Yorumumdur

“TC elden gidiyor” diye yakınılmasına dair yorumumdur:

Haberin Devamı

Esad”a “Esed” demek gibi bir şeydi devlete TC demek... PKK’nın lafıdır TC... Bir de radikal İslamcıların... Telaşa mahal yok yani.

* * *

Abdulhamit’in dördüncü kuşaktan torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’nun siyasete atılma kararına dair yorumumdur:

Şehzade, bi’ dur Allah’ını seversen, zaten ortalık yeterince karışık.

* * *

Savcılığın CHP’lilerle ilgili soruşturma açmasına dair yorumumdur:

Bir ülkede savcılar, soruşturma açmak için Başbakan’ın “Yargı neyi bekliyor Allah aşkına” diye çıkış yapmasını bekliyorlarsa, o ülkede ya yargı özgüven sahibi değildir ya da yavaş işliyordur.

* * *

Dicle Üniversitesi’nde ortaya çıkan Hizbullah-PKK gerilimine dair yorumumdur:

Bu gerilimi yeryüzünün hiçbir akil insanı çözemez. Hiçbir barış süreci bu gerilime şifa olamaz...

* * *

Haberin Devamı

Başbakan’ın “Fatih Terim çok meşgul biri, o yüzden ‘Akil İnsanlar’ arasına almadım” demeciyle ilgili yorumumdur:

İsabet olmuş... Yoksa Fatih Terim sürece, “şiddet uygulayarak ikna etme” tarzını sokabilirdi ki hafazanallah, hafazanallah!

* * *

Hasan Celal Güzel’in “Anayasa’dan ‘Türk Milleti’ sözü kaldırılırsa dağa çıkarım” açıklamasıyla ilgili yorumumdur:

At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin...

* * *

Bayrak indirme”, “TC yazısını silme”, “Atatürk resmi çıkarma” olaylarının artmasına dair yorumumdur:

Baltalama muhterem baltalama.

* * *

Etyen Mahcupyan’ın “Türkiye’de sola ihtiyaç yok... AK Parti ve BDP var” görüşüne dair yorumumdur:

Madem öyle, o zaman sağa duyulan ihtiyaç nasıl karşılanacak? Sağı kim temsil edecek?

Salı atışmasının neticesi şöyledir

SALI günü düzenlenen grup toplantılarında liderlerin performans sıralaması şöyledir:

BİRİNCİ: Başbakan Erdoğan’dır... Memleket argosunun en nadide örnekleri arasında yer alan “Sen iyice kayışı kopardın arkadaş”, “Dikkat et de contaları yakma”, “Bu gidişle senin motor su kaynatır” türü cümleleri Devlet Bahçeli’nin üzerine boca ederek bu yarışın birincisi olmaya hak kazanmıştır.

İKİNCİ: Devlet Bahçeli’dir... Son günlerde giderek daha fazla “sertlik yanlısı Tamil savaşçısı” edasına bürünmüşken gündemine Mükremin Çıtır’ı, Feriştah’ı, Tatar Ramazan’ı falan sokarak yükselttiği gerilimi bir nebze de olsa düşürmüştür. Tek kusuru şudur: Mükremin, Feriştah, Tatar gibi kahramanlar artık feci demode.

ÜÇÜNCÜ: Kemal Kılıçdaroğlu’dur... Akılda kalan tek çıkışı, İmralı ile Kandil arasında gidip gelen mektuplar için “Aşk mektubu mu bunlar” demesidir. Rakipleri contadan, kayıştan, motordan, Tatar Ramazan’dan, Mükremin Çıtır’dan giderken, o “aşk mektubu” üzerinden yol almak isteyerek inceden “muhallebi çocuğu” gibi kalmıştır.

Haberin Devamı

CHP’liler konuştu, ortaya şunlar çıktı

CHP’nin dört önemli ismi: Muharrem İnce, Gülseren Onanç, Ercan Karakaş ve Gökhan Günaydın...

Tarafsız Bölge’de konuştular.

Ulusalcı/yenilikçi ayrımını konuştular, süreci konuştular, Ergenekon’u konuştular.

* * *

Çıkan sonuçları aktarıyorum:

- CHP’de gerçekten de bir “Ulusalcı damar”, bir de “Yenilikçi damar” var.

