Aramıza hoş geldin!

Tarihi alışkanlıklarımız, e-ticaret, Batı’nın güvenlik paranoyaları ve hükümetimizin otoriter kontrol sevgisi el ele verdi; artık her vatandaş tamamen şeffaf bir hayat yaşayacak, bizim gibi ünlülüğü tadacak! İnternet yasa tasarısı da geçerse, aramıza hoş geldiniz! ‘Özel’ hayat ‘resmen’ bitmiştir!

Haberin Devamı

Andy Warhol “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” demişti, Türkiye daha iyisini yaptı, pek yakında her vatandaş sonsuza kadar ünlü hayatı yaşayacak! Mezhebinden geçmişine, sağlık sorunlarından gezdiği yerlere, siyasi fikrinden günlük alışkanlıklarına, son yasa tasarısıyla da artık internet ortamında girdiği sitelerden sanal âlemde ahbaplık ettiği kişilere kadar, herkes bilecek! Ha, ‘herkes’ demeyelim, devlette çalışan ve onlarla bağlantılı olup bu bilgilere ulaşabilecek herkes!
Şöhret zor iştir. Gözler üzerinizdedir. Hastaneye gittiyseniz geçirdiğiniz mide kanamasını, tatil yapacaksanız kaldığınız oteli, giydiğiniz elbisenin marka ve fiyatını, bardan çıkarken ne sıklıkla içki içtiğinizi, zaman zaman ne kadar para kazandığınızı, hatta çok manyak bir paparazzi söz konusuysa dini inancınızı, yani özel hayatınızın en ince detaylarını, elâlem öğrenir!
Öte yandan şöhret tatlıdır da. Sokakta tanırlar, iltifat ederler, restoranlarda iyi masalar, butiklerde indirimler, her aktivite için davetiyeler alırsınız.
Siz, sevgili Türk vatandaşı, siz bunları değil, şöhretin sadece özel hayatınızı elalemin öğrendiği bölümünü yaşayacaksınız!
Batı’nın da Doğu’nun da iyi taraflarını almak lazım ya, biz iki tarafın da özel hayatı deşifre eden bölümlerini itinayla almışız. Tarihi olarak devletimiz, Batı’nın özel hayata dair diye baktığı, sorulmasını ayıp hatta suç olarak gördüğü; soy, din ve mezhebimizle gayet ilgilidir. Ben bile 70’li yıllardaki din ve mezhep hanesi olan nüfus defterlerini hatırlıyorum. Benimkinde ‘İslam’ ve ‘Hanefi’ yazardı, anneme “Hanefi olmak tam ne demek” diye sormuştum 5 yaşında filan. Birkaç yıl sonraydı sanırım, din hanesi olmayan kart şeklinde kimliklere dönüldü.

Haberin Devamı

Sizce silmişler midir?

O devlet kayıtları silinmiş midir sanıyorsunuz? Yoo. Ailelerin din ve mezhepleri 70’li yılların sonuna kadar kaydedildiyse, muhtemelen devam ettiriliyordur. Dolayısıyla geçenlerde çocuğunu Ermeni anaokuluna kayıt ettirmeye çalışan bir aileye Nüfus Müdürlüğü’nden “Gizli soy kodunuz 2 değil, yani Ermeni değilsiniz” diye bir ret cevabının gelmesine, “Gezi’ye katılanların yüzde bilmem kaçı Alevi” gibi istatistiklerin yapılabilmesine niye şaşırıyoruz bilmem.
Gelelim iletişime. Telefonlarının dinlenmediğini gönül rahatlığıyla söyleyen kaç vatandaşımız vardır sizce? Telefonun devlet tarafından dinlenmesinin günlük hayatın parçası olması ancak bizim gibi ‘Doğulu demokrasiler’de yaşanan bir vaziyettir. Keza bazı Anadolu üniversitelerinde, öğrencilerin siyasi görüşlerinin, arkadaşlıklarının, hatta manitalık durumlarının fişlenmesi de öyle! Doğu’nun özel hayatı kayıt altına alma yöntemleri bizde tam takım mevcuttur yani!
Devletimiz Batı’nın ‘Big Brother’ taraflarını da benimsiyor tabii. Bunlardan, misal MOBESE’lerin başımın üzerinde yeri var, hırsızı uğursuzu görelim, eyvallah. Ama güvenlik veya kolaylık amacıyla verilen vatandaşlık numarası sistemi bazen insanı tedirgin ediyor. Ne zaman, nerede, ne yapıyorsun, baban bilmez belki ama devlet biliyor! Bodrum’a tatile gittiğim gün, otelden valiliğe bilgiler ne hızla gidiyorsa, yarım saate validen hediye kapımda! Pek hoş ve aynı zamanda pek tedirgin edici. Hayır, bir şüpheliyi arıyorsan tamam da, Bodrum’a gelen binlerce turistin arasında beni nasıl hemen tespit ettin? Değme paparazziye taş çıkartan bir durum! Ve dikkat et sade vatandaş, bu, bir süredir senin için de geçerli ha!

