Lokmacı, Mostar köprüsü mü?

BİR itirafla başlayayım.Türkiye’nin en büyük ve en etkili gazetesinin genel yayın yönetmeniyim.

Uzunca sayılabilecek bir süredir de bu görevi yapıyorum.

Bu tecrübe bile, bazı olayları anlamakta zorlanmamı engellemiyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki "Lokmacı üst geçidi" olayı da bunlardan biri.

* * *

Bu olayı hálá tam olarak anlayabilmiş değilim.

Bana göre, bu üst geçidin hiçbir stratejik önemi yok.

Galiba herkes, kendi konumunu güçlendirmek için "sembolik bir maraza" çıkarma nedeni arıyor.

Allah aşkına İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in neredeyse her mahallesinde rastlanan, çirkin bir üst geçidin yıkılması böylesine büyük bir milli mesele haline nasıl gelebilir?

Gelebilir.

Eğer, üzerinde yürüyebileceğiniz sağlam stratejik hedefleriniz, ileriye iyi gören politikalarınız yoksa, işte böyle eften püften üst geçitler üzerinden sembolizm yaparsınız.

Köprü yıkılınca ne olacak?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bileği bükülmüş, süngüsü düşürülmüş olacak.

Hakikaten öyle mi?

KKTC Cumhurbaşkanı Talat Türk ordusuna "aslanlar gibi" direnmiş ve bu meydan muharebesini kazanarak, KKTC’yi "tam bağımsız" bir ülke haline getirecek.

* * *

Hakikaten öyle mi?

Ankara’da orduya diş bileyen çevreler, bunların medyadaki uzantıları bu duruma bakarak, "İşte Türk ordusuna bir gol daha attık. Durum 2-0" diyerek muazzam bir saadet yaşayacaklar.

Hakikaten öyle mi?

Rum tarafı da buna bakarak, "Aslan Kıbrıslı Türkler, nihayet Ankara’nın vesayetinden kurtuldular" diyecek.

Avrupa Birliği de bu duruma bakıp, izolasyonları kaldıracak.

* * *

Sakın fantezi yaptığımı falan sanmayın.

Türkiye’de ve Kıbrıs’ta böyle düşünen epey insan var.

Onlara bakarsanız, Bosna milli mücadelesi için "Mostar Köprüsü" ne ise, Kıbrıslılar için de "Lokmacı üst geçidi" o.

Gerçi birincisi tarihi bir mimarın ürünü, ama olsun.

Böyle ilkel bir sembolizm, büyük bir ülkünün değil, olsa olsa siyasetsizliğin ve zavallılığın bayrağı olabilir.

Yanlış anlamayın, ben üst geçit yıkma savaşının cephelerinden birinde değilim.

Köprü üzerindeki keçi inatlaşmasından söz ediyorum.

Bana göre o üst geçidin yıkılması veya yıkılmaması hiçbir şeyi ifade etmiyor.

Kıbrıslı Türklerin böyle enayi sembolizmlerle "mesaj vermeye" hiç ihtiyaçları yok.

Onlar tarihi mesajlarını referandumla bütün dünyaya verdiler.

Ben de o referandumda "Evet" oyunu açık açık savundum.

Bundan sonrasının artık Rumlara ait olması gerekir.

Ne yazık ki o tarafta "Türklerle eşit şartlarda birlikte yaşama iradesi" bırakın kuvvetlenmeyi, tam aksine azalıyor.

Daha da acısı genç Kıbrıslı Rumlarda ayrı yaşama fikri daha da kuvvetleniyor.

* * *

Sonuç;

Üst geçit yıkılınca, Rumlardaki negatif iradenin de enkaz altında kalacağına inanan varsa, onlar çok saftır diyeceğim..

O nedenle şu aşamada Türkiye ile KKTC arasında böyle eften püften semboller etrafında bir "bağımsızlık savaşı" veriliyormuş görüntüsü de çok zavallı.

Bu en başta Talat’a yakışmıyor.

Bence o çok daha büyük ve cesur kararların insanı olmalı...
Yazarın Tüm Yazıları