Gezi ruhuna ‘Mısır için ayağa kalk’ denilince

“GEZİ ruhu, Mısır’daki alçaklığa karşı ayağa kalkmalı” diye yazdım.

Haberin Devamı

Olumlu, olumsuz tepkiler aldım.
Hem Gezi sempatizanlarından...
Hem Gezi karşıtlarından...
İşte o tepkilerden bazıları ve yanıtları:

*

-TEPKİ: Biz Mursi gibilere itiraz etmek için Gezi’deydik. Ne yani? Gezi ruhu, demokrasiyi katletmeye niyetli Mısır’ın şeriatçılarına mı destek çıkacak?
- YANIT:
Hayır, böyle bir şey yapmayacak. Şöyle bir şey yapacak: Direnişe geçen sivil insanların üzerine tankla topla yürüyen alçakları protesto edecek. Bunu yapmak için “İhvan” yanlısı olmaya gerek yok, insanlık yanlısı olmak kâfidir. Bunu yapmak Mursi’ye destek olmak anlamına gelmez, insanlığa destek olmak anlamına gelir.

*

-TEPKİ: Gezi’deki protestoları boğmak için ellerinden geleni yapanların, Mısır için tepki göstermemizi istemelerindeki ikiyüzlülüğü görmüyor musun?
- YANIT:
Görmem mi? Tabii ki görüyorum... Ama bir alçaklığa tepki gösterirken, o alçaklığa kimler nasıl tepki gösteriyor diye bakılmaz. Size ne başkalarının tepkilerinden, maksatlarından! Sizin ne yapacağınız bellidir: Varsa bir alçaklık, varsa bir haksızlık, sağına soluna bakmadan çıkarsın meydana... “Gezi” bu değil miydi?

*

Haberin Devamı

-TEPKİ: Geziciler bunu yapmaz. Çünkü onlar İslam karşıtıdır.
-YANIT:
İftira atmayalım. Ayıp etmeyelim... Geziciler İslam karşıtı falan değildir.

*

-TEPKİ: Mısır’dan bana ne? Ben kendi ülkeme bakarım.
-YANIT:
İki dakika düşün: Türkiye’de sana zulmedilirken başka memleketlerden sadece ve sadece “Türkiye’den bana ne? Ben kendi ülkeme bakarım” tavrı yükselseydi... Hoşuna gider miydi?

*

-TEPKİ: Mursi’yi ABD getirdi... Neyin protestosu bu?
-YANIT:
Kardeşim sen daha anlamadın mı: Yapılacak protesto Mursi’ye destek gösterisi olmayacak. Burnumuzun dibinde keklik gibi avlanan insanlara destek gösterisi olacak.

*

-TEPKİ: Gezi ruhu Mısır için ayağa kalktığında biber gazları, tazyikli sular, TOMA’lar da ayağa kalkacak mı?
-YANIT: Bilmem... Kalkmaz galiba. Hem kalksa kaç yazar? Gezi ruhu aldırır mı buna?

*

-TEPKİ: İktidar Mısır üzerinden bizim canımızı okuyacağının işaretlerini veriyor, Mısır ile Türkiye benzetmesiyle bize sopa sallıyor. Bu taktikler ortadayken Mısır için nasıl ayağa kalkarız?
- YANIT:
Katliamlara karşı çıkılırken hesap kitap yapılmaz... Ayağa kalkılır, o kadar. Gayet spontan bir şekilde... Hatta içgüdüsel olarak... Ama size bir şey diyeyim mi: Ayağa kalkılırsa tüm o taktikler de iyot gibi açığa çıkar...

*

Haberin Devamı

-TEPKİ: Bizim Gezi’de yaşadıklarımız ile Mısır’da yaşananlar arasında hiçbir benzerlik yok.
- YANIT
: Sizin Mısır için ayağa kalkmanız için ille de Mısır’da yaşananlar ile Gezi’de yaşananların benzemesi mi gerekiyor? Eğer öyleyse alın size benzerlikler: Siz de camiye sığındınız, siz de meydandan dağıtıldınız, siz de kayıp verdiniz, siz de “destan yazan güvenlik güçleri” olgusuyla karşı karşıya kaldınız, size de terörist dendi, sizin hakkınızda da her türlü iftira atıldı, size karşı da baltacılar değilse bile palalılar çıktı... Hatta Mısır Devlet Televizyonu “Camide içki içtiler” yalanına bile başvurdu... Daha sayayım mı?

Hacıbektaş nasıl bir yerdir?

