Bir çocuğu çok sevmiş

Bu hafta size masal anlatmak istiyorum. 1964’te Shel Silverstein tarafından yazılmış.

Haberin Devamı

Öyle güzel bir masal ki, Youtube’da yazarının sesiyle olan videosunu, Twitter’dan paylaştım.
Paylaşır paylaşmaz şöyle bir mesaj geldi: “Sen masal anlatıyorsun, memlekette neler oluyor.” Ben de şöyle cevap yazdım: “Çocukken bu masalı okusalardı, şimdi onların masallarını izlemiyor olurduk.”
Bizim dilimizde niyeyse, “Bana masal anlatma” diye bir cümle de var. Halbuki masallar daha çok anlatılmalı.
Şimdi, benim vaktim var bunlara diyenlere, benim anlatımımla; ‘The Giving Tree’ (Cömert Ağaç).
Bir zamanlar bir ağaç varmış ve küçücük bir çocuğu çok sevmiş. Kendinden bile çok sevmiş.
Arkadaşmış bu ikisi. Çocuk ağaca tırmanır, elmalarını yer, dallarında sallanır, gölgesinde uyurmuş. Ağaç da çok mutluymuş bu durumdan...
Sonra çocuk büyümüş. Bir sevgilisi olmuş çocuğun. Beraber gelip uzanmaya başlamışlar ağacın gölgesine. Ağaç da, her ne kadar çocuk artık tırmanıp dallarında sallanmasa da, mutluymuş bu durumdan. Kız arkadaşıyla çocuğa vermiş cömertçe elmalarından.
Derken çocuk biraz daha büyümüş. Ağacın yanına geldiğinde neşeyle sallanmış ağaç, “Haydi” demiş, “Tırman üzerime, dallarımda sallan.”
“Of” demiş çocuk, “Ben artık büyüdüm, başka bir şeye ihtiyacım var. Paraya ihtiyacım var. Bana para verebilir misin?”
Düşünmüş ağaç, “Hmm” demiş, “Param yok ama elmalarım var, sana elmalarımdan veririm, sen de satarsın para kazanırsın olur mu?” “Tamam” demiş çocuk.
Ve ağaç dökmüş önüne bütün elmalarını...
Uzun süre görünmemiş çocuk. Sonra, yine bir gün çıkagelmiş.
Bayram yapmış ağaç sevinçten ve heyecanla demiş ki: “Hoş geldin!
Haydi, tırman üzerime, dallarımda sallan, gölgemde uyu!”
“Bunlara zamanım yok” demiş çocuk, “Benim bir eve ihtiyacım var. Sen bana bir ev verebilir misin?”
Düşünmüş ağaç, sonra demiş ki: “Sana bir ev veremem ama dallarım var benim. Onları kesip kendine bir ev yapabilirsin!” Ve böylece, bütün dalları kesilmiş ağacın.
Bir süre daha görünmemiş çocuk, sonra bir gün uğramış yine. Tabii bizim ağaç sadece koca bir gövde, sevincinden sallamış koca gövdesini...
“İşte geldin, seni bekliyordum” demiş. “Haydi tırman üzerime, gölgemde uyu!” Çocuk artık orta yaşlı bir adam, “Benim bunlara halim yok” demiş, “Denize açılmak istiyorum. Bir kayık lazım bana. Sende var mı bir kayık?” Düşünmüş ağaç... “Koca bir gövdem var, onu kesip kendine bir kayık yapabilirsin!” Bunun üzerine çocuk kesmiş ağacı.
Ve gitmiş her zamanki gibi.
Derken bir gün yaşlı bir adam olarak çıkagelmiş çocuk.
Ağaç yine çok sevinmiş.
Ağaç dediğime bakmayın, kesik kısa bir gövde. “Hoş geldin” demiş yine gülen sesiyle. “Ben artık çok yorgunum” demiş çocuk...
“Sadece bir yer bulup oturmak istiyorum.” “İyi ya” demiş ağaç, “Gel otur üzerime.” Ve çocuk gidip ağacın kesik gövdesine oturmuş.
Böyle bitmiş ağaçla çocuğun masalı.
Hepimiz, sadece oturmak isteyen birer yaşlı olmadan, gövdesi kesik bir ağaç gibi olmayı öğrenelim diye, sevgilerimle.

Yazarın Tüm Yazıları