Neden hayvan sevgisini abarttığımızı düşünüyorsunuz?

Kendi kendime sıklıkla sorarım; gerçekten de bizler hayvan sevgisi konusunda abartılı mı davranıyoruz diye.

Haberin Devamı

Çoğu kez şöyle cevaplar iç sesim: “Sizin sayınız öyle az ki ve korunması gereken can da öylesine fazla ki, mecbur kalmaktasınız abartılı davranmaya.”

Pek çok insan, hayvanlarla ilgili pek çok değerlendirmede bulunur. Bunların içinde hayvanı seven, koruyanlar olduğu kadar hayvana uzaktan bakıp merhamet duyan ya da “Bu konularda tarafsızım” diyen, bir de elbet -olmazsa olmazlar- hayvan düşmanları vardır.
Bu insanlar, hayvan sevgisinin manevi, vicdani yönünü irdelerken kendilerine göre kurallar oluştururlar, “Hayvan sevgisinin de bir sınırı olmalı” gibi. Bunu çevrelerinde yaşayan “can korumacıların” durumlarından duydukları rahatsızlıkla dillendirirler çoğunlukla.
Kendi kendime sıklıkla sorarım; gerçekten de bizler bu sevgide, korumacılıkta abartılı mı davranıyoruz diye...
Çoğu kez şöyle cevaplar iç sesim: “Sizin sayınız öyle az ki ve korunması gereken can da öylesine fazla ki, mecbur kalmaktasınız abartılı davranmaya.”
Bir de hayvanlara yapılan öyle çok ve yoğun haksızlıklar var ki... Abartmayalım da ne yapalım?
Gören gözlerimizi kör, duyan kulaklarımızı sağır, kanayan vicdanlarımızı hacamat mı edelim?
Ya bizi abartılı bulanlar? Sizler biraz açsanız gözünüzü, kulağınızı ve körlenmiş vicdan pencerelerinizi?

ONLARIN CANI DA SİZİNKİ GİBİ ACIR

Bakın, yine sıcak yaz günlerindeyiz.
Koskoca Eskişehir’de üç tane belediyeden hiçbiri yıllardır yalvarıp yakarmamıza karşın (ki yasa “yap” diyor) canlarımız için şöyle doğru düzgün bir su odağı yapmadı, belli ki yapmayacak da.
Mazeretler hazır: Nereye yapacağız?
Park olmaz, insanların kalabalık olduğu yerler olmaz, orası olmaz, burası hiççç olmaz.
Kendimiz su kapları koyarız canların yanan içleri serinlesin diye, kapları ertesi gün bul bulabilirsen koyduğun yerde. Cabası çevreden eleştiri; “Oraya koyma, buraya alıştırma!”
Sonra bizim hayvan sevgimizin sınırı, derecesi eleştiri konusu olur!
“Evinde çoklu sayıda kedi köpek bakıyormuşşş! Olur muymuşşş!”
E, sen al bir tanesini de evindeki sayısını azaltsın o duyarlı yürek olmaz mı? Hiç olur mu?
Gezmek, tozmak, hayatın nimetlerini sindire sindire yaşamak varken hiç evine bir dört patili çocuk sokar mı?
Yok, olmaz ama seni eleştirir, kınar.
Bütün bunların üzerine bilir bilmez kendi doğrularını paylaşır bu şahıslar. Yok efendim “kedi kılı kist yapar, yok bebek olan evde evcil hayvan olmaz, köpek giren eve melek girmez” kabilinden...
İyisi mi sizler de biz abartanlar gibi biraz duyarlı, duygulu olmayı deneyin. Bir de canlarla ilgili konularda fikir yürütüp paylaşım yaparken kulaktan dolma bilgilerle değil de işin doğrusunu doğru kişi ve kaynaktan öğrenin.
İnanın böylece herkes için güzelini, hayırlısını bulmak mümkün olacaktır.
Unutmayın, o canların canları da aynen sizinki gibi acır, onlar da sevilmek ister, onlar da acıkır, susar ve hasta olurlar. Kısacası onlar da “CAN” taşırlar.

Ece Bilgin
Sakarya Gazetesi

Yazarın Tüm Yazıları