Tartışmalı toplantıya beklenmedik destek

IRAK Devlet Başkanı Celal Talabani’nin, kızgın tepkisi üzerine, Saldırganlığa karşı Küresel Direniş Girişimi adlı uluslararası sivil toplum örgütünün, İstanbul’daki konferansını daha dikkatli araştırdım.

Talabani, Türkiye’nin bu toplantıya izin vererek, Irak’tan PKK faaliyetlerine son verilmesini isteme hakkını kaybettiğini söylüyordu neredeyse.

Bu çok ciddi iddia üzerine toplantıya kimlerin katıldığına bakarken Adnan El Duraimi’nin ismini gördüm.

Adnan El Duraimi, Irak Parlamentosu’ndaki Sünni koalisyon grubu Irak Ulusal Uzlaşma hareketinin lideri.

Talabani’nin başkanlık yaptığı devletin önemli bir parçası.

Irak’ın yanı sıra Türkiye, Pakistan ve diğer bölge ülkelerinden siyasetçiler, akademisyenler ve aktivistlerin katıldığı toplantıda, iddia edildiği gibi çeşitli karanlık gruplarla ilişkileri olan, hatta El Kaide’nin temsilcisi konumundaki kişiler olup olmadığını sorduğum yetkililerden, "Terör listelerinde adı geçenlere Türkiye temsilciliklerinin vize vermiyor" yanıtı aldım.

* * *

BU toplantının ilginç bir tarafı da Irak’tan gelen tepkilerin farklılığı oldu. Devlet Başkanı Talabani’den başka hükümet sözcüsü Ali El Dabbagh da İstabul’daki toplantıyı eleştirdi. "Irak karşıtı olarak" niteledi. Kürt Şii Assamblesi üyesi olan Dabbagh, 14 Aralık’ta yaptığı açıklamada Türkiye’ye girişimde bulunarak toplantıyı protesto edeceklerini söylerken,

Devlet Başkan Yardımcısı Tarık El Haşimi’nin liderliğindeki Sünni İslam Partisi’nden destek geldi. Yapılan açıklamada, "Bu konferans Şii milislerin katliamlarına karşı bir yardım çağrısıdır" deniyordu.

Daha dikkat çekici bir başka açıklama ise Şii lider Mukteda el Sadr’ınkiydi.

Sadr, 15 Aralık Cuma günü yayınladığı mesajında, İstanbul’daki toplantıya destek verdiğini açıkladı.

"Ben işgale ve Baasçılara karşı çıkanların toplantılarını destekliyorum" dedi. "Sünnileri ve Şiileri ya da Irak’ı destekleyen bu tip konferanslara katılmaya hazırım. Eğer fetva vermeye mezun bir ulema olsaydım, Sünnilerin öldürülmesini yasaklardım. Sünnileri ya da Şiileri öldürenler Allah’ın düşmanıdır."

Toplantıya gelen tepkilerin bu kadar çelişkili olması dikkat çekici. Acaba, yeni bir Amerikan stratejisi öğütleyen Baker planının etkisi olabilir mi?

Çünkü o planda Irak’ta ulusal uzlaşma üzerinde duruluyor.

Irak’ın bölünmesinin, çeşitli grupların iç içe yaşamaları nedeniyle etnik temizliğe yol açabileceği uyarısında bulunuluyor, toprak bütünlüğü savunuluyor.

Kerkük referandumunun ertelenmesi isteniyor ve petrolün merkezi hükümetin denetiminde olması gerektiği vurgulanıyor. .

* * *

RAPORUN
yayınlanmasından kısa bir süre sonra, bu hafta sonunda Bağdat hükümetinin, bütün etnik ve dini grupların katıldığı bir uzlaşma toplantısı düzenlemesi tesadüf müydü?

Irak hükümeti ulusal uzlaşma konusunda harekete geçmemekle eleştiriliyordu.

Irak’ta, ulusal uzlaşmanın sağlanmasına kim karşı çıkabilir? Ülkenin bölünmesini isteyenler.

Neyse ki Irak’ın bölünmesinin bedelinin ne kadar ağır olabileceği artık çok daha geniş çevrelerde tartışılıyor.

Şimdi, bu uzlaşma arayışlarına ve katliamın, karmaşanın, istikrarsızlığın engellenmesine destek olma zamanı değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları