Diktatörlük olsaydı sen bunları söyleyemezdin

SON zamanlarda hep şöyle oluyor:

Haberin Devamı

Ne zaman herhangi bir iktidar karşıtı, “ülkede diktatörlük var” dese...
Hükümet yandaşları açıyorlar ağızlarını, yumuyorlar gözlerini.
Ve şöyle diyorlar:
“Diktatörlük olsa... Sen bunu söyleyemezdin aslanım.”

*

Dikkat!
Bu çok eski bir âdettir.
Kökü ta 1940’lara, “Tek Parti Dönemi”ne kadar gider.

*

Belge mi?
İşte belgesi:

*

Yıl: 1945.
Tek partiden çok partili hayata geçiş aşaması.
“Dörtlü takrir” verilmiş, Demokrat Parti kurulmuş.
O güne kadar susmak zorunda kalanlar, konuşmaya başlamışlar.
‘Tek Parti’ye, İsmet Paşa’ya saydırıyorlar.
Söyledikleri en meşhur cümle ise şu:
“Tek parti dönemi tam bir diktatörlüktür... İsmet Paşa diktatördür...”

*

Dönemin “egemen” partisi CHP, muhaliflerin “diktatörlük” saptamalarına fena bozuluyor.
O dönem CHP’nin yayın organı Ulus gazetesinde yayınlanan imzasız başyazıda söylenen cümle aynen şu:
“Tek parti diktası gerçek olsaydı, muhalifler haftalardır söylediklerini söyleyemezlerdi.”
(Bakınız: Ulus gazetesi/31 Ağustos 1945/İmzasız başyazı)

*

Haberin Devamı

1945’ten 2014’e çok şey değişti.
Değişmeyen tek şey ise kendilerini rejimin ve ülkenin sahibi gibi görenlerin tavrı oldu.
Kendilerini rejimin ve ülkenin sahibi olarak görenler, 1945’te de, 2014’te de aynı şeyi söylüyorlar:
“Diktatörlük olsaydı... Sen bunları söyleyemezdin aslanım.”

O saati parayı bastırıp alsaydı

ZAFER Çağlayan 7 yüz bin liralık saati, parayı bastırıp alsaydı...
- Dayardı faturayı gözümüze... Kimse “gık” diyemezdi.
- Koyardı belgeleri ortaya... Kimse ses edemezdi.
- Öyle bir feryat ederdi ki... Arşı alayı titretirdi.
- Öyle inandırıcı bir öykü anlatırdı ki... Kimse yalanlayamazdı.
- O denli kuvvetli bir açıklama yapardı ki... Saat firmasının yaptığı açıklamaya kimse dönüp bakmazdı.
- Öyle bir meydan okurdu ki... Kimse meydanda kalamazdı.

*

Zafer Çağlayan’ın 7 yüz bin liralık saati, rüşvet olarak alıp almadığı meselesindeki tüm soru işaretlerini...
Zafer Çağlayan’ın tavrı en azından kuşkulu kılmaktadır.

Diktatörlük olsaydı sen bunları söyleyemezdin

Haberin Devamı

Solcunun ayakkabısı Müslüman’ın saati

1 Mayıs’ta eylem yapan solcu gençlerden birinin ayağında en düşük fiyatı 150 lira olan bir ayakkabı vardı.
Bazı hükümet yandaşları bunu “mesele” ettiler.
“Yuh! Solcuya bak, marka ayakkabıyla eylem yapıyor” falan dediler.

*

Dini bütün bir hükümetin bakanı, koluna tam 7 yüz bin liralık saat takıyor.
Üstelik dini bütün hükümetin bakanının o saati rüşvet olarak alıp almadığı konusunda en azından şüphe var.
Bakıyoruz hükümet yandaşlarına...
Hiçbiri bunu “mesele” etmiyor.
“Dini bütün hükümetin bakanının kolunda 7 yüz bin liralık saat... Yakışıyor mu?” falan diyen yok.

*

Ne oluyor agalar?
Solcuya haram olan Müslüman’a helal mi?
Bi’ deyiverin hele.

Haberin Devamı

Fethullah Gülen karşıtı kampanyanın 4 açmazı

- BİR: Fazla üzerine gidiyorlar... Lüzumsuzca... Gereksizce... O kadar ki neredeyse hem Fethullah Gülen’i, hem de “Cemaat”ini dost düşman herkesin gözünde “mazlum” yapacaklar.

*

- İKİ: Ellerine geçen her türlü malzemeye işe yarar mı yaramaz mı diye bakmadan abanıyorlar. O kadar ki neredeyse “bunların ellerinde Gülen aleyhinde hiç mi malzeme yok da bunlara sarılıyorlar” dedirtecekler.

*

- ÜÇ: Gündemden çoktan düşmüş bir konuyu zorla gündemde tutmaya çalışıyorlar. O kadar ki bir süre yayınladıkları haberlerle, yaptıkları programlarla kimse ilgilenmeyecek.

*

- DÖRT: Her fırsatta vuruyorlar, vurmalara doymuyorlar, vurdukça vuruyorlar. O kadar ki dağılıp yok olmasını istedikleri “Cemaat”, onlar vurdukça neredeyse daha da kenetlenecek.

Haberin Devamı

Zorlu’nun mimarına düşündüğüm iyilik

ŞEHİRDE hava süt liman...
Zorlu’da hava resmen kar, fırtına, bora...
En ılıman bahar havasında bile Zorlu’nun bahçesinde en az üç ısıtıcıyla oturmak ancak mümkün olabiliyor.

*

“Zorlu” denilen alışveriş merkezi, öyle bir mimari yapı ki...
Rüzgârı hesaba katmamış, iklimi zerre göz önünde bulundurmamış, cereyanı dikkate almamış.

*

Elimden gelse...
Zorlu’nun mimarını, bir bahar akşamı ısıtıcısız falan Zorlu’nun bahçesinde üç saat zorla tutardım.
Bir daha “iklimlendirme” ile “mimari” arasındaki ilişkiyi es geçmesin diye.

Yazarın Tüm Yazıları