Bir canın bedeli kaç para?

İstanbul Levent’te, taksiye binmek üzere olan, 18 yaşlarında iki kıza, hızla gelen bir araç çarpıyor; iki arkadaştan biri kaza anında hayatını kaybediyor, diğeri ise ağır yaralanıyor.

Haberin Devamı

Bu olay 8 yıl önce, yani 2006 yılında, meydana geldi.
Ölen kızın ailesine, sigortadan 40 bin lira tazminat ödeniyor. Ağır yaralanan kızımız ise 8 yıldır, hem sigortadan tazminat hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) tedavi giderlerini alabilmek için hukuk savaşı veriyor. SGK, tedavi masraflarını sigorta şirketinin ödemesi gerektiğini savunuyor, sigorta şirketi ise değişen yasa nedeniyle giderlerin SGK tarafından ödeneceğini söylüyor ki; bu konuya başka bir yazımda değineceğim, çünkü yıllardır süren anlaşmazlık nedeniyle binlerce kişi mağdur.
Bahsettiğim bu olayı, geçenlerde bir gazetede okudum. Trafik kazalarında yakınlarını kaybedenlerin sigortadan aldıkları tazminat ile ilgili hemen hemen her hafta da okuyuculardan birkaç şikayet alıyorum. Herkes sigorta şirketlerini suçluyor ve ‘bir canın bedeli bu kadar ucuz mu?’ diye isyan ediyor.
Açıkçası, tazminat rakamlarını duydukça eleştirilere hak vermiyor değilim. Ama diğer taraftan bakıyorum, sigortacılar da trafik kazalarından dolayı her yıl yüz milyonlarca lira tazminat ödüyor ve yaranamamaktan yakınıyor. Anlayacağınız ne alan, ne de veren memnun.
VEFAT TAZMİNATI

Peki, neden böyle? Daha doğrusu, trafik sigortasında yazan vefat tazminatının tamamından –ki, 2014 yılı için kişi başına 268 bin liradır- neden herkes yararlanamıyor?
Aslını isterseniz, trafik kazalarında sigorta şirketlerinin ödedikleri; vefat tazminatı değil, ‘destekten yoksun kalma’ tazminatıdır. Yanlış bilindiğinden, ölenlerin yakınlarına her şart altında tazminat ödeneceğine inanılıyor ki, uyuşmazlık da buradan kaynaklanıyor.
Adından da anlaşılacağı üzere destekten yoksun kalma tazminatı, vefat eden kişinin; bakmakla yükümlü olduğu ailesinin, onun ölümünden dolayı uğrayacağı maddi kaybı karşılıyor. Hal böyle olunca da ölen kişinin yaşı, maddi durumu, aylık gelirinin yanı sıra; bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sayısı, yaşı, gelirlerinin olup olmadığı, çocukların olası eğitim masrafları gibi daha birçok kritere göre ödenecek tazminat hesaplanıyor.
Daha açık şöyle anlatayım: Trafik kazasında vefat eden kişi 60 yaşındaysa, eşinin geliri varsa, çocukları da 18 yaşından büyük ve çalışıyorsa; ailesinin, bu vefattan dolayı maddi kayba uğramayacağı varsayımıyla, düşük tazminat ödeniyor. Eğer eşinin geliri yoksa tazminat ona göre hesaplanıyor ama hiçbir zaman en yüksek tazminat rakamına ulaşmıyor.

1 MİLYON LİRA ALDILAR

Bir örnek daha vereyim, dilim varmıyor ama kazada vefat edenin yaşı küçükse, geride kalanlara bakmak gibi bir yükümlülüğü olamayacağından tazminat da ona göre hesaplanıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, ‘yaşı büyükse, küçükse gibi bahanelerle tazminat az hesaplanıyorsa neden, her yıl kişi başına vefat tazminatı devletçe belirleniyor?’. Onu da örnekle anlatayım.
Hatırlayacak mısınız bilmiyorum ama 2012 yılında, Balıkesir’de bir kaza yaşanmış ve o kazada üç aile babası hayatını kaybetmişti. Çocukların yaşları küçüktü. Sigortadan toplam 1 milyon liranın üzerinde tazminat ödendi. Bu bir tanesi ve böyle birçok örnek var.
Anlayacağınız sigorta şirketleri, bir canın bedeli olarak tazminat ödemiyorlar; geride kalanlar, ölen kişinin yokluğunda, yoksun duruma düşmesin diye hesap kitap yapıp, bir bedel ödüyorlar. Yani, trafik sigortasında teminat 268 bin liraysa sigortacı, her vefat edenin yakınına 268 bin lira ödeyecek diye bir kavram yok.
Son olarak şunu da belirteyim: Eğer trafik kazasında bir yakınınızı kaybettiyseniz, önce bizzat kendiniz sigorta şirketine başvurun; olmuyorsa aracı ya da avukat kullanın. Neden mi? Çünkü çoğu zaman ödenen tazminatın yarısı aracılara gidiyor da onda.

Yazarın Tüm Yazıları