TÜSİAD’ın 2007’de takip edeceği başlıklar

TÜSİAD yılın son Yüksek İstişare Konseyi toplantısını, her yıl Ankara’da yapar.

Toplantıdan bir gece önce de TÜSİAD üyeleri, politikacılar ve bürokratların katıldığı bir kokteyl yapılır. Her şeyden önce şunu söyleyelim ki; AKP iktidarının ilk yıllarında bürokratlar ve bakanların fazla ilgisini çekmeyen bu kokteyl, son iki yıldır epeyce rağbet görüyor.

Kokteylde, başkanların dün yapacakları konuşmalar hakkında bilgi edinmeye çalıştığımız etkin TÜSİAD üyeleri, bize stratejilerinde net gözüktüler. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı’nın yapacağı konuşmada "7 madde" olduğuna dikkat çektiler.

"Nedir bu maddeler?" dediğimizde, "Hepsi özetlenmiş, bir kısmı üstü kapalı geçilen maddeler bunlar. Ama bu maddeleri 2007 yılında TÜSİAD’ın yakından takip edeceği, yapılmadığı zaman eleştiri getireceği maddeler olarak düşünebilirsin" dediler.

Yani bir anlamda TÜSİAD, 2007 gündemini, 2007’de ülkeyi, ekonomiyi bekleyecek tehlikeler ve bunlar için oluşturduğu görüşleri, önceden kamuoyuna açıklamış oldu.

Gerçekten de Yüksek İstişare Konseyi toplantısında Başkan Sabancı’nın 7 maddeye, bizim beklediğimizden daha kısa bir içerikle, dikkat çektiğini izledik. Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç ise bu başlıklara kısaca değinip asıl olarak Türkiye’nin AB ilişkileri, çevresinde gelişen olaylar ve dikkat edilmesi gereken gelişmelere dikkat çekti.

AB konusunda çok önemli atılım gerçekleştiren hükümetin son bir yılda, en azından ülke kamuoyunun sürece verdiği desteği korumak ve artırmak için gerekli çalışmaları yapmadığını belirten Sabancı, "Çalışmaların teknik düzeyde gerektiği gibi ilerlemesi yeterli görülmüş, AB nezdinde, siyasi planda ülke ülke markaja yeterince başvurulmamış, kamuoyu iletişiminde ise son derece zayıf kalınmıştır" diyerek AB bakışlarını özetledi.

Türkiye’nin 2015 yılına kadar 6 milyon kişi için istihdam yaratması gerektiğini, bunun için tarım dışı sektörde yılda ortalama 550-600 bin kişiye iş yaratılacağını belirten Sabancı, "Bunun için, 5 yıldır süren ve ortalama yüzde 7.5 olan büyüme hızımız önümüzdeki yıllarda da ortalama yüzde 7 civarında gerçekleşmelidir. Bu şekilde bir büyüme hızı tutturabilirsek, kişi başına milli gelirimiz de 7 bin 500 Euro’yu, yani AB ortalamasının yarısını yakalar" dedi.

"Türkiye’nin ulusal çıkarlarının bu tabloyu yaratabilmekte yattığı"nı belirten Sabancı’nın muhalefete de çatması, dikkat çekti.

ERKEN SEÇİM İSTEMİYOR AMA...

7 madde içinde "erken seçimin olmaması gerektiği"ne yer verilip, muhalefete bu konuda destek verilmemiş olsa da, TÜSİAD "Cumhurbaşkanlığı için mutlaka toplumsal uzlaşma olmalı" diyerek Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olmaması görüşünü ortaya koydu.

Cumhurbaşkanlığı makamının "bir uzlaşma ve uzlaştırma makamı" olduğuna dikkat çekilip, devlet organlarının sağlıklı çalışmasının yanısıra, toplumsal huzur açısından da bunun önemine vurgu yapıldı. Türkiye’nin AB hedefinden vazgeçmeden, 2007 yılında, yılların gündemi olan vergi, sosyal güvenlik, sağlık ve yargı sistemine ilişkin reformlarını mutlaka tamamlayıp müzakere başlıklarının fiilen kapanmaya hazır düzeye getirilmesi gerektiğini kaydeden Sabancı’nın "Mali disiplinden taviz verilmemeli, özerk kurumların ekonominin makro hedeflerini gerçekleştirme konusundaki çabalarına destek verilmelidir. Gerek bütçe disiplininin korunması, gerekse enflasyon hedeflerinin tutturulması 2007 yılında hayati önem taşıyan konular olarak görülmelidir" sözleri de dikkat çekiciydi. Bu da Başbakan’ın Merkez Bankası’na yaptığı faiz baskısı gibi müdahalelerin istenmediğinin göstergesi idi.

Toplumun geniş kesimlerinde laiklik konusunda kaygı uyandıran kimi çıkışların yarattığı atmosfere, bir de, kadrolaşmanın eklendiği ve bunun yarattığı sakıncalara de değinildi.

Sabancı "2007 yılı, bir olgunluk sınavı ile karşımıza çıkmaktadır" cümlesiyle bitirdiği konuşmasında, aslında ne kadar zor bir yılın bizi beklediğini de göstermiş oldu.
Yazarın Tüm Yazıları