yine öyle...

AFET KUŞATMASI

Sonuç olarak Kesikköprü’deki su 400 metre yukarı basılacak. Sonra o su 125 kilometre akarak Ankara’ya gelecek...

Zor iş. Ve zaman alıyor. Yani kuraklık Ankara’yı kuşatmış. Teslim almak üzere. Biz dışarıdan su bekliyoruz.

Özeti bu.

Başkentleri her zaman düşman kuşatmaz. Bazen böyle yılların tedbirsizliği bir afet olarak kuşatıverir.

Viskiyi kapağına koy, her gün 2 tane at günahların benim boynuma

RAHMETLİ Özal’ın yıllarca Özel Kalem Müdürlüğü’nü yapmış olan eski ANAP milletvekili Fevzi İşbaşaran Elazığ milletvekilliği için AKP’ye başvurdu.

İşbaşaran öyle sıradan bir özel kalem müdürü değildi. Dünyanın en önemli devlet adamlarından birisi diyebileceğim Özal’ın yanında yıllarca "staj" yaptı...

Belki de bütün sırlarını paylaştı..

Dün İşbaşaran’a soruyorum:

- Özal’ın en yakınındaydın. Hiç içki içer miydi?

Cevap veriyor:

- Kalp ameliyatına kadar içmedi. Ameliyattan sonra doktoru Michael De Bakey tavsiye etti.

Bu tavsiye de şöyle:

"Çok yoğun çalışıyorsunuz. Böyle giderse ölürsünüz. Akşamları viski şişesinin kapağına doldurup iki kapak içiniz. Bu ilaç gibidir."

Özal, "Doktor bu benim inancıma aykırı" diye cevap verince, Michael De Bakey şöyle demiş:/images/100/0x0/55ead8fef018fbb8f89a8d41

- Günahınızı ben alıyorum. Benim işim sizi yaşatmak.

O günden sonra bazı akşamlar Özal iki kapak viski içmiş.

Evet İşbaşaran, "Özal içer miydi?" tartışmasını böyle noktalıyor.

Ahmet Özal’ın "Babamın mezarını evliya yaptı. Sonra kayboldu. Kameradan izledik. Mermerler kendiliğinden hareket ediyordu. Usta da görünmüyordu" sözüne gelince...

İşbaşaran’ın cevabı:

- Gülsek mi, üzülsek mi?

Evet gerçekten de trajikomik. Acaba Ahmet Özal "babasına verilen evliya desteğini" sandığa mı taşımak istiyor?

Tahmin yapanlar CHP ve DSP’yi birlikte istiyor

Hürriyet.com.tr’de muhtemel seçim sonuçlarına yönelik bir haber yaptık. Ve bu haberden yola çıkarak sorduk:

- Sizce hangi parti kaç milletvekiliyle parlamentoya girecek?

Binlerce tahmin geldi.

Sevindirici olanı fanatizmden uzak, makul tahminler çok büyük orandaydı.

Bu tahminlerin tümünü Hürriyet’in internet gazetesinden yayınlıyoruz. Hem de tahminde bulunanların isimleriyle..

Uzun süre de yayınlayacağız. Bakalım en yakın tahmini kim yapacak?

Şu ana kadar yapılan tahminlere gelince:

- Ağırlıklı olarak AKP birinci parti durumunda çıkıyor. Ardından CHP-DSP geliyor. Tahmin yapanların yüzde 90’ı CHP ile DSP’yi birlikte düşünüyor. Eğer işbirliği olmazsa, CHP-DSP beklentisine ayrılan oyların bir bölümü Demokrat Parti’ye kayıyor. Ardından MHP geliyor. Bağımsızlar da 30 civarında...

Bu durumda gözler yine CHP-DSP işbirliğine dönüyor.

DSP’de işler karışık/images/100/0x0/55ead8fef018fbb8f89a8d43

DSP’nin CHP’yle işbirliğine parti içinden tepki geldiğini hem televizyonda söyledim hem de yazdım. Önce DSP yönetiminden "böyle bir şey yok" açıklamaları geldi. Ben ısrar ettim. Onlar, "tek bir yumruk gibiyiz" dediler.

Baktım simdi o yumruk açılınca avuçtaki bütün sıkıntılar da ortaya çıktı.

Açık olan şu:

- Eğer Genel Başkan Zeki Sezer dahil yönetim partiden istifa edip CHP’den aday olursa DSP’de kongre toplanacak. Ve yeni yönetim gelecek. DSP’de 100 trilyon para var. Yeni yönetim o parayla birlikte yeni siyasi denizlere doğru yelken açabilir mi?

Bu soru işleri karıştırıyor. Belki de Zeki Sezer bu yüzden partide kalıyor.

Siyaset bu...

Yunanistan Türk savunmasını mı denedi

ÖNCEKİ gün Doğan Haber Ajansı çok ilginç bir haber geçiyor... Yunanistan’dan kalkan bir özel jet, izin almadan Türk hava sahasına geçiyor. Bütün uyarılara rağmen özel jet geri dönmüyor. İzmir semalarına doğru uçmaya devam ediyor. Acil kodlu uyarılar yapılıyor. Ancak jet yine cevap vermiyor. Bunun üzerine Çiğli Askeri Havaalanı’ndan bomba yüklü jetler kaldırılıyor. Kısa sürede kimliği belirsiz jet havada abluka altına alınıyor. Ve uçak rotasını çevirerek Yunanistan’a yöneliyor...

İlk bakışta özel jet uçağının rota şaşırması olarak değerlendirilen bu olaya devletin değişik kademelerinde çok daha farklı bakılıyor. Zaten devlet olmak da bunu gerektiriyor.

Askeri tedbiri içeren bu bakışa şöyle:

- Bir süre önce Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt Yunanistan’daydı. Orada Ege’de silahsız uçuş konusu açıldı. Org. Büyükanıt, biz bunu istiyoruz, dedi. Yunanistan tarafından ses gelmedi. Tatbikatlarda silahsız olma konusu açıldı, yine ses yok.

- Bu özel jetin hava sahamıza girmesinden sonra Yunanistan şu ölçümleri yapmış olabilir.

- Türk Hava savunma sistemi ne kadar sürede devreye girebiliyor. Alarm verebiliyor. Alarmdan sonra Türk jetleri ne kadar kısa sürede müdahale edebiliyorlar. Füze yüklü mü geliyorlar? Kaç jet havalanıyor. Tipleri ne? Nerelerden havalanıyor?

Evet işte bu soruların cevapları için bu özel jet denemesi yapılmış olabilir. En azından askeri açıdan böyle bir soru var. Öyle olmasa da Yunanistan radarları bu gelişmeyi zaten izleyerek bilgi sahibi oldular... Evet "basit bir rota şaşırması" diye görülen olayın altında işte bu soruların cevapları var.
Yazarın Tüm Yazıları