Bay Holdwater...

DÖNDÜK dolaştık, 24 Nisan’ı bu yıl da bulduk...

Bu sene de merakla ve heyecanla, "Başkan Bush 24 Nisan’da yayınlayacağı açıklamada, Türkler Ermenilere soykırım yaptı" diyecek mi demeyecek mi diye bekleyeceğiz. Soykırım kelimesini kullanmazsa, ondan daha incitici sözlere bile sevineceğiz.

Çünkü biz kendi davamızın sahibi değiliz. Çünkü bizim borcumuzu, yani bizim kendi davamızı anlatma yükümlülüğümüzü başkalarının yerine getirmesi gerekiyormuş gibi bir tavrımız var.

Nitekim bu sütunda daha önce de yazdığımız gibi Dışişleri Bakanlığımız Türkiye’nin başında böyle bir mesele yokmuş -ve hatta Ermeni terör örgütü ASALA tarafından öldürülen diplomatlarımız sanki Dışişleri Bakanlığımızın değil Tarım Bakanlığı’nın mensubu imiş- gibi bakıyor.

Onun yerine kim Türkiye’nin tezlerini anlatıyor derseniz, çoğu İstanbul merkezli 127 adet Sivil Toplum Kuruluşu’nun oluşturduğu platformu, ABD’deki Türk örgütlerini, İngiltere ve Kanada’daki Türkleri ve bir de hiçbirimizin gerçek adını, kimliğini ve adresini bilmediğimiz, Bay "Holdwater"ı sayabiliriz.

Nitekim söz konusu platform, son olarak da ABD Kongre üyelerini mektup yağmuruna tuttu.

Yurtdışındaki bir avuç yabancı bilim adamını, Türkiye’de eski diplomatlarımızı bünyesinde toplayan başta ASAM olmak üzerine birkaç merkezi, konuya yeni yeni ilgi duyan üniversitelerimizi gözardı etmeden söyleyelim:

Bu Bay Holdwater’dan ilginci yok...

Bay Holdwater’ın www.tallarmeniantale.com adresli web sitesine girerseniz, bu konuya neden ilgi duyduğuna ve kimliğine ilişkin bilgi ve ipuçları var. Sadece onlar değil, Ermeni yalanlarını ortaya çıkartan belge ve bilgiler de orada Bay Holdwater tarafından sergileniyor.

Verdiği ipuçlarından anlaşıldığına göre babası veya annesi Türk olmalı... Anlaşılan 1950’lerden beri New York’ta imişler. Aile, Bay Holdwater’ı tam bir Amerikalı olarak yetiştirmiş. Okul yıllarında bir gün Ermeni öğrencilerin Türk bayrağındaki ay yıldızı Naziler’in Gamalı Haçı’na dönüşmüş gösteren bir afiş Bay Holdwater’ın ilgisini çekmiş.

Türklerin gerçekten bir soykırım suçu işleyip işlemediğini babasından ve diğer kaynaklardan öğrenmek isteyince, kendisinin Türk kökenli olduğunu keşfetmiş. Ama bunu ne başkasına ne de daha sonra evlenip çoluk çocuk sahibi olunca aile bireylerine söylemiş. Ancak inandığı gerçeği, kimliğini saklamadan söylerse Ermenilerin kendisini rahat bırakmayacağını bildiği için kimliğini saklayarak bu mücadeleyi başlatmış.

Şimdi Holdwater bir kişi gibi değil bir cephe gibi savaşıyor. Ermeni diasporası ortaya bir belge çıkartıyor, Holdwater onu çürütüyor. Sonra kendisi bir belge çıkartıp diasporanın önüne atıyor. Şaşırıp kalıyorlar.

Bizim yetkililerimiz de seyrediyor.
Yazarın Tüm Yazıları