- CHP’nin bir kanadı “Sürece biz de dahil olmalıyız” derken, bir kanadı “Süreç mi, aman istemez kalsın” demektedir.

- Siz bakmayın Sezgin Tanrıkulu ile ulusalcılar arasında çıkan tatsız olaya... Aslında iki kanat arasında “medeni ilişkiler” üst seviyede...

- İki kanat arasındaki duyarlılık farkı ise, had safhada...

- İki kanadın da tabanda karşılığı var...

- “Ulusalcı tezler” ile “Yenilikçi tezler”in bir ortak paydası bulunamamış durumda: Arada uçurum var.

- “Ulusalcılar” daha atak... “Yenilikçiler” ise ürkek...

- “Yenilikçiler” sürece bakışta AK Parti’den farklarını, “Ulusalcılar” ise sürece bakışta MHP’den farklarını ortaya koyamıyorlar.

- İki kanat arasında tabanın ne istediğine dair görüş farkı var.

- “Ulusalcılar” tabanın sürece şiddetle karşı çıkılmasını istediğini düşünürken, “Yenilikçiler” tabanın sürece olumlu baktığı kanaatinde.

Haberin Devamı

* * *
  
Sonuç?

CHP’nin işi gerçekten zor...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun işi ise CHP’den bile zor.

İnsan bıkar yahu

- AKİL insanlar hakkında mavra çevirmekten...

- Durup dururken Yılmaz Erdoğan’a laf çakmaktan...

- Sürecin tüm sorumluluğunu Orhan Baba’nın omzuna yıkmaktan...

- Serdar Ortaç’ın bitmeyen nişanlılık günlerinin haberlerini yapmaktan...

- Acun ile Osmantan’ın yarışmalarına figüratif unsur olmaktan...

- Futbol ve siyaset alanında “Şöyle olmazsa eşek gibi anırırım” diye iddiaya girmekten...

- Emek Sineması için “Zaten pek eskimişti kardeş” demekten...

- Taşkınlığı görüp biber gazı ile tazyikli suyu görmemekten...

- Rüzgâr Erkoçlar’ın hayatını didiklemekten...

- “Ben aşka âşığım” demekten...

- Evlenmeyi başarınca yüzüğü zafer kazanmış Fatih Terim gibi sallamaktan.

- İktidar partisine tek laf edemeyip her gün CHP’ye bindirmekten...

İnsan bıkar yahu...

Haberin Devamı

Gitti asker, geldi polis

ÇORLU’da Emniyet Müdürlüğü pankart asmış.

Pankartta yazan cümle aynen şöyle:

“Polis kanun adamıdır. Ona her zaman saygı gösterilmeli ve itaat edilmelidir”.

* * *

Eskiden garnizon duvarlarına pankartlar asılırdı.

Şöyle yazardı pankartlarda:

“Orduya sadakat şerefimizdir”.

* * *

Bizim millete ya “sadakat” görevi verilir ya da “itaat”.

İşin daha tuhaf tarafı ise şu:

Milletimiz sadakat isteyeni de, itaat isteyeni de hiç yadırgamaz, basar bağrına bağrına...

Protesto adabı

- TAŞKINLIK yapma... Taşkınlık yaparak haksızlık edenlerin haksızlıklarını gizlemelerine fırsat verirsin...

- Protestoda öyle vakur bir duruş sergile ki haksızlık edenin haksızlığı daha iyi anlaşılsın.

- Mağduriyet kral ve kraliçelerinin “Mahkememizi bastılar, mağduruz da mağduruz” diye ağlaşmalarına fırsat verme.

- Hiç unutma: Öyle ustadırlar ki mağduriyette, asıl mağdur senken, bir de bakarsın ki zalimin önde gideni sen olmuşsun.

Haberin Devamı

Öyle bir geçer zaman ki

BİR zamanlar Güneydoğu’da gayriresmi kişiler, yeni açılan özel radyolardan “Dağlara gel dağlara” şarkısı isterlerdi.

Buna mukabil resmi şahıslar da “Dağlar seni delik deşik ederim” türküsünü talep ederlerdi.

Hatırlatalım dedik.

Yazarın Tüm Yazıları