İstanbul’da trafiği Otpor mu içinden çıkılmaz hale getirdi?

Hafta içinde yarım günlüğüne Ankara’ya gitmem gerekti.

Haberin Devamı

Saat 13.00’de kalkacak uçağım için sabah 11’i biraz geçe evden çıktım, 12.25’te ancak havaalanına varmıştım.
Bu durumdan yakınmak ve sıkışık trafikte biraz olsun oyalanmak için Twitter’a birkaç bir şey yazdım trafikle ilgili. Bir tanesinde, ‘Mart ayına kadar İstanbul’da trafik böyle olursa bunun Ak Parti’nin belediyeyi kaybetmesine yol açabileceğini’ de söyledim.
İzleyicilerimden biri şaka yaptı, sırf Ak Parti seçim kaybetsin diye ulusal ve uluslararası güçlerin işbirliği halinde İstanbul’da trafiği tıkadıklarını, hatta bir büyük yerli sermaye grubunun bedava otomobil dağıttığını yazdı. Ben de güldüm.
Fakat birkaç saat sonra benim izleyicimin komiklik olsun diye yazdığı şeyi gerçek düşüncesi olarak yazan pek çok insan belirdi. Acaba İstanbul trafiği bir ‘Gezi komplosu’ muydu? Otpor dahil uluslararsı güçler sırf belediye seçimini etkilemek için trafiği mi tıkıyordu? Bu işin içinde bir iş vardı.
Hayır şaka yapmıyorlardı, bazılarını kafası sahiden böyle çalışıyordu.
Bu tuhaf komplo teorisi yaygınlık kazanmaya başlayınca bu teoriyle dalga geçenlerin sayısı da arttı. ‘AK Partililer, Gezi komplosunu otomobillerini trafikten çekerek bozsun’ dedi biri mesela. Birisi de, komplo teorisinin komplo teorisini yaptı: ‘Trafik Gezi işidir diyenler, AK Parti destekçilerinin kötü görünmesini sağlamak için Geziciler tarafından ayarlandı.’
Kim kimi ayarladı, Orpor bu işe kaç para döktü, Zello örgütü de bu işte faal mi, Gene Sharp’ın kitabında bu konuda neler yazıyor bilmiyorum ama bildiğim şu:
İstanbul’da trafik, şehrin iki otoyolunu dünyanın en büyük otoparkına çevirecek derecede tıkalı.

Haberin Devamı

Kanser hücrelerini yüzde 100 öldüren icat mı dediniz?

İnternet üzerinde sürekli takip ettiğim bloglardan biri ‘Bilim-Bilmiyim’ adını taşıyor. Gazetelerdeki, televizyonlardaki sahte veya şüpheli bilim haberlerini yakalayıp hem işin doğrusunu yazmakta hem de dalga geçmekte üstlerine yok.
Bir sefer benim de bir hatamı yakaladılar, hiç acımadan yazdılar, canımı da fena acıttılar ama iyi oldu, böyle hatalar yapmamayı öğrendim.
Son olarak 9 Ekim sabahı gazetelerde gördüğümde benim de gülümsediğim bir haberi yakalamışlar. Haber, Hürriyet dahil bütün gazetelerde üç aşağı beş yukarı aynı başlıkla yer aldı: ‘Türk doktorun büyük buluşu, kanser hücrelerini yüzde 100 öldüren ilaç yaptı.’
Söz konusu doktor, halen Rize’de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde ‘Farmakoloji Anabilim Başkanı’ olarak çalışan Prof. Dr. Halis Süleyman’dı.
Prof. Dr. Süleyman, adını vermediği bir bitkiden bir ilaç elde etmişti ve ilacının mide kanseri hücrelerini ‘yüzde 100 öldürdüğünü’ söylüyordu. Ancak ne söz konusu deneyin nerede ve hangi şartlarda yapıldığından söz ediliyordu haberlerde ne de bu deneyle ilgili bilimsel makalenin hangi dergide yayınlandığından. Prof. Dr. Halis Süleyman, fareler üzerinde deney yaptıklarını, gereken imkanı bulurlarsa insanlar üzerinde de deneylere başlamak istediklerini söylüyordu. Fare deneyleriyle ilgili verdiği istatistik de ilginçti: ‘Yüzde 100.’
‘Bilim-Bilmiyim’ blogundan aktarıyorum:
‘Halihazırda ‘İlaç buldum!’ dedikten sonra klinik deneylere girip insanlarda test edilen ilaçların sadece 5000’de 1’i yeterince kullanışlı bulunuyor. Kısacası, deneyler gerçekten güvenilirse de şansının 5000’de 1 olduğunun altını çizelim ve basına yansıyandan çok çok daha temkinli davranılması gerektiğini hatırlatalım. Bütün dünya ilaç devleri böyle bir ilaç için birbirlerini yiyeceklerine, Türkiye’nin ve birbirlerinin kuyusunu kazacaklarına, birleşip altılı ganyan oynarlar. Sadece Türkiye’de değil, halihazırda tüm dünyada laboratuvar aşamalarından başarılı çıkan birçok kimyasal, kanser ilacı olma yolunda eleniyor.’
Bilim-Bilmiyim’ciler bu bilgiyle de yetinmemişler ve Google’a girip Prof. Dr. Halis Süleyman’ın adını aramışlar. A, o da ne, aynı doktorumuz 2007 yılında da ülsere çare bulmamış mı?
Yine aynı Prof. Dr. Süleyman, 2008 yılında da yağmurun yağacağını önceden bilmenin sırlarını çözmüş, gazete haberlerine göre.
Ve büyük sürpriz, Prof. Dr. Halis Süleyman, 2009 yılında, bugün ‘Yüzde 100’ çözdüğü mide kanserine çare bulmuş.
Gazete editörlerinden ricam, böyle haberler önünüze geldiğinde kendinizi kanserli hastaların yerine koymanız ve ümit verirken daha dikkatli olmanız.
(Blogun web adresi: http://bilmiyim.blogspot.com)

Yazarın Tüm Yazıları