Büyümeyi ‘Sıra dışı Girişimler’de gördü

KIZIMIN mezuniyeti vesilesiyle yolum Boston sonrasında New York’a düşünce, The Coca-Cola Company’nin Atlanta’daki merkezine ilk gittiğimde tanıdığım Umut Özaydınlı’nın Soho’daki ofisine uğradım.

Haberin Devamı

Türkiye’de adını Rock’N Coke projesiyle duyuran ardından Coca-Cola tarafından Londra’ya, oradan da Atlanta’ya transfer edilen Umut Özaydınlı, 2009’da gruptan ayrıldığı sırada en son dünya içecek devinin global müzik organizasyonlarını yönetiyordu.
O günlerden sonra ilk kez karşılaştığım için The Coca-Cola Company’den asıl ayrılma gerekçesini öğrenmek istedim:
- Aslında ben içecek sektöründe kendi işimi kurma planları yapıyordum. Coca-Cola’dan da o nedenle ayrıldım.
- Coca-Cola’ya rakip olma gibi bir hayalin mi vardı?
- Tam öyle değil. Dünyada enerji ve benzeri içecekler konusunda önemli bir akım var.
Masasının yanındaki küçük buzdolabından minik bir şişe çıkardı:
- Bu, sözünü ettiğim türden bir içecek. Takviye vitaminler içeren, içince insanı 5-6 saat dipdiri tutan bir içecek. Buna benzer şeyler yapmak mümkün.
- Sonra ne oldu?
- Ben Coca-Cola’yı bırakmaya karar verdiğim sırada Güney Afrika’da gerçekleşen Dünya Kupası’nın hazırlıkları vardı. Dünya Kupası’na dönük müzik projelerini geliştirmemi ve yönetmemi istediler. Ben de böylece ayrıldıktan sonra dışarıdan Coca-Cola’ya ilk projemi yapmış oldum.
Bu proje sonrası işlerin arkasının geldiğini kaydetti:
- Bunun üzerine hiç aklımda yokken, etkinlikler geliştirmek ve yönetmek üzere bir nevi reklam ajansı kurdum.
- Şu anda reklam işleri de mi yapıyorsun?
Şirketinin adını anımsattı:/images/100/0x0/55eb0547f018fbb8f8a5cbb2
- Şirketimin adı Deviant Ventures. Tükçe’de tam karşılığı “Sıra dışı Girişimler” demek. Ben, klasik reklamdan çok daha etkili ve farklı tanıtım projeleri üzerinde çalışıyorum.
2011’de Burn adlı enerji içeceği için ortaya koyduğu projeye dikkat çekti:
- Burn’ün tanıtımı için yola çıkarak dünyaca ünlü DJ David Guetta’nın bir belgeselini hazırladık. 28 ülkede David’i tanıyan ve seven birçok ünlü sanatçıyla konuştuk. Ortaya koyduğumuz 70 dakikalık belgesel çok ses getirdi. Önce sinemalara girdik. sonra televizyonlarda yayınlattık. Bu iş Burn’e David Guetta’yı 30 saniyelik bir reklam filminde oynatmaktan daha büyük katkı yaptı.
- Şirketinin merkezi artık New York’ta mı olacak?
- İlk ofisimi Atlanta’da açtım. Sonra New York’a da geçtim. Şu anda iki ofisim var. Ayrıca Londra’ya da çok sıklıkla gidiyorum.
Bacardi’nin merkezinin Londra’da olduğunu anımsattı:
- Bacardi’nin global projelerini de ben yürütüyorum.
- İçecek sektörüne girmekten vaz mı geçtin?
- İşi tümüyle rafa kaldırmış değilim. İlk fırsatta yeniden canlanabilir.
35 yaşındaki Umut Özaydınlı, Koç Holding’in eski CEO’larından, Migros’un Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı’nın oğlu. 6 yılı ABD’de geçen 10-11 yıllık çalışma hayatına kısa sürede önemli başarılar sığdırdı.
Önümüzdeki dönemde başka ses getirecek projelere de yine ABD’den imza atmaya hazırlanıyor.

Haberin Devamı

İşlerimizin yüzde 70’i Coca-Cola’dan oluşuyor

Haberin Devamı

UMUT Özaydınlı’ya iş hacminin ne kadarının The Coca-Cola Company’nin projelerinden oluştuğunu sordum:
- Yüzde 65-70 Coca-Cola’ya çalışıyoruz.
- Geri kalanı?
- Kalan bölümü de Bacardi’nin global işlerinden oluşuyor.
Yeri gelmişken ABD’de şirket kurmanın kolaylığının altını çizdi:
- Hiçbir devlet dairesine, belediyeye gitmeden internet ortamında on-line başvuru ve yazışmalarla bir haftada şirketim kuruldu ve fatura keser hale geldim.
Ardından ekledi:
- Türkiye’de üniversiteye girişte ve bitirirken hep “İyi bir iş bulma” hayali kurulur. Bu hayal ABD’de, “İyi bir iş kurma”ya dönüşür.

Soho House’a üye, işe kay kay’la gidiyor

UMUT Özaydınlı’nın ofisinde duvarda asılı kay kay ve onun yanında duran bisiklet dikkatimi çekti:
- Kay kay dekorasyonun bir parçası olarak mı burada duruyor?
- Hayır. New York’ta trafik çok yoğun. Evim de ofisime yakın. O nedenle hava yağışlı değilse kay kay veya bisikleti kullanıyorum.
Ofiste sohbet sürerken bir öneride bulundu:
- Sadece üye olanların girebildiği Soho House’da sohbete devam edelim mi?
- Siz üye misiniz?
- Evet. İlk modeli Londra’da açılan Soho House, dünyanın önemli merkezlerinde yer alıyor. İstanbul’a da 2014 yılın-da geliyorlar. Sanırım Beyoğlu’nda güzel bir mekan açacaklar.
Soho House’dan içeri girerken en önemli kuralı anımsattı:
- Fotoğraf çekmek yasak. Buraya dünyaca ünlü insanlar girip-çıkıyor, oturup sohbetler yapıyorlar veya iş görüşmelerini gerçekleştiriyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları