Mayısa kadar al gülüm ver gülüm

BİR bütçe var. Hayır, aslında iki bütçe var. Biri mayısa, yani Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, diğeri de, mayıstan yıl sonuna kadar uygulanacak bütçe.

Önceki gün, her zamanki gibi, siyasal tartışmalara sahne olan 2007 bütçesi TBMM’de kabul ediliyor. Tartışmalar olağan. Bütçenin siyasal ruhu ya da ülkenin nasıl yönetildiği bu tartışmalarla netleşiyor. Bunlar herkesin gözü önünde ve açık.

Buna karşılık, bütçe rakamları arasında saklananlar, o tartışmalarda aynı netlikle ortaya çıkmıyor.

ESKİ ALIŞKANLIK

Oysa, bütçede eski bir kötü alışkanlık, rakamlar arasında gizleniyor.

Ünlü KİT açıkları.

Türkiye’yi yıllarca perişan eden, siyasal iktidarların ekonomik oyuncağı KİT’ler. Kötü yönetim nedeniyle, sürekli zarar eden, zararları da bütçeye yazılan KİT’ler. Dolayısıyla, yıllarca enflasyonun kaynağı KİT’ler.

IMF politikalarıyla buna dur deniyor, KİT’ler ürettikleri mal ve hizmetin fiyatını piyasa koşullarına göre belirliyor. Personel sayısı, yine özel bir firmada nasıl ise, ona göre ayarlanıyor. Belli ölçüde iyileşme sağlanıyor.

Şimdi AKP Hükümeti bütçede KİT’ler için bir Ali Cengiz oyunu düzenliyor.

KİT zararlarını bütçeye yazmıyor, banka sistemine yazıyor. 2002’ye göre, KİT’lerin bankalara olan borçları tam on kat artmış bulunuyor. KİT’ler bankalardan sürekli borç alıyor, kredi kullanıyor. Ve bu bütçde saklanıyor.

Biz kaç yıldır suya, beze, elektriğe zam yapmadık, diye ortaya çıkmak, iş değil.

Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, AKP, KİT’lerle balayı halinde.

3.1 MİLYAR EK VERGİ

Bu bütçede vergi yükü yüzde 24.5’tan yüzde 25’e çıkıyor.

Yarım puanlık vergi yükü 3.1 milyar YTL. 2007’de 3.1 milyar YTL’lik ek vergi geliyor.

Ancak, bunun yılın ikinci yarısından sonraya kalacağı belli. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraya.

İster mayıs, ister öncesi ve sonrası, bütçede AKP’yi asıl sıkıştıran yüksek faiz.

İç borç faizi yüzde 21, enflasyon hedefi yüzde 4. Faiz bu kadar yüksek iken, bu hedef mümkün değil.

Merkez Bankası Başkanı hükümeti nazik bir dille uyarıyor, bütçeyi eleştiriyor. Onun için, kötü adam, oluyor.

Bu bütçe Cumhurbaşkanlığı bütçesi. O nedenle, mayıs ve sonrası, diye ikiye ayrılıyor.

Üçbuçuk milyon insana günde 180 Kuruş

TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) elindeki rakamları siyasete alet ediyor. Ekonomik verileri siyasetin hizmetine sunuyor.

TÜİK 2005 yılı gelir dağılımını açıklıyor. Halkı gelir guruplarına göre, beşe ayırıyor, en üst yüzde yirmi, en alt yüzde yirmi, diye sıralıyor. En fakir yüzde yirmi nüfus ile en zengin yüzde yirmi nüfus arasındaki gelir farkını 7.3 kat olarak ilan ediyor. Bu eskiye göre bir düzelme. Gelir dağılımında belli bir iyileşme.

Oysa, nüfus yüzde yirmilik dilimler yerine, yüzde beşlik dilimlere ayrıldığında, gerçek çok daha farklı.

En alttaki 3.4 milyon kişi, toplam gelirden sadece iki milyar YTL’lik pay alıyor. Buna karşılık, en zengin 3.7 milyon kişi, toplam gelirin 47 milyar YTL’sini elde ediyor.

En zengin ile en yoksul arasındaki gelir farkı, TÜİK’in açıkladığı gibi, 7.3 kat değil, tam 23.5 kat.

Uçurum derinleşiyor. Her türlü sosyal huzursuzluk ve şiddet bu uçurumdan besleniyor.

Kaldı ki, en altta yer alan yaklaşık üçbuçuk milyon insan, günde 1.2 dolarla geçinmek zorunda.

Günde 180 kuruşla.

Bu açlık sınırının altında.
Yazarın Tüm Yazıları