Siyaset kızışıyor enflasyon yükseliyor

AKP’nin Cumhurbaşkanı adayının belli olmasından sonra bu tartışmaların yeni bir boyut kazanması bekleniyordu.

Dün TBMM’nin seçim için yaptığı ilk oturumda 367 sayısının bulunamaması, bizce siyasetin iyice kızışmasına yol açacak.

Şimdi herkes Anayasa Mahkemesi’ne CHP’nin yaptığı itirazın sonucunu bekleyecek. Bu arada her ne kadar küresel likiditedeki risk iştahının sürmesi nedeniyle, piyasaların fazla etkilenmeyeceği söylense de, belli ki piyasalar yeni bir yön kazanmak için de Anayasa Mahkemesi’nden gelecek bu kararı bekleyecek.

Anayasa Mahkemesi’nden CHP’nin itirazını kabul kararı çıkması büyük bir ihtimal gözüküyor. Aslında AKP’nin son anda ANAVATAN’ın istediği anayasa değişikliklerini bile gündeme getirmeye kalkışması, AKP’nin de bu yönde korkusu olduğunu gösteriyor. Böyle bir karar halinde büyük ihtimalle erken bir seçime gidilecek ve belli ki AKP yine seçim meydanlarında "mağdur konumda kaldığını" malzeme olarak kullanacak. Bunun doğru olmadığını, aslında Gül’ün bile, eğer CHP ile doğru dürüst konuşulması, uzlaşma çabası halinde seçilebileceğini, muhalefet anlatabilecek mi, bilemiyoruz.

Siyaset kızışırken, buna bağlı olarak ekonomik verilerin de giderek kötüleşmeye başladığını da görüyoruz. Bu nedenle yani "kriz çıkardı" diye topu muhalefete atmak, yine AKP’nin argümanlarından biri olacak, o belli. Ancak siyasetin de o kadar piyasa odaklı yapılması, bizce piyasa dostu olmayı değil, işine gelince piyasayı kullanmakla açıklanabilir.

Ekonomik veriler giderek bozuluyor ve yaşadığımız siyasi kaos, verilerin daha da bozulmasına neden olabilir.

Dün Enflasyon Raporu’nu açıklayan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın söyledikleri, bu bozulmanın da önemli ipuçlarını veriyordu. Enflasyon Raporu’nda, Ocak ayındaki rapora göre 2007 yılı enflasyon tahmininin yüzde 5.1’den yüzde 5.8’e yukarı revize edildiğine şahit olduk. İlk çeyrekteki görünümün beklenenden biraz daha olumsuz seyretmesi nedeniyle, Merkez Bankası para politikasının temkinli duruşunun kısa vadede güçlendirilmesine karar verildiği belirtiliyor. Bu duruş sonucunda da, 2008 yılının ilk yarısında yıllık enflasyonun yüzde 4’lük hedefe yakınsaması, yıl sonunda ise yüzde 3.2 ile hedefin hafif altına gerilemesinin beklendiği de, Enflasyon Raporu’nda ifade edildi.

EKONOMİNİN BOZULMASI

2007 yıl sonu enflasyon tahmini, hiç de küçümsenmeyecek bir oran artışıyla, 0.7 puan artırılıp yüzde 5.8’e çıkartılırken, bunu gerekçelerinden biri "2006 yılı büyümesinin yukarı revize edilmesi ile talep koşullarının enflasyona desteğinin biraz daha az olabileceği düşüncesi" olarak sıralandı. Seçime girilirken, uygulanacak seçim ekonomisinin talep artışını hızlandırması da, kimse için sürpriz olmamalı.

İşlenmemiş gıda, hizmet ve enerji fiyatlarının beklenenden daha yüksek seyretmesi, petrol fiyatlarına ilişkin varsayımın 55 dolardan 60 dolara çıkarılması ve bu tahmin değişikliğinin tek başına yıl sonu enflasyon tahminini 0.3 puan artırması da dikkat çekici unsurlardı.

Bu doğrultuda da Merkez Bankası, para politikasındaki temkinli duruşun güçlendirilmesine karar verdiğini açıkladı. Bu da, yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde faizlerin sabit tutulması, son çeyrekten itibaren ise indirileceği yönündeki varsayımın korunması, ancak yapılacak indirim miktarının azaltılması olarak dile getirildi.

Daha sıkılaşan bu parasal duruş altında, büyüme ve çıktı açığına yönelik tahminlerin de revize edildiği gözlendi. Ocak ayındaki raporda 2007 sonunda yüzde 5 olarak öngörülen çıktı açığı, yeni raporda 6’ya çıktı. Böylece 2007’nin son çeyreğinde başlayan toparlanma ise, yeni raporda bir çeyrek ileri alınmış oldu.

Belki küresel ekonomi oyuncuları, şimdiye kadar yerli oyuncuların baktığı kadar siyasete bakmadı ama bu, ekonomideki bozulmaya da bakmayacaklar anlamına gelmiyor...

Siyasi çatışmanın giderek artması, artık bu açıdan da yakın takibe alınmak zorunda.
Yazarın Tüm Yazıları