KKTC’nin bağımsızlığı ’köprüye’ kadar mı?

2006’nın son aylarını anımsayın. Kıbrıs konusunda en fazla üzerinde durduğumuz nokta neydi?

Neden Papadopulos’a, "Kıbrıs Rumlarının muhatabı Türkiye değildir. Sizin muhatabınız Kıbrıs Türk Yönetimi temsilcileridir. Finlandiya’nın önerilerini görüşmek için KKTC temsilcileri de mutlaka masada olmalıdır" yanıtını veriyorduk?

Çünkü Papadopulos, KKTC’yi muhatap kabul etmiyor, Kıbrıs’ta kararların Türkiye tarafından verildiğini tekrar edip duruyordu.

Türkiye’de de siyasi otoriteden çok askerin adaya hakim olduğunu savunuyor, bunu da Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin topraklarının bir bölümünün işgal altında olduğunun kanıtı olarak gösteriyordu.

Gösteriyordu demek doğru değil çünkü Kıbrıs Rum Yönetimi bu tezi uzun yıllardan beri uluslararası platformlarda savunageliyor.

Şimdi bu gerçeğin ışığında baktığımızda, bayram sonunda yaşanan Lokmacı Kapısı krizinin Papadopulos’un eline yeni bir koz verdiğini inkar etmek mümkün mü?

KKTC Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor, Genelkurmay Başkanlığı onu kamuoyu önünde yalanlıyor. İtirazları olduğunu kamuyu ile paylaşıyor. KKTC yönetimi ile Türk Genelkurmay’ı arasında bir kriz tablosu çıkıyor ortaya.

Eminim Papadopulos bunu not edip kullanacaktır, "Gördünüz mü KKTC’nin bağımsızlığı buraya kadar. Ben söylemiyor muyum" diyecektir.

* * *

LOKMACI Kapısı
, Lefkoşa’nın içinde, Ada’nın bölünmüşlüğünün ilk simgelerinden. Eski barikatların dikildiği, Lefkoşa çarşısını ikiye bölen bir nokta.

Her iki tarafta da duvar vardı ama Türk tarafı bu duvarı yıktı. O bölgede askere ait olan alanın özelliğinin korunması amacıyla sivillerin kullanımı için geçen yıl sonunda üst geçit yapıldı. KKTC Yönetimi, bu kapının açılması kararını aldı. Çarşının birleşmesi, buradaki esnafı hareketlendirecekti. BM de destekledi. Brüksel de bu adımın arkasında olduğunu açıkladı. Ama Papadopulos bu kez üst geçidin yıkılması koşulunu ortaya attı.

KKTC Yönetimi de, "eğer mesele üst geçit ise yıkarız" diyor.

Genelkurmay Başkanlığının gazetelere yansıyan açıklamalarından öğrendiğimiz kadarıyla, askerin itirazı "bu adımların zamanlaması" noktasında. Dün Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’ın, Milliyet’te Fikret Bila’ya yaptığı açıklamada, "Kapının açılmasının bir sakıncası yok. Ancak adımların karşılıklı eş zamanlı olması gerekir" dediğini öğrendik.

Bu açıklamadan benim anladığım şu. Bu üst geçidin yıktırılması "güvenlik açısından sakıncalı değil" ama Türk Genelkurmayı Rumlar adım atmadan Türk tarafının yumuşamaya yönelik adım atmasını doğru bulmuyor.

Yani itiraz siyasi.

Türk tarafının üst geçidi yıktıracağını duyar duymaz Papadopulos’un Rum tarafındaki duvarın yıkılması için bölgenin askersizleştirilmesi gibi yeni koşullar öne sürmesi bu görüşü haklı çıkartsa da, itiraz siyasi.

Siyasi kararlar ise siyasiler tarafından alınmalı. Eninde sonunda hesap verecek olanlar da onlar çünkü. O nedenle Talat’ın bu konuda kendi kararının arkasında durmak istemesi anlaşılır bir şey.

* * *

LOKMACI Kapısı
krizinin altında askerin, Kıbrıs konusunda AKP hükümeti tarafından gereksiz tavizler verebileceği endişesi yatıyor. Ama KKTC üzerinden AKP’ye karşı siyaset yapmak ne kadar doğru değilse, KKTC’nin bağımsızlığına gölge düşürecek çıkışlara neden olan bu açılımlar da doğru değil. Hele de KKTC’nin bağımsızlığına vurgu yapılması gereken bu dönemde.
Yazarın Tüm Yazıları