Pardon

4 sene 9 ay önce, Mustafa Balbay tutuklandığında...

Haberin Devamı

*

AKP henüz AKP’ydi, ak denmiyordu. Son Osmanlı Padişahı 1’nci Recep Tayyip Erdoğan pankartı açılmamıştı. Profesör Haberal tutuklanmamıştı, 4 yıl 4 ay yatıracaklarını bilmiyordu. Profesör Hilmioğlu dışardaydı, kanser değildi. Profesör Türkan Saylan yaşıyordu, terör yuvası diye evi basılmamıştı. Poyrazköy’de TRT kameraları eşliğinde kazı başlamamış, boş lav silahı bulunmamış, Kardak kahramanları içeri tıkılmamıştı. The Taraf gazetesi, Fethullah Gülen’i bitirme planını manşet yapmamıştı, o planın bizzat AKP tarafından imzalandığı kimsenin aklına gelmemişti. Cemaat AKP’nin kankası, AKP cemaatin cankuşuydu. İki cihanda lekeli değildik. Habur rezaleti yaşanmamıştı. Yarbay Ali Tatar kafasına sıkmamıştı. Çukurambar’da suikastçı diye aşçı yakalanmamış, o sırada Manisa’da bulunan Bülent Arınç’a Ankara’da suikast yapılacağı iddia edilmemiş, n’oluyor demeye kalmadan kozmik oda’ya girilmemişti. Bizim patrona can sıkıcı yayınlar yapmasın diye 1 milyar dolar giydirmemişlerdi. AKP il başkanı, başbakanımız bizim için ikinci peygamber gibidir dememişti. TSK’ya balyoz inmemişti, cami bombalanacaktı yalanı yazılmamıştı, sahte siidi’ler ortaya çıkmamıştı, Mehmet Baransu bavulu açmamıştı, aynı bavulu AKP için de açacağını AKP bile tahmin etmemişti, Baransu’ya gizli kamera döşeyeceklerini Baransu bile düşünmemişti. Haysiyet cellatlığı başlamamıştı, subayların eşlerine iftira atılmıyordu, Albay Berk Erden canına kıymamıştı. Darbe yaftasıyla içeri tıkamadıkları subayları, casus ilan etmemişlerdi. Başsavcı Cihaner tutuklanmamıştı. AKP milletvekili, artık biz fişliyoruz dememişti. Bir başka AKP milletvekili, AKP’ye oy vermeyenlerin kanı bozuk olduğunu söylememişti. Yetmez ama evet denmemişti, Yargıtayyip, Danıştayyip, Sayıştayyip haline gelmemişti, 23 Nisan’da koltuğuna oturtulan ilkokul çocuğuna, ister asar ister kesersin diye akıl vermemişti. Hakan Fidan, Mit müsteşarı yapılmamıştı. Oslo açığa çıkmamıştı, hükümetin pkk’yla görüştüğünü iddia eden şerefsizdi. Deniz Baykal kasetle tasfiye edilmemiş, Kürtçü-liboş-ABD ajanı kadrolarla, yeni CHP dizayn edilmemişti. 83 yaşındaki İlhan Selçuk’u Ergenekon’un elebaşısı diye gözaltına almamışlardı. Haliç’te Yaşayan Simonlar piyasaya çıkmamıştı, Hanefi Avcı emniyet müdürüydü, hocaefendi de okyanus ötesinden açıklama yapıp, Allah taksiratlarını affetsin dememişti. Başbakanımızı görünce ayağa kalkmayan Engin Alan, Silivri’ye gönderilmemişti, teğmen’e sehven yükleme yapılmamıştı, Soner Yalçın, Müyesser Yıldız, Nedim Şener, Ahmet Şık tutuklanmamıştı, imamın ordusu kitap olmamıştı, Kaşif Kozinoğlu hayattaydı. MHP’nin kasedi çıkmamıştı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düşmemişti, Cem Uzan, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, tesadüf işte, muhalif olan herkes komple bertaraf olmamıştı. İzmir belediye başkanına 400 sene istenmemişti. Ergenekon-Balyoz savcıları, Aziz Yıldırım’ı içeri tıkmamıştı. Deniz Feneri savcıları, sanık olmamıştı. İnsanları boğup, mezar evlere gömen Hizbullahçılar sokağa salınmamıştı. İnsanlık anıtı, ucube diye yıkılmamıştı. Esed, Esad’tı. Hüsnü, mübarek adamdı. Kaddafi’den insan hakları ödülü alınmamıştı, Nato’nun Libya’da ne işi vardı. Ahmet Davutoğlu bakan