58’in öteki yarısı

Yerden göğe kadar haklı Başbakan Erdoğan. Yerden göğe kadar anayasal görevini yerine getiriyor.

Haberin Devamı

“Gençler kıyak kafayla mı gezsin” diyor, alkol yasaklarını savunuyor. Doğru, o gepegenç insanlar sokaklarda berduş bir halde, kafayı çekmiş, yandım Allah nara atıyor, olacak iş mi? Ne diyor Erdoğan: “Biz dindar ve muhafazakâr gençlik yetiştirmek istiyoruz”.
Kafa çekmek yok, kimin, nasıl çocuk yetiştireceği de belli. İmam hatip liselerini genişleterek, 4+4+4’le dindar gençlik yetişecek. 4+4+4, alkol yasakları, biber gazıyla hak aramalarını engellemek, her karar diğerini tamamlıyor. Aslında kimsenin hayat tarzına karışmıyor. O anayasal görevini yerine getiriyor. Yalan yok, Anayasa’nın “Gençliğin Korunması” başlığını taşıyan 58. maddesinin ikinci fıkrası aynen şöyle:
“Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır”.
Bu hükümet de, bu önlemleri alıyor. Erdoğan da, bunu söylüyor, yerden göğe kadar haklı.

YA BİRİNCİ FIKRA

Erdoğan’ın sürekli gönderme yaptığı “anayasal görev” kaynağını 58. maddeden alıyor. Aynı 58. maddenin bir de ilk fıkrası var. Şöyle:
“Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır”.
Kafayı bulacak gençleri önlüyor, bunu Anayasa’ya dayandırıyor, peki gençlerin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda yetiştirilmesi için adım atıyor mu? Bu da anayasal görev değil mi?

REJİM DEĞİŞİKLİĞİ

Anayasa’nın aynı maddesinin bir fıkrasını sürekli dile dolayıp hayat tarzına müdahale ederken, öteki fıkranın gereğini yerine getiren hangi adımları atıyor? Hiç.
Birini sürekli ihmal edip, diğerini sürekli uygulayarak, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü rejim değişikliğine götürüyor.

Haberin Devamı


Abdülhamid kepazeliği

KARABÜK Üniversitesi yüz yıl önce ölmüş, II. Abdülhamid’e  onursal doktora unvanı veriyor. Bu parlak fikir tam bir rezalet, onun ötesinde simgesel anlamı var:
1- II. Abdülhamid en baskıcı ve jurnalci rejimi kurmuş, ülkeyi yarattığı korkuyla yönetmiş, işine geldiği yerde aydınlarla ittifak kurmuş, gücünü topladığında, onları idama ya da sürgüne göndermiş, despot bir padişah.
2- Onursal doktorayı alan kişi Osmanlı hanedanından. Törende Arapça konuşuyor.
3- Törene Muş, Ağrı, Bartın üniversiteleri rektörleri koşa koşa katılıyor. Karabük Üniversitesi’ni yalnız bırakmıyor.
Bunlar çağdaş insan yetiştirecek, bilime katkı sağlayacak üniversitelerden örnekler. II. Abdülhamid, yetmez ama evet, sırada olsa olsa IV. Murad olur. Haydi, Karabük Üniversitesi göster kendini bir kez daha.

Haberin Devamı

ATO Başkanı çok faal

SADECE Ankara’da değil, örneğin Fethiye’den Dalaman’a gelirken yolda yine aynı billboard’lar var.
Ankara Ticaret Odası (ATO) hükümete teşekkür ediyor, malum Türkiye’nin IMF’ye borcu kalmıyor, buna hükümetten daha çok ATO davul çalıyor. Bir siyasal iktidara verilen desteğin göz çıkarırcasına ortalığa dökülmesi pek rastlanan bir olay değil.
ATO Başkanı Salih Bezci mimar, Ankara’da birkaç büyük AVM’nin yatırımcısı, yıllarca Ankara’da vergi rekortmeni. Şimdi AKP’ye canhıraş destek verenlerin başında geliyor. Bunu yollara döşediği billboard’larla ilan ediyor.
Ticaret Odası, esnaf ve tüccarların sorunlarıyla ilgilenen bir kurum. 2002’de Halk Bankası’na borcunu ödeyemeyen esnaf ve tüccarın sayısı 60 bin dolayında. Bugün bu sayı 260 bine çıkmış durumda.
Salih Bezci
, eminim IMF’ye ödenen borç kadar, esnaf ve tüccarların ödeyemediği borçlarıyla da ilgilidir. Eminim onlarla ilgi de billboard hazırlığı içindedir.

Yazarın Tüm Yazıları