Sosyal cesaretiniz var mı

Sosyal cesareti olmayan insanlar, sosyal ortamlara girmekten kaçınırlar.

Haberin Devamı

Genellikle kendilerini geri çekerler. İnsanların arasında çoğunlukla sessiz kalmayı tercih ederler, eğlenemezler ve gergin gözükürler. Bu da onların “ukala, soğuk, kendini beğenmiş” algılanmasına neden olabilir.

Danışan: Eskiden beri biraz utangaç, yalnız, içe dönük bir çocuktum ama o zaman okul vardı, mecburen insanlarla aktiviteler yapıyor, kaynaşıyorduk. Yani ister istemez arkadaşlık kuruluyordu. Okullar bitti, iş hayatı başladı, benim de yalnızlığım arttı.
- Dr. Başak: Eski arkadaşlarınızla görüşmüyor musunuz?
Danışan: Zaman içinde onlardan da koptum.
- Dr. Başak: Neden?
Danışan: Bir çağırıyorlar, iki çağırıyorlar, üçüncüsünde de gitmezsen artık haber vermiyorlar, onlar da haklılar.
- Dr. Başak: Neden gitmiyordunuz?
Danışan: Bilmiyorum neden ama onların yanında rahat hissetmiyordum. Ne konuşacağımı, nasıl espri yapacağımı bilemiyordum. Küçük çocuk gibi heyecanlanıyordum. Heyecanlandıkça da geriliyordum. “Bu kadar gerginlik çekilmez, onlarla olmak bana eğlence değil işkence” diyerek evde kalmaya başladım, zamanla ara iyice açıldı. İşin kötüsü onlar da benim ukala, burnu büyük, soğuk biri olduğumu, onları beğenmediğimi düşünürmüş, aralarından biri yıllar sonra karşılaştığımızda anlatmıştı. Oysa sadece onların arasına girmeye cesaretim yoktu...
- Dr. Başak: Sosyal cesareti olmayan insanlar, sosyal ortamlara girmekten kaçınırlar. Genellikle kendilerini geri çekerler. Başka birçok alanda cesaretleri olabilir ama yeni insanlarla konuşmaları, sohbetlere katılmaları gereken durumlarda kaygı, korku, heyecan yaşarlar. İnsanların arasında çoğunlukla sessiz kalmayı tercih ederler, eğlenemezler ve gergin gözükürler. Bu da onların “ukala, soğuk, kendini beğenmiş” algılanmasına neden olabilir.

Haberin Devamı

GÜÇSÜZ VE ZAVALLI OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM

Danışan: Öyle algılanınca da kimse yanaşamıyor yanınıza. Zar zor bir davete gitsem, bir köşede sessiz ve gergin bir şekilde bekliyor buluyorum kendimi. Yalnız başıma bekledikçe daha da geriliyorum, herkes bana bakıyormuş ve “ne kadar yalnız ve zavallı bir insan” diye düşünüyormuş gibi geliyor. Belki saçma gelebilir ama davetlere katılmanın benim için niye bir işkence olduğunu anladınız mı?
- Dr. Başak: Çok iyi anladım ve hiç saçma gelmedi çünkü bu yaşadıklarınızı ilk defa sizden dinlemiyorum. Yani bunlar size özgü duygular değil; kadın, erkek, genç, yaşlı, eğitimli, eğitimsiz her türlü insanın sahip olabileceği korkular. Kedi, köpek, yükseklik, uçak korkusu gibi, sosyal ortamlarda bulunmak veya sosyal ortamlarda bir performans sergilemek de birçok kişide korkuya, kaygıya neden olabilir. Sosyal fobi veya sosyal kaygı olarak adlandırılır ve belirtileri; yeni insanlarla tanışmaktan çekinmek, topluluk önünde konuşurken heyecanlanmak, sunum yapmaktan kaçınmak, başkalarının eleştirmesinden korkup evde kalmayı tercih etmek, dışarıda yemek yerken rahatsız olmak, davetlere gitmeye çekinmek, aldığınız bir malı geri verememek, insanlar arasındayken nasıl gözüktüğüne, ne söylediğine odaklanmaktan elini kolunu koyacak yer bulamamak ve bunlara benzer şikayetler olarak özetlenebilir.
Danışan: Bu kaygıları sadece benim yaşamadığımı bilmek biraz rahatlattı. Güçsüz ve zavallı olduğumu düşünüyordum ve kendime çok yükleniyordum. Hem kendimi beğenmediğim için hem de yalnız olduğum için uzun zamandır çok mutsuzum. Bu yaşadıklarımın bir adı olduğuna göre çaresi de vardır umarım.

Haberin Devamı

BU KAYGININ DA BİR ÇARESİ VAR

- Dr. Başak: Bütün kaygı bozukluklarının, fobilerin olduğu gibi bunun da çaresi var elbette. Yapılan son bilimsel araştırmalar, Kognitif (Bilişsel)- Davranış Terapisi’nin kaygı bozuklukları tedavisinde en etkili terapi yöntemlerinden biri olduğunu gösteriyor. Kognitif terapi, kişinin istenmeyen kaygılarına ve davranışlarına neden olan düşünceleri ve kaçınma davranışlarını ortaya çıkararak bunları değiştirmeye yönelik teknikleri içerir. Örneğin, en korktuğunuz durumla ilgili düşüncelerinizi, kafanızda canlandırdığınız senaryoları terapistinizle paylaşır ve bunlarla yüzleşmek için yöntemler öğrenirsiniz. Bu yöntemleri hazır oldukça önce terapi seanslarında (rol-oynama vs. gibi tekniklerle) sonra da yaşantınızın içinde uygularsınız.
Bir süre sonra, korktuğunuz durumlarla baş etmeyi öğrendikçe, kendinize güveniniz artar ve öğrendiklerinizi uygulamak için motivasyonunuz olur. Bireysel terapiye destek olarak grup terapileri de faydalı olabilir. Grup terapilerde, bir terapistin liderliğinde toplanan küçük bir grup içinde, öğrendiğiniz teknikleri uygulama şansınız olur ve grubun diğer üyeleriyle iletişim içine girerek sosyal becerilerinizi pekiştirirsiniz.
Bazı durumlarda, psikoterapi ile birlikte ilaç tedavisi de önerilir. İlaç alımı, diğer tüm ilaçlarda da olduğu gibi, ilacı yazan hekim tarafından yakından takip edilmelidir. Çünkü bilinçsizce alınan ilaçlar ciddi tehlikeler doğurur.


Sosyal cesaretiniz var mı

Yazarın Tüm Yazıları