Gece 01.30 ziyaretçisi

ŞİMDİ size yakın siyasi tarihin "en ilginç ve önemli" gecesi hakkında ilginç bir istihbarat vereceğim.

Önce şu soruyla başlayayım:

Geçen pazartesiyi salıya bağlayan gece, Ankara’da neler oldu?

Bunu gerçekten merak ediyorum.

Çünkü bir akşam önce, Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmayacağını öğrenmiş ve bunun kesin teyidini almıştım.

Hürriyet ertesi gün "Erdoğan çıkmıyor" manşetiyle yayınlanıyordu.

Çok riskli bir haberdi. O nedenle gece yarısına kadar bir değişiklik olup olmadığını çok yakından takip ettim.

Son konuşmayı gece 23.30’da yaptım. Erdoğan’ın çıkmama kararında bir değişiklik yoktu.

Abdullah Gül’ün adı ise "uzak bir ihtimal" olarak geçiyordu.

Öyleyse, o gece ne oldu da Gül adı birden ilk sıraya çıktı?

* * *

Şu ana kadar yaygın kabul gören açıklama şuydu:

Bülent Arınç devreye girmiş ve "Ya sen, ya Gül" diyerek rest çekmişti.

Doğrusu ben de bu senaryoyu akla yatkın bulmuştum.

Önceki gün Londra’daydım.

O nedenle çarşamba gününün gazetelerini bir gün gecikmeyle okudum.

AKP’ye yakınlığıyla bilinen iki gazetenin iki köşe yazarının, tırnak içinde verdiği bir bilgi dikkatimi çekti.

Belki buna "bilgi" değil, istihbarat veya iddia diyebiliriz.

Bu yazarlar Zaman’dan Tamer Korkmaz ile Bugün Gazetesi’nden Nuh Gönültaş’tı.

Her iki yazar da şu ilginç iddiayı ortaya atıyordu:

Pazartesiyi salıya bağlayan gece, saat 01.30 ile 05.00 arasında "çok önemli bir devlet yetkilisi" Başbakan Erdoğan’ı ziyaret etmiş ve ona bazı "tavsiyelerde" bulunmuştu.

Ziyarete gelen kişi, Erdoğan’a, "Hükümetin icraatını anlatmış. Ve bu süreçte yaşanan bir kısım gelişmelerin sadece AK Parti iktidarına bağlanamayacağını söylemiş. Ortadaki bir kısım başarıların, AK Parti’nin olduğu kadar devlet içinde yürüyen bir sürecin büyük katkısının olduğu başarılar olduğunu" söylemiş.

Sıra cumhurbaşkanı adayının ismine geldiğinde, bu kişi "Abdullah Gül’ün doğru isim olacağını" belirtmiş.

Karar da bu görüşmeden sonra verilmiş.

Peki gece yarısı saat 01.30’dan sonra Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ziyaret eden bu kişi kimdi?

Nuh Gönültaş, bu kişiyi bildiğini hissettiriyor ama adını vermiyor.

"Çok önemli bir devlet yetkilisi deyip geçelim" diyor.

Anlayacağınız tam bir "siyasi thriller".

* * *

Tabii gazetecilik tecessüsü içinde bu iddianın peşine düştüm.

Çeşitli kaynaklardan, o gecenin kronolojisini çıkarmaya çalıştım.

Başbakan 23 Nisan resepsiyonundan sonra, daha önce görüşmediği 6 bakanla bir araya gelmiş.

Bunlar arasında, o akşam en güçlü aday olarak ismi geçen Savunma Bakanı Vecdi Gönül de var.

Vecdi Gönül, Başbakan’ın yanından "kendisinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilmeyeceğini" öğrenmiş olarak ayrılmış.

Yani Başbakan bunu kendisine o gece söylemiş.

Erdoğan o gece Abdullah Gül’le de konuştu.

Onun da bunu bilmemesi mümkün değil.

Bu arada teyidini aldığım çok önemli bir ayrıntı daha var.

Başbakan saat 01.30’da evine döndü.

Ancak, eve gitmeden önce, ertesi gün grupta yapacağı konuşmayı hazırlamış.

Sonra da gidip yatmış.

Peki bütün bunlara rağmen gece saat 01.30 ile 05.00 arasında "önemli bir devlet yetkilisi" ile görüşmüş olamaz mı?

O gecede çok kritikti. Kapıda bekleyen gazeteci olmaması mümkün değildi. Yani böyle biri gelse görürlerdi.

* * *

Evet, o gecenin kronolojisi böyle.

Geriye bir soru kalıyor.

AKP’ye yakınlığıyla bilinen bu gazetecilere bu bilgiyi kim verdi?

Gerçekten biz çok önemli bir siyasi buluşmayı atladık mı?

Asıl önemlisi, bu bilgi "ne amaçla" verildi?

Bu kesim "komplo teorilerine" pek düşkündür.

Herhalde önümüzdeki günlerde daha aydınlatıcı bilgilere ulaşırız.
Yazarın Tüm Yazıları