Hayal tüccarı AKP

BİR taksiciye denk geliyorsunuz...

Haberin Devamı

İktidara methiyeler düzüyor.
Diyor ki...
“Biz büyük ülkeyiz, önümüzü kesmek istiyorlar. Biz büyük projeler yaptıkça Avrupa kuduruyor.”
Diyor ki...
“3. havalimanını yapacağız. Dünyanın en büyük havalimanı olacak bu. Almanlar kuduruyor.”
Diyor ki...
“2 tane nükleer santral yapıyoruz. Fransızlar kuduruyor.”
Diyor ki...
“Yeni Boğaz projesi (Kanal İstanbul) yapacağız. E tabii öbür tarafta para ödüyorlardı (Montrö’den bihaber). Kuduruyorlar.”
Diyor ki...
“Bu çok büyük adam, bu ülke çok büyük, bize komplo yapılıyor.”
Bir kere adamın bilgileri hep yanlış. Laflar ezber. Başbakan ve kurmaylarının günde 18 kez tekrarladıklarını alıp size satıyor.

*

Başbakan bu toprakların insanını, özellikle de Anadolu’yu çok iyi tanıyor.
Anadolu’daki insanın en büyük isteği Avrupa’ya haddini bildirmektir.
Sertab Eurovision’u kazandığında ülke coşmuştu.
Türkiye Dünya Kupası’nda üçüncü olduğunda izdihamdan futbolcular havalimanından şehre gelememişti.
Türklerin “Avrupa duy sesimizi” diye Osmanlı’dan beri gelen bir hayali var. Hükümet de bunu gayet güzel kullanıyor.
Bu hayali satıyor.

*

Haberin Devamı

Mitinglerde asgari ücret kazanan adama milyar dolarlarla konuşuyor.
Adam dün de fakirdi, bugün de fakir.
Ama işte Başbakan ona kendini iyi hissettirecek bir şey veriyor. Ona kendini “büyük ülkenin vatandaşı” gibi hissettiriyor.
Bunu çok basit ve anlaşılır bir dille yapıyor ve aynı şeyi mütemadiyen tekrarlıyor. Yalan malan fark etmez. İnsanlar için önemli olan o değil ki... İnandırıcı mı, inandırıcı. Mitler zaten böyle yaratılıyor.
Adamın önümüzdeki dönem Türkiye ekonomisi iyi olacak mı, kendi iyi olacak mı, çocuğu okula gidecek mi umurunda değil. “Avrupa’ya haddini bildireceğiz” düşüncesi ona yetiyor.
Bir nevi sanal dünya, hayal dünyası.
Bir şeyler ters gittiğinde de kaz ustaca çevriliyor.
Mesela halka kendini iyi hissettirecek şey neydi? “Herkesle sıfır sorun” dendi.
Olmadı, herkesle itişip kakıştık.
“Biz kral olacağız” dendi.
O da olmadı.
Sonra biz küstük, “değerli yalnızlık” diye bir şey icat ettiler.
Tek kelimeyle abes.

*

Başbakan doğal bir savaşçı. Ama o savaşçı aslında bir “bully”. Yani etrafındakileri itip kakan biri.
Yalan doğru fark etmiyor, asla geri adım atıp “Yanlış yaptım” demiyor. Bu tavrı karşılık buluyor. Çünkü hitap ettiği kitle de kendisi gibi, hatasını kabul edip özür dilemekten hoşlanan insanlardan oluşmuyor.

*

Haberin Devamı

Bizim toplumun öncelikli sorunu tarafsızlığın olmaması.
Kimse “Birlikte oturur buradan yeni bir sentez çıkarırız” demiyor. Varsa yoksa ortaokul münazarası. “Sen haksızsın, ben haklıyım.” Biraz daha ses yükseliyor. Hakaret ve fiziki şiddet devreye giriyor, iPad’ler fırlatılıyor.
Tek hedef karşı tarafı püskürtmek, alana sahip çıkmak. O alana sahip çıkarken de belirli klişelerle karşı tarafın üstüne gitmek.
Herkes çocuk, herkes bağırmaya hazır. Ve Başbakan bu öfkeyi çok güzel kullanıyor.

*

Halk “Peki arkadaş bu hükümet bana ne vaat ediyor? 10 yıla benim hayatımda ne değişecek?” diyemiyor.
“Nükleer santraldan bana ne” diyemiyor.
“Hayatımda belki hiç uçağa binemeyeceğim” diyemiyor.
Hayal tüccarları pazarlıyor; o da oltaya geliyor.

Yazarın Tüm Yazıları