Haberin Devamı

-SİZ bakmayın Hacıbektaş’ta senede bir gün yapılan aşırı sıkıcı devlet törenlerinde ortaya çıkan gerginliğe... Orası yeryüzünün en dingin yerlerinden biridir.
-Gerginlik Hacıbektaş’a özgü değildir, Hacıbektaş’taki devlet törenine özgüdür.
-Ruhaniyeti olan bir yerdir Hacıbektaş.
-Yahya Efendi Dergâhı’ndan yükselen büyülü hava ile Hacı Bektaş Dergâhı’ndan yükselen büyülü hava birbirinin aynısıdır.
-Git Hacıbektaş’a... Anında 40 davet alırsın 40 kapıdan.
-Kapılar herkese açıktır Hacıbektaş’ta... Sofralar da...
-İşte söylüyorum: Ben misafirperverlik nedir, Hacıbektaş’ta bildim.
-Vakarlı mazlumluk... Hacıbektaş’taki duruş budur.
-Otele, motele, pansiyona gerek yoktur Hacıbektaş’ta... Sizi evlerinde misafir etmek için çırpınan yoksul Hacıbektaşlılar ne güne duruyor.
-Bir barış kasabasıdır Hacıbektaş...
-Güler yüzlü Aleviliğin sağlam kalesidir.
-Bir kere gittin mi Hacıbektaş’a... Bütün Hacıbektaş algın baştan ayağa değişir. Bende öyle oldu, oradan biliyorum.

Haberin Devamı

Son günlerde sıkça işittiğim cümleler

-YUNAN adaları Türk dolu...
-Rabia Hatun’u Türk sinemasında kim canlandırmıştı?
-Oh be sonunda ligler başladı.
-Yıl olmuş 2013... Hâlâ klip çekenler var.
-Bodrum aynı İstanbul gibi şekerim, kaçtık ve kurtulduk.
-Katliamlar ne kötü be birader.
-Robert De Niro yaşlandıkça sıfır seçici oldu, iyi kötü demeden her filmde oynuyor.

Siyaset ve futbol

FUTBOLA siyaset karışmalıdır.
Mutlak surette karışmalıdır.
Hatta sadece iç politika değil,
dış politika da karışmalıdır.
Vicdanlı futbolcu her türlü zulme
karşı eliyle işaret yapabilmelidir.

*

Aksi takdirde...
Emre Belözoğlu, Mısır direnişine selam yollayan “Rabia” işaretini yapamaz
hale gelir ki aman Allah muhafaza...

Haberin Devamı

Mısır tepkileri üzerine

-ÖLÜM: Ölmeyi tercih etmeyenlerin ölmeyi tercih edenlere gaz vermesinden hiç hoşlanmıyorum. Oturmuşuz rahat köşemize, habire yazıyoruz, “Hadi İhvan, bırakma, öl” diye... Hadi bunu biz bireysel olarak yapıyoruz, bir sorumluluğumuz falan yok. Peki sorumluluğu olan devlet adamlarına ne oluyor? Onların işi “Hadi ölün” demek midir, yoksa ölümlerin önüne geçebilecek etkili bir diplomasi atağı yapmak mıdır? Böylesi bir diplomasiyi yapamayacak duruma mı düştüler? Peki bu durumun sorumlusu kimdir?
-SUUDİ: Eminönü’nde, Mısır’da yaşanan katliama karşı düzenlenen mitingde “Kahrolsun İran” sloganları atanların aklına neden “Kahrolsun Suudi Arabistan” sloganı atmak gelmedi acaba? Sisi’nin en büyük destekçisi Suudi Kralı değil mi? Bakın işte HAMAS da “Mısır da taraf değiliz” demiş, “Kahrolsun HAMAS” da denecek mi? Nereden çıktı bu İran düşmanlığı?
-EMİR’İN KIZI: Helal olsun Emir’in kızına... Dubai Emiri’nin kızından söz ediyorum. Sosyal medyadaki hesaplarından babasına ters çıkmış... “Özür dilerim baba ama akan kanın nedeni bizim paralarımız” demiş... “Affedersin babam olsan da bu mesele din meselesi” demiş... İcabında Kral babasına karşı bile hakkı haykıran bu emir kızına bin selam!
- MARJİNAL: Fatih’te “Kahrolsun demokrasi” pankartlarının açıldığı gösteriyi “marjinal” diye nitelendirmiştim. Bazıları “Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan da katıldı o gösteriye” dediler. Olay şu: Cuma namazından sonra Fatih Camisi’nde Mısır’da ölenler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Bilal Erdoğan da katıldı gıyabi namaza... Namazdan sonra yapılan gösteriye ise katılmadı. Siyasi yaklaşımlarımız, hakikate olan sadakatimizi zerre kadar etkilememeli.
-DEMOKRASİ: “Marjinal” falan diyorum ama görüyorum ki bazı muhafazakârlar sevmişler “Kahrolsun demokrasi” sloganını... Soralım kendilerine: Tamam, demokrasi kahrolsun da yerine bir şey düşündünüz mü? Kafanızdaki sistemde herkes partisini kurabilecek ve iktidara gelebilecek mi? Söz söyleme özgürlüğü olacak mı? Herkes kafasına göre yaşayacak mı? Sınırsız protesto hakkı olacak mı? Sizin gibi olmayanlara ne yapacaksınız?
-EKMELEDDİN BEY: İslam İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu hedef olmuş. AK Parti iktidarının en tepesinden isimler vuruyorlar Ekmeleddin Bey’e... Neden? Mısır konusunda etkin olmamış diye... Soruyoruz kendilerine: Siz İslam İşbirliği Örgütü’nün toplanması için üye devletler nezdinde girişimde bulundunuz mu? Bırakın üye devletleri... Siz bu konuda bir girişimde bulundunuz mu?

Yazarın Tüm Yazıları