‘Yozgat Blues’u seyrettim

Önce beni filmin adı çekti, Yozgat’la blues’u birden yan yana getiremedim.
Bireysel dramların, tutunamamışlıkların, hele taşra yaşamından saptamaların, edebiyatta da sinemada da ilgimi çektiğini okurlarım bilir.
Yozgat’a giden iki kaybetmiş müzisyenin hikâyesi... Blues sözü geçiyor ama durumun arkaplanıyla alakalı elbette, yoksa ikisi de pop söylüyorlar.
Bana göre ve izleyenlerin de kabul edeceği üzere önemli metaforlardan birisi ‘peruk’. Peruk, burada orta yaştaki adamın, saçsız başını örtüyor. O perukla aynaya bakıyor. Aslında herkesten saklıyor ama tutunacak dal arayan, bilinçaltında yerleşik bir düzeni arayan Neşe de peruk kamuflajını anlıyor.
Bu iki eksen kahramanın çevresinde, birçok tip var.
Yaptıkları müzik dinlenmiyor, halk başka müziğin dinleyicisi.
Sonunda Neşe, orada bir kuaförün aşkına karşılık veriyor, evlenme teklifini kabul ediyor.
Neşe’nin müzik dünyasında hayalleri var mıydı?
Yoksa bir ev kadını mı olmak istiyordu?
Belki bunların tek yanıtı, bir güvenceye teslim olmakla alakalıdır. Çünkü kuaför; dükkânın badanasını, boyasını Neşe’ye soruyor. Bir birey olduğunu hissettiriyor.
Tutunamayanlar ve taşranın değişimi, gelişimi üzerine çarpıcı, düşündürücü, beğendiğim bir film.

* * *

YÖNETMENİN ilişkilerdeki hüznü keşfedişi, bana yönetmenin önceki filmi ‘Uzak İhtimal’i de seyrettirdi.
Başarının üstüne oturmayan biri Coşkun.
İstanbul’un yaşayışını, buradaki Müslüman ve levanten havayı, duyarlılığı çok başarıyla yaratmış. Bu kent üzerine çeşitlemeler yaparak, bu çalışmalarını aynı kentte sürdürebilirdi.
Ama o insan gerçeğini her alanda, her ortamda arayarak, ustalık çeşitlemesi yapmış.
‘Uzak İhtimal’, birçok ödül almş bir film.
İtiraf edemeyenlerin bir aradaki sevgi ve aşk unsurlarını taşıyan ilişkisi, bir gizilliğin güzelliği arasında yaşanıyor.
Mahmut Fazıl Coşkun’un tipleri inandırıcı, yalın oyunculuklarıyla bunu bize iletiyorlar.
İki filmin de klişeye düşme tehlikesi vardı.
Konuları müsaitti, seyirci toplamak için de bunlar kullanılabilirdi.
Yönetmen, seyirci tuzaklarının hepsini reddetmiş.
Gerçekçi bir yaklaşım olunca, onların hüzünlerini, konumlarını algılayabiliyoruz.
Konuları, semte, kente göre bulup, onları başarıyla işlemek de yönetmenin övülmesi gereken yanı.

* * *

‘YOZGAT BLUES’u seyredin, sonra da seyretmediyseniz ‘Uzak İhtimal’in DVD’sini alın. İyi bir yönetmeni yakından tanıyın.