Ecevit’in maliyeti 168 milyar dolar

BİRAZ anılar, biraz teorik yapılar. Ama, Batıdaki sosyal demokrat partilerle sürekli bir karşılaştırma.

Haberin Devamı

Türkiye’de sosyal demokrasi teorisini iyi bilenler arasında adı geçen Haluk Özdalga yeni bir kitap yazıyor. Daha önce yazdığı sosyal demokrasi kitabının ötesinde bir kitap. Adı Kötü Yönetilen Türkiye, Örnek Vaka DSP.

Kitap önümüzdeki pazartesi günü satışa çıkıyor. Ondan önce Özdalga’nın kitabı elime geçiyor. Son zamanlarda Türkiye’de sosyal demokrasi içindeki tartışmalara yeni bir bakış açısı getiren kitap, ilginç analizler içeriyor.

ÖZDALGA’NIN KİMLİĞİ

Yıllardır sosyal demokrasiyle uğraşan Haluk Özdalga, sadece teoriyle ilgili değil. Aynı zamanda pratik içinde de yer alıyor.

Kuruluş döneminden başlayarak, DSP içinde uzun süre yer alıyor. Genel merkez dahil, DSP’nin değişik konumlarında görev yapıyor.

Gün geliyor, pek çok DSP’linin başına geldiği gibi, o da partiden ayrılmak zorunda kalıyor. Çünkü, Ecevit’ler parti içinde, kendi iradelerine rağmen, herhangi bir kişinin yükselmesine asla izin vermiyor. Özdalga da, DSP’den ayrılıyor ve CHP’ye geçiyor. CHP ise, ayrı bir gayya kuyusu.

DSP’de yaşadığı olayları traji komik öykülerle aktarıyor. Ama, kitabın ana tezi, Türkiye’nin kötü yönetilmiş olması.

Kitabın ilk üç bölümünde genel görüşler ve izlenimler var. Her bir görüş, somut bir göstergeye dayanıyor. Havada teori değil.

Özdalga Türkiye’nin bugünkü fotoğrafını çekerken, kalkınma, demokrasi, eğitim gibi ayrımlara giriyor ve bugün bulunduğumuz geri kalmışlık çemberinde siyasal partilerdeki oligarşik yapıları suçluyor. Türkiye’nin başarısız konumunu siyasal partilerdeki çürümeye bağlıyor. Çürümeden örneklerle.

Batı’daki parti yönetimleri ve modelleri ile, bizdeki siyasal partilerin zerre kadar ilgisi yok. Parti kötü yapılanıyor ve kötü yönetiliyorsa, bu ister istemez, Türkiye’nin kötü yönetilmesine yansıyor.

Bu elbette, bir demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasal partileri ortadan kaldıralım, mantığı değil. Tersine, partiler iyi yönetilsin ki, Türkiye de iyi yönetilsin.

BAŞBAKAN ECEVİT

Kötü yönetimin örneği DSP ve Ecevit.

Özdalga burada çarpıcı bir analiz yapıyor. Kötü yönetimin Türkiye’ye çıkardığı bilançoyu, Türk Halkı’na maliyetini hesaplıyor.

Ecevit 1999’dan 2002 seçimlerine kadar Başbakan. Bu dönemde milli gelir düşüyor. 1998’de kişi başına milli gelir 3255 dolar. 1999’da 2879 dolara iniyor. 2000 yılında 2965’e çıksa bile, 2001’de dramatik düşüşle, 2123 dolara iniyor. 2002’de ise, hafif yükselmeyle 2598 dolar oluyor.

HESAP ŞÖYLE

Gerisini onun satırlarından okuyalım:

‘1998’de 3255 dolar olan kişi başına milli gelir, 2001’de 2123 dolara indi. Ecevit yönetimi eğer ekonomide

/images/100/0x0/55eae4ddf018fbb8f89d81dd

hiç bir başarı ve büyüme sağlamadan, kişi başına geliri sıfır değişme ile, 1998 seviyesinde (3255 dolar) tutabilseydi, Türkiye’nin 1999-2002 arası milli gelir değerleri şöyle olacaktı’. (a.g.k., s. 203).

Sonra aşağıdaki gibi bir tablo veriyor.

168 milyar dolar, Ecevit döneminin Türk Halkı’na maliyeti. Kötü yönetimin ve dolayısıyla, krizin maliyeti. Çarpıcı bir hesap ve hesaplama yöntemi.

Sonra da, sağ partiler Türkiye’de neden hep iktidar oluyor, dövünmesi. İşte, bundan dolayı.

 

Yazarın Tüm Yazıları