Bunlara değinmeden olmaz

Okan Bayülgen’in ortası yok.

Ya dört gece ekranda program yapıyor ya da tamamen geri çekiliyor.

Şu sıralar ikinci dönemini yaşıyor Bayülgen.

Yani program yapmama dönemini...

Ama anlaşılan o ki boş durmuyor. Epeydir üzerinde uğraştığı, bir ara rafa kalktığı düşünülen gençlik kanalı on8 için start düğmesine basmış Bayülgen.

Kanalın tanıtım filmlerini dolaşıma sokmuş.

İki tanıtımı da izledim. En çok dövmeciye giden hanım abla videosunu beğendim.

Kılım ya, bir tek on8 kanalının “Yalnızca senin için” diyen sloganına takıldım.

“Yalnız senin için” denilse olmaz mıymış?

Ya da: “Sadece senin için”

Ekstra vurgulu “yalnızca” kullanımı için Hakkı Devrim ne derdi acaba?

CHAVEZ’Cİ NİHAT DOĞAN’A

Nihat Doğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen Chavez’in cenazesi için Venezüela’lara kadar gitmesi günlerdir dilimizde (her tip medyanın yani).

Twitter’dan mesela şöyle çakmış ortalığa:

“Bizim emperyalizm düşmanı sanatçı, gazeteci, aydıncıklarımızdan bir tanesinin bile Chavez’i son yolculuğuna uğurlamaması neyin kafası?”

İyi de Nihat Bey’ciğim Caracas’lara kadar gitmekle övünmek çok kapitalist durmuyor mu?

Madem öyle, eşitlik uğruna tüm solcuların Venezüela biletini almalıydınız; gidemeyenlere bu caka/civa yazıktır, günahtır...

EMRAH’IN FİLMİNE

Ben Emrah’ı son yaptığı arabesk-pop albümlerle, açtığı spor salonuyla, medyada sıkça çıkan “cimridir cimri” haberleriyle biliyorum.

Peki hangi ara film çekti de gösterime soktu kendisi?

Orası bir kara kutu galiba.

Bakınız, “Gelmeyen Bahar” adlı bir film yönetmiş Emrah. Senaryosunu da yazmış. İzleyenler de gayet beğeniyor.

Peki pop şarkıcılarının değil de, eskinin popüler fantezi-arabesk-pop şarkıcılarının (Saymaya gerek var mı? Ve Mahsun ve Özcan...) anlatacak derdi olup bir süre sonra sinemaya kayması ilginç değil mi?

Barda işaret diliyle anlaşmak

Gecenin bir yarısı Singapur'da bir bardayım.

Beş-altı adım ötede duran iki kişinin konuşmaları dikkatimi çekiyor.

Konuşmalarını anladığımdan değil.

İşaret dilini kullandıkları için...

İkiside işitme engelli. Ve nasıl hararetli konuşuyorlar ve ben nasıl da o dili anlamak üzere öyle salak salak bakınıyorum; tasvirleyiniz orasını...

Sonunda baktığımı fark ettiler. Bir süre sonra sohbete dahil oldum!

Tabii ki zor oldu. İşaret diline dair hiçbir fikrim yok çünkü. Sadece tahmin edebiliyorum bazı şeyleri.

Zorlandığım noktada ise telefona yazdım ve anlatmak istediğimi yazılı olarak gösterdim sonuçta.

Sonuç: İşaret diline merak saldım. Zaten gündelik hayatta kelimeleri sürekli kısaltıp hayli hırpalayarak kullanıyoruz.

En güzeli işaret etmek sanırım. Hem daha az yorucu.

NOT: Singapur gece hayatına dair ortaya karışık hisler yakında tabii...

İki özlenen tat
TARKAN'IN SES VERMESİ

Tarkan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kendisinden pek de beklenmeyen bir şey yaptı, “Bugün kutlanacak bir gün değildir” diye başlayan uzun ve yer yer sert bir mesaj yayınladı.

Sevgililer Günü için sosyal medyada yayınladığı videoyla da ilgi görmüştü Tarkan.

8 Mart hareketi de alkış topladı, dahası mesajın dolu içeriğiyle “işte budur” dedirtti.

Demek ki Tarkan’ın şatoya kapanma dönemi bitti, artık sıkça ses veriyor. Çok da iyi ediyor. Devam Tarkan!

ÖZLEM TEKİN ROCK'I

Poplaşmaya, arabeskleşmeye ve aynılaşmaya başlayan Türkçe rock’ın asi prensesi Özlem Tekin şahane bir şekilde geri döndü.

Dön dolaş “Kargalar” şarkısını dinliyor, bir de videosunu yeniden ve yeniden izlemek istiyorum.
Çünkü videoda oyunculuğunu konuşturmuş Özlem Tekin.

Dişi Spartacus havasına bürünmüş, bakmaya doyamıyor insan. �