‘Benim akil adamlarım’!

BAŞBAKAN’ın akıllı insanlar listesi açıklandı, vatana, millete hayırlı olsun.

Haberin Devamı

Listeye baktım, içlerinde değer verdiğim insanlar da var, akıllarını da takdir ederim ama ben onların yerinde olsam böyle bir işe girişmezdim.

Çünkü onlardan beklenen şey, akıllarını sorunumuzun çözümü için seferber etmek değil, hükümet adına ikna turlarına çıkmak.

Başbakan bunu “psikolojik harekât” olarak da nitelemişti, hatırlayacaksınız. Umarım günün birinde bir savcı çıkıp kimsenin yakasına yapışmasın: “Vay sen halka
karşı psikolojik harekât yürüttün” diye!

Normal bir memlekette bu iş zaten iktidardaki partinin işidir ama biliyorsunuz Başbakan başta olmak üzere iktidar partisi ileri gelenleri, bu işe fazla bulaşıp oy kaybetmek istemiyorlar.

İstiyorlar ki seçmen, AKP ile Apo arasında bir bağ kurmasın.

Bunun için buldukları formül önce “Biz değil, devlet görüşüyor” şeklindeydi.

Şimdi de “Bu işi biz değil, akıllı insanlar yönetiyor” aşamasına geçildi.

Çünkü yaptırdıkları ankette gördüler ki bu işin Apo ile götürülmesinden hazzetmeyenlerin sayısı hayli yüksek.

Onun için şimdi topu bu “akil adamlara” atıyorlar.

Benim için bir sakıncası yok tabii, listeye girmeyi kabul edenlerin kendileri bilirler.

“O niye var da bu niye yok” gibisinden tartışmalar da “tek seçici” nedeniyle boş tartışma olur.

Başbakan biliyorsunuz kendisini bu ülkedeki her şeyin sahibi zannediyor.

“Benim bakanım, benim milletvekilim, benim valim, benim kaymakamım, benim Kürt’üm, benim vatandaşım, benim ayakkabım, benim çantam” şeklinde
konuşmaktan zevk alıyor.

Konuşmasına hâkim olan hava bir demokratik rejim başbakanından daha çok, mutlakiyetçi bir “emperyal majesteleri” havası.

Bu nedenle şimdi arada bir çıkıp “Benim akil adamlarım” da diyecektir, listedekilerin kendilerini buna hazırlamalarında yarar var.

Haberin Devamı

“Ben nereden senin oluyorum” demelerini önermem tabii, tebessüm edip geçmekle yetinsinler.

Gerçek ‘akıllı’ onlar!

ÇÖZÜM süreci olarak isimlendirilen ama esasen PKK ve şefi Apo ile yürütülen pazarlıklar ile ilgili olarak psikolojik harekât yapmak için oluşturulan “akil adamlar” listesine girmeyi kabul etmeyen dört kişi olmuş. Elbette sayı daha çok olabilir, bunlar dün internet sitelerine yansıyan bilgilerdir.

Bu isimler Mehmet Barlas, Taha Akyol, Hülya Avşar ve Sezen Aksu.

Dördü de kuşkusuz ki gencecik insanların ölüp gitmesine neden olan ayrılıkçı terörün sona erdirilmesini, sorunlarımızı siyasal düzlemde çözmenin yollarını aramamızı destekliyorlardır.

Ama şu anda önerildiği haliyle böyle bir heyet içinde yer almayı da belli ki uygun görmemişler. Bence sadece bu tutumları bile “akıllı” olduklarının altını çizen bir durumdur.

Öte yandan aktif gazeteciler içinde bu heyete üye olmayı kabul edenler de var.

Gazetecilerin bu tür organizasyonlar içinde olmalarını her zaman yadırgamışımdır.

Görüşlerini yazabilecek, fikirlerini açıklayabilecek olanağı olan bir gazetecinin Başbakan’ın emirlerini uygulayacak bir heyetin içinde olması tuhaf.

Haberin Devamı

Özel hayatları sorgulamaktan vazgeçin

SAĞLIK Bakanlığı’nın, “yeni doğan tarama formları” yenilenmiş. “Yeni doğan taraması” metabolizma hastalıklarında erken teşhise ve tedaviye olanak veriyor.

Yenilenen formlarda eskisinde bulunmayan bazı bilgiler de isteniyor.

“Bebeğin dini” hanesi bunlardan biri! Artık nüfus cüzdanlarına bile yazılmayan bir bilgiye neden gerek duyulduğu anlaşılmaz bir şey.

Hangi dini seçeceğine karar vermesi olanaksız olan bir bebek için bu hanenin açılmış olması ayrı bir mesele tabii. Belli ki asıl amaç anne-babanın dinini öğrenmek!

Formda bu sorunun yanıtı için altı haneli bir kutu ayrılmış, herhalde Türkiye’de ana-babası “Hıristiyan” olan bir bebek doğmasına ihtimal vermedikleri için olsa gerek!

Ayrıca bebeğin babasının TC kimlik numarası, bebeğin evlilik içi mi dışında mı doğduğu gibi bilgiler de bu form ile talep ediliyor.

Bu tip kişisel bilgiler, söz konusu sağlık taraması için asla gerekli olmayan bilgiler.

Sağlık Bakanlığı yetkililerine göre bu bilgiyi Türkiye İstatistik Kurumu talep etmiş, onun için formlara bu sorular eklenmiş.

TÜİK, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talebi üzerine bir “dini hayat araştırması” da yapmıştı.

Diyanet İşleri’ni hiç ilgilendirmemesi gereken soruların sorulduğu bir anket!

“Oy verirken adayın dindarlığını önemser misiniz” sorusundan tutun da “Hayatınızı dinin emirlerine göre ‘şekillendirir misiniz’”e varana dek bir sürü “özel hayat” sorusu.

Vatandaşların bu tür özel bilgilerini öğrenmeye devletimiz giderek daha çok merak sarıyor nedense.

Acaba bu bilgileri nerede kullanmayı düşünüyorlar?

Yazarın Tüm Yazıları