HSYK’dan sonra sıra faizdeki geri adımda

Özellikle Avrupa Birliği’nden gelen eleştiriler Hükümete, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yasası konusunda geri adım attırdı.

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan Brüksel ziyaretinde HSYK değişiklikleri konusunda AB yetkililerini ikna ettiğini söylese de, son olarak Cumhurbaşkanı ile görüşüp, değişiklikleri dondurduğunu açıklayarak, ikna edemediğini göstermiş oldu.
Başbakan Erdoğan, eleştirilmekten, hele hele “yapmak istediği bir şeyi eleştirildi diye geri çekti” algısı yaratmaktan hiç hoşlanmıyor. Şimdiye kadar attığı geri adımları da hep unutturup, sanki daha önce kendisi öyle söylememiş gibi attı. Şimdi çok sıkıştı ve HSYK’da bariz biçimde geri adım attığı ortaya çıktı ama yine de bunu açıklarken “Kimse bana emir veremez” demekten geri durmadı.
Çünkü hayati önem verdiği karizmasını, “kararlı, tavizsiz” algısı üzerine kurdu.
Erdoğan’ın iki gün önce, göstere göstere atmak zorunda kaldığı bu geri adım, piyasaları umutlandırdı. Açıkcası; HSYK’daki geri adımdan sonra artık Başbakanın faiz konusunda da geri adım atabileceği umudu belirdi.
Aslında faize Başbakanın karar veriyor olması, O’nun izninin aranması, tek başına ekonomi yönetiminin ne kadar gerçekçilikten uzak yürütüldüğünün bir kanıtı. Herkes hala Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’n doğruları söyleyip Başbakanı ikna ederek doğru adımların atılmasını sağlayacağını umuyordu. Ancak Babacan’ın son dönemde yaptığı açıklamalar da hayal kırıklığı yarattı. “Ya Babacan da gidişatı görmüyor ya da Başbakanı ikna edecek gücü artık hiç kalmadı” denilmeye başladı. Çünkü son dönemde özellikle kurlarda yaşananlar, iş aleminin moralini iyice bozmuş durumda. Ekonomi yönetiminin duruma artık hakim olamadığı, daha doğrusu gelişmelerin arkasından sürüklenip sadece seyrettiği gibi bir izlenim alıyorlar.
Tam akılcı bir politika umudu kaybolmuşken HSYK’da geri adım gelince son günlerde “Acaba Hükümetin faiz artışı konusundaki inadı artık kırılır mı?” sorusu yeniden sorulmaya başladı. Herkesin gözü “Başbakanın, Babacan ve ekonomi bürokratları ile yapacağı yeni bir toplantı” ya çevrilmiş durumda. Yani son faiz artışındaki gibi, bir Dolmabahçe Ekonomi Zirvesi bekleniyor.

TEK FAİZE DÖNÜLÜR MÜ?

Bu zirve yapılacak mı, bu hafta içinde Merkez Bankası yeni bir faiz kararı, politika değişikliği açıklar mı, şimdi piyasaların beklediği gelişme bu.
Peki, böyle bir zirvenin ardından nasıl bir karar açıklanırsa piyasa durulur, kurlar ve faizlerdeki hızlı bozulma yumuşar, normalleşme umudu doğar?
Bankacılara sorduğumuzda, “İstisnai gün sayısı artırılıp, bunun için piyasaların önünü görebileceği belirli bir takvim açıklanır, yani faizler bu dönemde fiilen yüzde 9’a çıkarılmış olursa” bu paniğin önlenebileceğini söyleyenler var.
Bazı bankacılar ise artık o dönemin de bittiğini, bundan sonra piyasalara güven verebilecek tek önlemin “Faiz koridorunun sona erdirilip tek faize dönülmesi ve bunun da yüksek bir oran olarak saptanması” olabileceğini söylüyorlar.
Aynı bankacılar Hükümetin bunu yapmak için bir süre daha bekleyebileceğini de düşünüyor. Bozulmanın devam etmesi halinde rating indirimi gelebileceğini hatırlatan aynı bankacılar, “Tek faize dönmek için Hükümet rating indirimini beklerse, faturanın daha yüksek olacağı kesin” şeklinde konuşuyorlar.
İşalemi gibi bankacılık kesimi de kurlar yüksek kaldıkça paniğin arttığını, süre uzadıkça hasarın çoğaldığını ama bunun görülemediği görüşündeler. HSYK değişikliklerinin geri çekilmesinin piyasaların normalleşmesi için yetmeyeceği, mutlaka para politikasında değişiklik gerektiğinin altı çiziliyor.

Yazarın Tüm Yazıları