’Irak’a asker gönderelim’ Yumurtaya can veren Allah’ım!

BU günleri gördüm ya; artık ne gam! CHP Genel Başkanı Deniz Baykal hükümete Irak’a asker gönderme konusunda tezkere çıkarmak için çağrı yaptı.

1 Mart tezkeresine sahip çıkanları o dönemde "vatan hainliği" ile suçlayanlar atı alan Üsküdar’ı çoktan geçtikten sonra şimdi manevra yapıyorlar. Manevra yaparken de ister istemez kıvırıyorlar: 1 Mart tezkeresini reddederken Türkiye’nin Irak’a müdahalesini reddetmemişler, tezkere ABD askerinin Türkiye’ye yerleşmesine önayak olacakmış, buna engel olmuşlar. Öyle diyorlar.

Heyhat! Tezkerede bu durumu ima eden bir satır göstersinler. Yahut, ABD’nin Türkiye’yi işgal ederek o dönemde ne kazanacağını açıklasınlar, ben ellerinden öpeyim!

Deniz Baykal 1 Mart tezkeresini zamanında reddederken de ucuz popülizm yapmıştır, şimdi aklı sıra hükümeti köşeye sıkıştırarak yine ucuz popülizme saplanmaktadır.

Ben 1 Mart tezkeresi ile Irak’a aktif müdahaleyi savunurken bugün içine düştüğümüz acz konusunda ön uyarı yapıyordum. Şimdi de "Vakit çok geç! Artık yedirmezler" diyorum.

Ancak...

* * *

AKP’nin CHP’ye el uzatarak Irak konusunda genel görüşme yapılması için TBMM’ye önerge vermesi çok doğru bir adımdır.

Türkiye’nin bu dönemde iktidarı ile muhalefeti ile birlik içinde Irak’taki "olmazsa olmazlarını" sıralaması ABD’nin de Irak politikasını etkileyecektir.

Başkan Bush’un açıkladığı yeni Irak politikasında Irak’a ilave asker gönderilme kararını Baker-Hamilton Raporu’nun peyderpey çekilme önerisi ile çelişkili bulmuyorum. Askeri açıdan; Irak’tan çekilmeden önce dirlik ve düzenliği artırmak için böyle bir hamle yapılması zaten ABD’de konuşulan bir konudur.

* * *

Ancak, yeni politikada Türkiye aleyhine iki büyük tehlike vardır:

1) Eninde sonunda el sıkışmadan önce "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" amacıyla ABD’nin İran’ı ve Suriye’yi hedef alması, bunun için de; önce Saddam’ı katlederek hem Sünnileri kışkırtıp hem İran’a göz kırpması, sonra da Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün’ü İran aleyhine işbirliğine çağırması bölge için çok ama çok büyük bir tehlikedir.

Ortadoğu Sünni-Şii çatışmasına sürüklenirse bu yangını kimse söndüremez!

* * *

2) Yeni planda Kerkük’e değinilmemesi, böylece bu yıl içinde Kerkük’te referandum yapılmasını zımni olsa da onaylaması yine yangına körükle gidilmesidir.

Halbuki, hem Baker-Hamilton Raporu, hem de International Crisis Group (Uluslararası Kriz Grubu) gibi ciddi kuruluşlar (Bkz: 24.12.2006 tarihli yazım) bu yıl Kerkük’te referandum yapılmasını çok sakıncalı bulmaktadırlar.

* * *

Benim korkum ABD’de yeni-muhafazakarların içine battıkları kibir yüzünden başı kesik tavuk halinde dolaşmalarıdır. Hangi anda nereye ve neden saldıracağı belli olmayan yönetimin ABD’de giderayak son çılgınlıklara girişme ihtimali dikkate alınmak zorundadır.

Dilerim, Kongre’de Demokratlar, Cumhuriyetçi Parti içinde de gerçekçiler Bush yönetiminin akıl ve izandan yoksun kararlarına set çekmeyi başarırlar.

* * *

Bush’un son iki yılında ABD’ye yapılacak en büyük dostluk, verdiği ve verebileceği bazı akıl yoksunu kararlara direnmektir.

TBMM, diğer komşu ülkelerle işbirliği yaratacak bazı kararları oy birliği içinde alabilirse ABD’nin bu kararları göz ardı etmesi kolay değildir.

TBMM’nin almasını temenni ettiğim kararları yarın irdeleyeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları