Arkadaşının oğlu sevgilisi olursa

Bu yılki Sundanca Film Festivali’ndeki “seks satar” mottolu filmleri işaret ederek.
Yazıyı da bunlar bakalım Türkiye’ye gelecek mi, gelirse de ne zaman nerede gösterilecek diye bitirmiştim.
Festivalin en çok konuşulan filmlerinden biri olan Two Mothers’ın adresi belli oldu bile.
Başrollerini Naomi Watts ve Robin Wright’ın paylaştığı ve birbirlerinin oğulları ile aşk yaşayan iki yakın arkadaşın hikayesinin anlatıldığı Two Mothers, Sundance sonrası 30 Mart-14 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek olan 32. İstanbul Film Festivali’nde gösterilecek.

Oyunuzu hak edene, hak gözetene verin!

Bu yılın sonlarına doğru yerel seçimler var. Belediyelerin çoğu oy toplamak, halka şirin görünmek, hizmet ediyor havası vermek için çalışmalara başladılar bile.
Göz boyama çalışmalarının başında çevre güzelleştirmeleri, görüntü toparlamalar ve tabii her şeyin bedava olduğu festivaller, şenlikler geliyor.
Havai fişek gösterilerinden halk oyunlarına, kültürel etkinliklere, lunaparklardaki eğlencelere, süslemelere, afişlere, çeşitli yarışmalara ve tabii kalabalık katılımlı halk konserlerine kadar akla gelecek her yol denenecek.
İyi hoş, halkımız eğlensin, kendisini iyi hissetsin, el üstünde tutulsun tabii.
Ama bir belediye başkanına oy verme kriterinde halka sağladığı eğlenceler ön planda olmamalı.
Kurucusu olduğum HAÇİKO (Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği) olarak bu yıl belediye seçimleri öncesi bir kampanya başlatıyoruz.
Sizden bu konularda bilgilendirme mailleri bekliyorum.
Belediyeler acaba devletten aldıkları bütçenin olması gerektiği kadarını sokak hayvanları için kullanıyorlar mı?
Kısırlaştırma çalışmaları ne alemde?
Sokak köpeklerini itlaf yoluyla azaltmaya çalışan belediyeler hangileri?
Hangi belediyeler kendi bölgelerindeki hayvanları toplayıp, ormana ya da başka belediyelerin sınırlarına atıyor?
Barınaklar ve buralardaki hayvanlar ne durumdalar? Gönüllülere giriş izni veriliyor mu?
Bakım evleri ve barınaklarda veteriner, tıbbi malzeme ve yeterli sayıda çalışan var mı? Belediye seçimleri öncesinde tüm bu bilgileri www.haciko.org sitesinde toplayacağız.
Bunlara arada köşemde de yer vereceğim.
Seçimlerde oy vermeden önce değerlendirmeye almanızı rica ediyorum.
NOT: Yerel seçimler öncesinde hangi belediyelerin hayvan haklarına önem verdiğini ve hayvanlar için ayrılan bütçenin ne kadarını bu masum canlılar için kullandıklarını araştırmamızı ve yayınlamamızı öneren kişi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Sayın Mustafa İsen’dir.
Kendisine bizi makamında ağırladığı, yol gösterdiği ve bu güzel fikri için teşekkürler.

Ekşisözlük ve Fatih Altaylı

Ekşisözlük, yöneticileri Fatih Altaylı’dan aldığı tazminatı sokak hayvanlarına bağışlayınca içten içe kaynadı. Sözlük yazarlarının bir kısmı “onca aç insan varken niye hayvanlar” gibisinden cümlelerle doldurdular sayfaları.
“İnsan sever olmak varken hayvansever olmayı tercih edenleri oldum olası anlamamışımdır” diyen de oldu. “Hayatında hiç aç kalmamış veya aç kalan insan görmeyen insanın yapacağı eylem. Elitsiniz ya!” diyen de.
Bu kararı alıp da bolca eleştirilen sözlük yönetimi ile en fazla empati kuracak kişi benim herhalde. Yıllardır hayvan hakları ve özellikle sokak hayvanlarının yaşam standartlarını artırmak için verdiğim mücadele hep aynı felsefeyle eleştirildi çünkü, “İnsanlar dururken neden hayvanlar?”
Ve ben her seferinde aynı cevabı verdim, “Biri diğerinin alternatifi değil, buyurun siz de insanlara yardım edin.”
Açık söyleyeyim, elde edilen tazminatla orman ve barınaklardaki hayvanlar için 40 ton mama alması ile Ekşisözlüğü sevme sebeplerime bir yenisini daha ekledi.
Gerçek bir hayvansever olduğunu bildiğim Fatih Altaylı da kendisinden alınan paranın boşa gitmediğini düşünmüş, “bu tazminat için hiçbir üzüntüm kalmadı, helali hoş olsun” diye köşesinde yazdı zaten.
Ekşisözlük yönetimi başka yerden bir başka tazminat aldığında çocuklara, şiddet gören kadınlara, yoksullara da yardım yapar elbette.
Tek farkı böyle olduğunda kimse bu yardımı eleştirmez. Nedenini Ekşisözlük yönetiminin aldığı kararı destekleyen sözlük yazarlarından Mavinova öyle güzel açıklamış ki; “Bu para bu soğukta aç açıkta kalan insanlara harcansaydı hayvanseverler isyan etmeyecekti, neden kedi köpeklere yardım verilmiyor diye. İki tarafın arasındaki zihniyet farkı bu sanırım.”