değildi, milletvekili bile değildi, hariçten gazeldi. Büyükelçimiz, İsrail’de tabureye oturtulmamıştı. Mavi Marmara, siyasi çıkarlar uğruna, göz göre göre ölüme gönderilmemişti. Suriye, uçağımızı düşürmemişti, şehit pilotlarımız “stratejik derinlik”te, 1260 metrede Amerikalılar tarafından bulunmamıştı. Obama beyzbol sopası göstermemişti. Kafa kesen, kalp söken şeriatçı teröristler, Hatay’da üs kurmamıştı. Memlekete bir milyon Suriyeli girmemişti. Davos’taki superman, güneydoğuda siper’man olmamıştı, başbakanımız kuzey ırak sınırındaki siperde kum çuvallarının arkasında çömelmemişti. İnek ithal etmiyorduk. Angola’dan Uganda’dan saman ithal edilmiyordu. Hiç olmazsa dereler satılmıyordu. Hopa’da çevreci öğretmen Metin Lokumcu biber gazıyla öldürülmemişti. Çağla bademler büyüsün de badem olsunlar diye, üniversite sınavına şifre konulmamıştı. Hayaldi, gerçek olmamıştı, Pkk’lı Şemdin Sakık’ın gizli tanık olduğu ortaya çıkmamış, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ terörist ilan edilmemiş, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları topluca istifa etmemiş, hiç istifini bozmayan necdet bey’e sucuk hediye edilmemişti. Kürecik’e İsrail’i korumak için radar döşenmemişti. CHP hükümeti Dersim’i bombaladı denirken, Uludere bombalanmamıştı. Madımak zamanaşımına uğramamıştı. Reyhanlı havaya uçmamıştı, koynumuzda beslediğimiz El Kaide’nin havaya uçurduğu bilinmiyordu. AKP’liler tarafından Hazreti Muhammed’e nüfus kâğıdı çıkarılmamış, Tayyip adı, peygamberimizin çocukları arasında gösterilmemişti. Padişah Abdülhamid’e onursal doktora verilmemişti. 19 Mayıs yasaklanmamıştı. Diyanet, ilkokul öğrencilerini sömestrde umreye götürmüyordu. Atatürk ilkeleri ders kitaplarından çıkarılmamıştı. Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanmamıştı. Atatürkçüler terörist holigan ilan edilmemişti. Atatürk suç olmamıştı, posterine-çıkartmasına ceza yazılmıyordu. Yüce Atatürk pankartı açan takım, disipline sevk edilmiyordu. İki ayyaş denmemişti. Andımız yasaklanmamıştı. Şehitler kelleydi ama, bi kaç Mehmet değildi. Kerkük’e karışırsanız Diyarbakır’a karışırız diyen Barzani, AKP’nin onur konuğu olmamıştı, başbakanımız tarafından Diyarbakır’da ağırlanmamıştı. İmralı’yla müzakere başlamamıştı, sayın basınımız Kandil’den canlı yayına koşmamıştı, Kürdistan ilan edilmemişti, Apo ulusa sesleniş konuşması yapmamıştı. Biji Erdoğan pankartları açılmamıştı. İmralı tutanakları basına sızmamıştı, Apo açık açık, AKP’yle ittifak yapacaklarını, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını destekleyeceklerini, karşılığında rejimin değişeceğini söylememişti. Orhan Gencebay, Kadir İnanır filan akil insan olmamıştı. T.C. kaldırılmamıştı. Türk’tük, akp yöneticisi Türk yok dememişti. Kürtaj yaptıran, sezaryenle doğum yapan, katil değildi. Hamileler terbiyesiz değildi. Kızlı-erkekli eğitimi kaldıracağız dememişlerdi. Vali de millete gavat dememişti. Üçüncü köprü, bizzat başbakanımıza göre cinayetti. Gezi parkı, parktı. Ethem’in suratına ateş edilmemişti. Polis tarafından sopalarla dövülerek öldürülen Ali İsmail desen, Balbay tutuklandığında henüz ortaokul son sınıftaydı.

*

Haberin Devamı

4 sene 9 ay sonra, Mustafa’ya pardon denildi.

*

Haberin Devamı

E gerisi de kusura bakmasın gari.

Yazarın Tüm Yazıları