Bırakınız dikizlesinler mi?

NEYİ kaçırıyorum; başkalarının yatak sahnelerini dikizlemek hak mı oldu, haber alma özgürlüğünün bir parçası mı bu da?

Haberin Devamı

Şeffaflık ve bilgi edinme hakkı gereği, kimse artık avret yerini saklayamayacak mı?
Demokratik bir mecburiyet mi yani, özelinden haber havadis sorulan, eli mahkûm ar damarını çatlatıp kendini internette teşhir edecek...
Soyunuk çekip röntgencilerin önüne atacaklar ve vatandaşın mahremiyetini korumayacak devlet, bu mudur?

***

Ne çok meraklısı varmış yahu dikizciliğin...
Şu mabat düşkünü İtalyan yönetmen Tinto Brass’a rahmet okutacaklar. En azından gözünü, anahtar deliğine rızasız dayamıyordu o.
Bizimkiler, aşağılık montaj-şantaj kasetlerine anında müdahale edilecek olmasına bozuluyorlar...
Gerekçe: Sansüre hayır, internete özgürlük!
Kim söyler aksini birader, istemiyorum diyeni mahalle meydanında kovalıyorlar.
Fakat dikizci misiniz özgürlükçü mü, bir karar verin evvela...

***

İnternet liberalizmi, yeni bir merhaleye erişti demek. Bırakınız çeksinler, bırakınız izlesinler merhalesi...
Meclis’ten bir düzenleme geçiyor, aynı lahza etiketi yapıştırıyorlar: İnternet yasakları kabul edildi...
Neyi yasaklıyor yasa?
‘Özel hayatın gizliliğini ihlal eden içeriği’...
E serbest mi olsun, nedir bu curcuna?
Elinizden ne gidiyor, başkalarının mahremine burnunuzu sokma hürriyeti dışında ne?...
El âlemin sizi hiç ilgilendirmeyen özel hallerini, mahrem anlarını, ayıp yerlerini, yatak odası sahnelerini izleyemeyeceksiniz, hepi topu bu, ne oluyoruz!
TİB’e yetki veriliyor, geçici tedbir alacak, vakit kaybetmeden kaldırtacak müstehcen içeriği. Mahkeme kararı arkadan gelecek...
Yani önce erişimi engelleyecek, sonra mahkeme kararını bekleyecek...
TİB canı neyi isterse onu yasaklayacakmış, kafasına göre takılacakmış, böyle keyfilik Deli Dumrul’da yokmuş vesaire...
Sanki yasada, ‘özel hayat gizliliğinin ihlali halinde’ bu tedbire başvurulacağı yazmıyormuş gibi bir hava estiriliyor.
Mağduriyet doğmadan, mahremiyete tecavüz gerçekleşmeden, daha başında engelleme yapılacak. Nesi kötü, neresi yanlış?
Ha, eskiden tersiydi. Olan oluyor, mağdurun mabadını görmeyen kalmadıktan sonra müdahale ediliyordu. Arkadan geliyordu adalet, o da gelirse şayet...
Şimdi mahkeme kararı arkadan gelecek ki, o gelene kadar suç işlenmesinin önüne geçilebilsin...
Bu mu sansür, bu mu özgürlüğün kısıtlanması, bu mu muhalefetin susturulması?
Suudi Arabistan, İran ve Çin seviyesine geriliyormuşuz. Şantaja özgürlük talep eden muhalefeti de kapsıyor mu bu denklik?

***

Haberin Devamı

Farfaracılar yine sahnede ama sahiden ne istiyorlar?
Başkalarının yatak odasını dikizleme hakkı mı?
AB komiseri Stefan Füle de kaygılanmış, şeffaflık diyor...
Şeffaflık, internette anadan üryan dolaşıma sokulmak mıdır? Vatandaşlarını çırılçıplak temaşaya çıkarmak, meraklı ahaliye çiftleşen maymunlar gibi seyrettirmek midir?
Hey gidi röntgencilik, sonunda AB müktesebatına da girdin...
Dünyanın gelmiş geçmiş en aşağılık, en kalleş tehdit ve şantajcılarının elinden bir imkân alınacak.
Bu alçaklığa daha hızlı müdahale edilmesi neden sansür olsun? Biri utanmadan, sıkılmadan anlatsa da bilsek...
İktidar kanadını bel altından vuracak stoklar var, henüz eritilmeden elde patlayacaklar da ondan mı?

Yazarın Tüm Yazıları