Kuşatmadan kurtulma umudu sandıkta

TÜRKİYE ayakta... Birçok ilde art arda mitingler yapılıyor.

Yüzbinlerce insan, devletin AKP tarafından kuşatılmasına karşı çıkıyor.

Her kesimden meydanlara koşan bu kadar insan neden endişe içinde?

Cumhurbaşkanlığına bir AKP’linin seçilme olasılığına karşı neden bu kadar rahatsızlık duyuyorlar.

Bu soruların yanıtı açık.

Türk halkı, cumhuriyetin, laik, demokratik rejimin tehlike altında olduğu inancı içinde. Bunun için de AKP zihniyetinin Çankaya’ya çıkmasını kabul edemiyor.

Abdullah Gül ne kadar gülse, ne kadar yumuşak üslup kullansa bile halk onun gerçek düşüncelerini ve inançlarını biliyor.

Laik, demokratik cumhuriyete pek dostça bakmadığını kestiriyor.

Bazı insanlar, Çankaya’ya Erdoğan yerine Gül’ün aday olmasını mutlulukla karşıladılar. Oysa Erdoğan ile Gül arasında dünya görüşü açısından hiçbir fark yok.

Çankaya’da ha Erdoğan olmuş, ha Gül...

Değişen hiçbir şey olmaz.

* * *

Yine bazı insanlar, Abdullah Gül Çankaya’da göreve başladıktan sonra zaman içinde halkın tepkisinin azalıp yok olacağı inancında.

Oysa bu tepki bitmeyecek, giderek daha da artacak.

Gül, Çankaya’da göreve başladıktan sonra bu iktidarın yapacağı ilk icraatın "üniversitelere el koymak" olacağı kesin.

Ahmet Necdet Sezer’in geri çevirdiği kritik atamaların tümü Çankaya’dan onay alacak.

AKP’nin çıkarmak istediği ancak Çankaya’dan dönen bütün yasalar yeniden Meclis’ten geçirilecek ve Gül’ün önüne konacak.

O da bunları güzelce onaylayacak.

Dün yapılan ilk turda 367 oy sağlanamadı.

Şimdi sıra Anayasa Mahkemesi’nde. Anayasa Mahkemesi başvuruyu reddederse turlara devam edilecek ve Gül, Çankaya’ya çıkacak.

Böylece Çankaya ile birlikte rejimin son fren makamı da AKP’nin elinde tıkır tıkır işler hale gelecek.

Türkiye üzerine İslam şalının geçirilmesinin önünde artık bir engel kalmadı.

Türkiye’nin tek kurtuluşu, önümüzdeki aylarda yapılacak olan seçimde.

Halk bu oyunu ancak ve ancak sandıkta bozabilir.

Başka çıkar yol da yok.

Türk futbolu için endişeliyim

FENERBAHÇE-Beşiktaş maçını yöneten hakem Selçuk Dereli kötü değildi, kötü niyetliydi.

Verdiği kararlarla Fenerbahçe’nin kupadan elenmesini sağladı.

Bir hakem nasıl böyle bir tutum içine girebilir, aklım hafsalam bir türlü almıyor.

Maç bittikten, hakkında yazılanlardan ve söylenenlerden sonra insanların yüzüne nasıl bakabilecek?

Ben bunu düşünemiyorum.

Bir de şunu söylemeliyim: Önceki günkü maça kadar Haluk Ulusoy’un, Fenerbahçe’yi şampiyon yapmamak için çeşitli tertipler içinde olduğunu söyleyenlere inanmıyordum.

Ama önceki günkü maç, bu inancımı değiştirdi.

Türk futbolu adına endişe duyuyorum.
Yazarın Tüm Yazıları