Karabacak, Schultz, DuPont

Reşit Karabacak’ın sırtı bize dönük, köşesinde ayakta, iki yana sallanarak bekliyor. Karşı köşede Amerika’lı rakibi Mark Shultz olduğu yerde sürekli zıplıyor. Yıl 1984. Los Angeles Olimpiyatları serbest güreş şampiyonasında Shultz Karabacak’la karşılaşacak. Orta hakemi iki güreşçinin avuç içlerini, tırnakları, saç aralarını tetkik ederken yasak tutuşlardan kaçınmalarını ikaz ediyor. Ardından ‘’Başla’’işareti veriyor.

Haberin Devamı

Önümde top sakallı bir genç ‘’Dikkat et arkana dolanmasın, ayak kaptırma’’diye Mark’a taktik veriyor. Karabacak önden yüklendiği Amerika’lıyla havalanıp mindere düşüyor. Kilosunda favori gösterilen güreşçimiz hareketsiz, acıdan yüzü buruşmuş, sol kolu kımıldamıyor. Karşılaşma duruyor. Mark perende atıp zaferini ilan ediyor. Top sakallı güreşçi ağabeyi Dave Shultz’la kucaklaşıyor.

Sedye ile götürüldüğü hastanenin sözcüsü Karabacak’ın kol dirseğinin kırıldığını açıkladı. Siyah kemerli jiu-jitsu ustası atletik Mark karşılaşma öncesinde ‘’Türk’ü yenersem şampiyonluğu alırım.’’itirafında bulunmuştu. Yasak ters eklem hamlesiyle Reşit’in kolunu kıran Mark daha sonra 82 kiloda altın madalya kazandı. Hakemler Türk yetkilinin ‘diskalifye’ talebini zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle kabul etmedi.

Shultz kardeşler olimpiyatlarda iki birincilikle Amerika’nın sevgilisi oldular. Beyaz Saray’da Başkan Reagan ve eşi Nancy iki kardeşi ağırladı. Mark ve Dave konferans turuna çıktılar, davetlerde baş köşeye oturdular. Dergilerde kapak konusu oldular. Ama şov güreşlere alışık ülkede geleneksel güreşin iki şampiyonu çok geçmeden unutuldu.

Stanford Üniversitesi’nde güreş koç yardımcılığına başlayan Mark 1986’da işinden kovuldu. Ev taksitlerini ödeyemeyen şampiyon, John E. DuPont’tan gelen bir iş teklifine dört elle sarıldı. Mark Schultz dev kimya ürünleri şirketi DuPont’un güreş programında 24 bin dolar yıllık maaşla göreve başladı.

Spor meraklısı multimilyoner John akıl hastasıydı. Saçlarını McDonald lokanta zinciri maskotu Ronald gibi kırmızıya boyatmıştı. Fiyaka için 10 bin dolara uçak kiralıyor, ama beş kuruşluk raptiyenin hesabını soruyordu. Son model Lincoln arabasını arka bahçe havuzuna sürerek batırırken ‘’Ben İsa’yım, Dalai Lama’yım.’’diye çığlık atıyordu. İçki ve uyuşturucu kullanıyordu. Bel kemerinde tabanca taşıyordu. DuPont’ın Philadelphia’da uçsuz bucaksız Foxcatcher çiftliğinde 40 odalı malikanede yaşıyordu. Mark çiftlik evlerinde oturan güreşçileri turnuvalara hazırlıyordu.

Mark 1988’de Foxcatcher’ı terketti. Ayrılmadan önce Dupont ağabeyi Dave’i arayıp güreş koçluğunu önerdi. Bir yıl sonra Dave ailesiyle birlikte Foxcatcher’a taşındı. Güreş uzmanlığına ilaveten karizması, sıcak kanlılığıyla herkese kendisini sevdirdi. John DuPont bu ilgiyi kıskandı.

26 Ocak 1996’da Dave araba radyosunu tamir ederken arkadan gelip ‘’Benimle sorunun mu var?’’ dedikten sonra Magnum silahıyla başına 3 kurşun sıktı. Dave kapıda bekleyen eşinin kollarında can verdi. Akıl hastası mültimilyoner bir yıl sonra ‘’Suçlu ve deli’’kararıyla hapse mahkum oldu. 2010 da 72 yaşında cezaevinde öldü.

Mark Shultz ağabeyini ‘ismi canlı kalsın’ diye 18 yıl sonra yazdığı kitabı Hollywood filmine kaynak oldu. Steve Carell, Channing Tatum, Mark Ruffalo, Vanessa Redgrave gibi tanınmış aktörler baş rolleri paylaştılar. Mark Shultz danışmanlık yaptı. Hafta başında vizyona giren film ve Mark Shultz’un kitabı ‘’Foxcatcher’’ başlığıyla satışa çıktı. Eleştirmenler filmin Oscar’a aday gösterileceğine garanti gözle bakıyor.

Yazarın Tüm Yazıları