İkinci defa harita lafı

"MAYIN haritası..."Son aylarda bu kavramı ikinci defa işitiyorum.

Dün Türk basınında çok önemli iki yazı yayınlandı.

Bunlardan birinde "mayın haritası" kavramını okudum.

Biri, Enis Berberoğlu’nun Hürriyet’teki, öteki ise Murat Yetkin’in Radikal’deki yazılarıydı.

İkisi de DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün geçen pazar günü söylediği sözlere dikkati çekiyor.

* * *

DTP, Ankara’ya bir yürüyüş düzenlemek istiyordu.

Ahmet Türk aynen şöyle konuşmuş:

"Diyarbakır’dan Ankara’ya giderken hayal kırıklığı yaşadık. Diyarbakır’da halk bizi yalnız bıraktı. Kendimizi halka talimat veren bir konumda görmemeliyiz. Kendimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Geçmişte yaptığımız yanlışlardan dolayı özür diliyoruz."

Türk’
ün hangi yanlışlardan söz ettiğini çıkaramadım.

Ama şunu anlıyorum.

Güneydoğu’da halkta değişen bir şeyler var.

Şehrin ekonomisinin bozulması ve yerel partilerin uzlaşmaz tavrı halkı artık etkilemeye başlamış.

Murat Yetkin, "DTP Diyarbakır belediye seçimini kaybederse kimse şaşırmasın" diyor.

* * *

Berberoğlu’nun yazısında bir başka ayrıntı çok dikkatimi çekti.

Ahmet Türk
, PKK’nın elindeki "mayın haritalarından" söz ediyor.

Yazımın girişinde de değindiğim gibi, ben bu sözü son zamanlarda ikinci defa işitiyorum.

Birincisini Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in ağzından işitmiştim.

Paris dönüşü uçakta bir saate yakın sohbet etmiştik.

Orada PKK ile görüşüp mayın haritalarını alabileceklerini söylemişlerdi.

Ahmet Türk de aynı şeyi söylüyor.

Bölgedeki Türk askeri en büyük zayiatı bu alçakça mayınlardan görüyor.

Osman Baydemir bunu bana sohbet olarak söylemişti.

Ahmet Türk ise parti başkanı sıfatıyla açıkça söylüyor.

* * *

Bu teklife iki türlü bakabiliriz.

Bir:

"Bunun altında PKK’nın haince bir amacı var. Bu yolla kendini muhatap haline getirmek istiyor" der, hemen elimizin tersi ile iteriz.

İki:

"Bunlar hiç önemli değil. Önemli olan askerimizin, vatandaşımızın hayatının kurtarılmasıdır" deriz.

Dolayısıyla PKK’yı muhatap kabul etmeden, Ahmet Türk’ten böyle bir misyonu yerine getirmesi istenebilir.

Biliyorum, hepimiz için PKK’yı "Bir vakıa" olarak kabul etmek güç.

Ama bakın silahlar susunca bazı şeyleri daha rahat konuşabiliyoruz.

O nedenle silahların yeniden kılıfından çıkmaması için biraz çaba harcamak gerekir.

Bu hafta çok ilginç bir başka yazı daha yayınlandı.

Fatih Çekirge pazartesi günkü yazısında açıkça şunu yazdı:

PKK’nın iki önemli elebaşısından birinin Türkiye’ye teslim edilmesi konusunda bazı görüşmeler yapılıyormuş.

Bunların adı da belli: Murat Karayılan veya Cemil Bayık.

Görüşmeyi kimler yürütüyor bilmiyorum.

Ama Çekirge’nin kaynağının sağlam olduğunu biliyorum.

Bütün bunları alt alta yazdığımda, önüme karmaşık ama çok da karamsar olmayan bir tablo çıkıyor.

Önemli olan önümüzdeki bu sürecin iyi yönetilmesidir.

Bu süreçte her şeyin adını koymaya gerek yok.

Önemli olan, bazı kişilerin, adını koymadan bazı işleri yürütebilmesidir.

* * *

Yazımın özeti şudur:

Türkiye, terörün yeniden başlamaması için elinden geleni yapmalıdır.

Çünkü bir yıl içinde hem terör, hem cumhurbaşkanlığı, hem genel seçimleri yönetmek sanıldığı kadar kolay bir iş olmayacak.
Yazarın Tüm Yazıları