Yerel seçimi sert mi buldunuz? Daha serti geliyor...

BEN dahil çoğu gözlemci, yerel seçim kampanyasından söz ederken ‘Çok sert geçti, kutuplaşma çok arttı’ cümlesini sarf ediyor.

Haberin Devamı

Ben bu çeşit sertleşmeleri kaçınılmaz görenlerdenim. Bana göre Türkiye’de politika tercihleri üzerinden değil kimlikler üzerinden siyaset yapılıyor. Kimlikler üzerinden yapılan siyaset de, genellikle rakip kimliği kötülemek olarak meydanlara yansıyor.
Siyasi aktörler, kendi kimliklerini rakip kimliğin kötülükleri üzerinden tarif ettiği için de, kutuplaşma, yani kimlikler arasında keskinleşme ve ayrışma da kaçınılmaz oluyor.
Daha önce yazdım; Türkiye’de ana siyasi bölünmenin sol ile sağ veya laiklikle şeriatçılık arasında olduğunu düşünenlerden değilim. Ben, 110 yıl önceki makalesinde Yusuf Akçora’nın verdiği ismi, ‘Türkçülük’ ve ‘İslamcılık’ı kullanıyorum; dileyen modernlikle muhafazakârlık karşıtlığını kullanabilir.
Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığının onaylandığı 1982 Anayasa referandumunu saymazsak, ilk kez cumhurbaşkanımızı halkoyuyla seçeceğiz.
Peki ama Cumhurbaşkanlığı’na aday olup yarışacak kişiler halktan oy isterken ne diyecek, nasıl birer kampanya yapacak?
‘Cumhurbaşkanlığını en iyi ben yaparım çünkü bütün imzalarımı çok dikkatle atarım’ diyecek halleri yok.
Hiç kuşkunuz olmasın, bu seçim kimlik bazlı bir seçim olacak. Yerel seçim de öyleydi, bu daha da fazla olacak!
‘İslamcı’ kimlik, kendi içinden mümkün olan en kapsayıcı ismi aday olarak çıkaracaktır. Yıllardır yapılan anketler, bu ismin tartışmasız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu gösteriyor.
Peki ‘Türkçü’ kimlik kimi çıkaracak aday olarak? Onlar da, mümkünse karşı cepheden de oy çalabilecek kapsayıcılıkta bir isim arayacaklardır. Henüz bu arayışın bilimsel manada başladığına ilişkin bir işaret yok, umarım bulurlar adaylarını.
Seçim iki turlu olacağı için ‘İslamcı’ şemsiyenin altından da, ‘Türkçü’ şemsiyeden de birden fazla aday çıkması mümkün. Ayrıca bir de ‘Kürtçü’ akım var; onların da bir aday çıkarması muhtemeldir.
Dedim ya adaylar kimlik savaşı yapacaktır ve bu savaş da esas olarak karşıt kimliği kötülemek şeklinde gerçekleşecektir diye, işte o yüzden yakında iyice hızlanacak olan kampanya döneminde Ertuğrul Özkök’ün deyimiyle ‘kaybettiğimiz millet olma vasfımızı’ daha da aşındıracak sertliklere kendimizi hazırlamalıyız.

Haberin Devamı


Milliyetçilik patlaması yaşanacak

CUMHURBAŞKANLIĞI kampanyalarında benim adlandırmamla ‘Türkçü’ ve ‘İslamcı’ adaylar yarışacak. Ama bu ayrım öyle siyah-beyaz ayrımı gibi net bir ayrım değil.
Başbakan Erdoğan bunu yıllardır yapıyor zaten; her seçim döneminde milliyetçi temaları ön plana çıkarıyor. İki amaca hizmet ediyor bu milliyetçilik:
1. ‘Türkçü’ oylardan biraz olsun kazanma isteği; 2. AK Parti’ye yönelik, ‘Bunlar milliyetçi değil ümmetçi, hatta gayrimilli’ eleştirilerini kırmak.
Bu taktiğin bu seçimde de kullanılmasını beklemeliyiz. Yani AK Parti kampanyasında milliyetçiliği iyice tavana vurduracak.
Peki ya ‘Türkçü’ cephe de aynı şeyi yapıp kendi dindarlıklarına ve muhafazakârlıklarına vurgu yaparsa ne olacak? Bu vurgu nasıl olsa yapılacak da ya onun dozu aynen Erdoğan’ın ‘Tek ülke, tek bayrak, tek millet’ vurgusu gibi olursa iyice sertleşen bir seçim yaşayacağız demektir.

Haberin Devamı


Cumhurbaşkanımız ‘İslamcı’ mı olacak ‘Türkçü’ mü?

KAMPANYA döneminin çok sert geçeceğini tahmin ettiğim Cumhurbaşkanlığı seçimini hangi kimlik kazanacak peki?
Yerel seçim sonuçları, ‘İslamcı’ şemsiye altındaki partilerin (AK Parti ve Saadet) aldığı oyların, ‘Türkçü’ şemsiye altındaki partilerden (CHP, MHP, DSP, İP vs) iki milyona yakın fazla oy aldığını gösteriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimine bir ölçü teşkil edip etmeyeceği tartışılır belki ama 2010’da yapılan Anayasa referandumuna bir bakmak lazım.
Orada, ‘Evet’ cephesi bugün ‘İslamcı’ adını verdiğim şemsiyenin aldığı oy kadar (21.8 milyon) oy almıştı.
Ama referanduma katılım yüzde 77’de kalmıştı, Kürtler büyük ölçüde oylamayı boykot etmişti ve ‘Hayır’ cephesi o yüzden bugünkü 19 milyonluk oyuna yaklaşamamış, 16 milyonun biraz altında kalmıştı.
Bakalım ağustosta yapılacak seçimlerde cepheler seçmenlerini sandığa gitmek konusunda ne kadar motive edebilecek.

Yazarın Tüm Yazıları