Haberin Devamı

Şöhret kolay değildir

Baban bilmez devlet bilir diyorum ama Batı’nın aksine, bizim ülkede baban da biliyor çünkü devlet haber veriyor! Misal hamilesin, zırt sen müjdeyi veremeden eve telefon! Batı’da sorulmayan özel bilgilere de hâkim olmak istiyor bizim devlet. Örneğin hamilelik testleri sonuçların, ne kadar alkol aldığın, şu ana kadar tetkik istediğin bütün kurumlar, nedense medeni halin, adres ve iletişim bilgilerinle birlikte Sağlık Bakanlığı’na rapor edilmek zorunda! Özel hastaneye kontrole gitmiş olsan bile, devletimiz bu detayları bilecek arkadaş! Ve gerek görürse babana, abine filan söyleyecek. Zira sevgili vatandaşım, şöhret kolay değildir, artık şeffaf bir hayat yaşamaya mecbursun!
Batı’nın özel hayatın gizliliğini ihlal eden, harbi sakıncalı tarafları da var. Mesela e-ticaret alanında alışkanlıkların paylaşılması! Diyelim bir mobilya mağazasının internet sitesine girip baktın, o günden sonra ikide bir dekorasyonla ilgili patlangoçlar, reklamlar belirmeye başlıyor bilgisayar ekranında. İlgi alanların, alışkanlıkların firmalarla paylaşılıyor! Bunları da devletimiz engellemiyor, ticari amaçlı özel bilgi paylaşımına ses çıkarmıyor.

Haberin Devamı

Ne kaldı sana geriye?

Sevgili sade vatandaş, bugüne kadar biz ünlülere göre, en azından birkaç alanda özgürdün, mahremin vardı. Biz Cihangir’de otururken, Nişantaşı’nda yürürken, giydiğimiz elbisenin fiyatı, yediğimiz yemek, yanımızdaki eş dost, onlarla konuştuklarımız, şu, bu haber yapılır. Yeni yasa geçerse, senin internetteki hayatın da artık bizim özel yaşamımız kadar şeffaf olacak, hadi hayırlı olsun! Girdiğin siteden aldığın ayakkabı, ısmarladığın yemek, getirttiğin içki, seyrettiğin film, arkadaşlık ettiğin insanlar, Facebook’ta konuştukların, okuduğun gazeteler, Twitter’a yazdıkların, ‘meraktan girip baktığın siteler’, hepsi iki yıl boyunca saklanacak ve devlet istediği an tüm hayatını takip etme fırsatı bulacak! Yani artık, Batı tarzı güvenlik ve kolaylıklar, ticari arsızlıklar, tarihimizden gelen reflekslerle arşivlenen soy sop bilgileri, hayat tarzı alışkanlıkları, Sağlık Bakanlığı kayıtları, emniyet ve valilik dışında, sanal ortamda da özel hayatının bitişi kapıda!
Sevgili sade vatandaş!
Artık bizler gibi ünlüsün ve internet de senin yol kenarı Cihangir kafen! İstediğinle otur, istediğini yiyip içip rahat rahat istediğini konuş...
Cesaretin varsa!

Yazarın Tüm Yazıları