Sahte resimle mücadele

Türkiye’de maalesef yaygın olan “korsancılık” anlayışı sadece kitap, cd, kaset vs. ile sınırlı değil.

Haberin Devamı

Resimde de ciddi şekilde sahtecilik, taklitçilik tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Ankara’daki Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde yer alan bazı eserlerin bile sahte olduğu iddiaları yıllardan beri sanat kulislerinde konuşulur, durur.
Ünlü birçok ressamımızın eserlerinin sahtelerine ben de çok şahit oldum...
Günümüzde özellikle Fikret Mualla’nın guaj resimlerine gerçek resim severler ister istemez şüpheyle yaklaşıyorlar.
Fikret Mualla ve Turan Erol, eserleri en fazla taklit edilen ressamlarımız arasında.
Geçen hafta Turan Erol’la konuşma imkanım oldu. Turan Hoca ile söyleşimizin büyük bölümünü önümüzdeki Cumartesi Hürriyet’in Keyif ekinde okuyacaksınız.
Söyleşinin sahte resimle ilgili bölümünü ise bugüne ayırdım.
Turan Hoca da, birçok ressam gibi sahte eserleri yapan ve piyasaya sürenlere karşı caydırıcı cezalar verilmemesinden şikayetçi.
İsterseniz sözü fazla uzatmadan Turan Erol Hoca’ya bırakalım:
“Yıllar önce bu meseleyi ben mahkemeye götürdüm. Birisi Ankara’da, diğeri İstanbul’da (isimleri bende saklı) benim resimlerimin kopyasını satan iki kişiyi ve üç sahte resmin nerelerde bulunduğunu tespit ettim. Açıkça ‘Eser hırsızlığı yapılıyor. Bu işi de yapanlar şunlar. Bilirkişi raporuyla tespit edilsin’ diye mahkemeye başvurdum. Mahkeme başvurumu kabul etti. Duruşmaya üç sahte resmi getirttim. Ben de sahte resimlerle aynı temayı işleyen üç orijinal resmimi götürdüm. Bilenler bilir, benim tekniğim çok farklıdır. Resimler öylesine sahteydi ki, bunu tespit etmek için uzman olmaya gerek yoktu. Normal bir insan çıplak gözle bunu rahatlıkla tespit edebilirdi. Nitekim mahkeme heyeti bunu tespit etti. Peki ne ceza verdi? İyi hal var ya. Önce 3 yıl hapis, sonra iyi halden 3 aya inen ceza ve sonunda da bunun para cezasına dönüştürülmesi. Bu tür ceza anlayışıyla sanat ve sanatçı korunabilir mi?”
Turan Hoca, doğru söylüyor. Bu durumda sanat ve sanatçıyı korumak sanırım sanatseverlere düşüyor. Onun için benim tavsiyem resim, heykel ve antika alımını sokak aralarında el arabasıyla gezip “Eskiciiii” diye bağıranlardan değil, güven veren, sanat dünyasında yer edinmiş, sanatçı dostu galerilerden almanızdır.

Haberin Devamı

İKİSİNE DE HAYIRLI OLSUN

Haberin Devamı

Kabine değişikliğinde akla gelen ilk isim Ertuğrul Günay’dı. Beklenen oldu Günay, Kültür ve Turizm Bakanlığı koltuğunu Ömer Çelik’e bıraktı. Bu vesileyle eski bakan Günay’a yeni yaşamında, yeni Bakan Çelik’e de bu zorlu görevinde “Başarı ve hayırlı olsun” dileklerimizi iletelim. Liste çok uzatılabilir ama Çelik’in önceliklerinin neler olması gerektiğine dair ilk etapta benim aklıma gelenler şunlar:
1- Turan Erol Hoca’nın da işaret ettiği gibi korsan, sahte, taklite karşı caydırıcı cezalar, 2- Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ndeki eserlerle ilgili iddiaları ortadan kaldıracak adımlar artık atılmalı. 12 Eylül’ü yapanların sanki babalarının malıymış gibi dağıttıkları tablolar toplanmalı 3- Günay’ın Türkiye’den kaçırılmış tarihi eserlerin ülkeye getirilmesinde ortaya koyduğu kararlılık devam ettirilmeli, 4- Kültür turizmini bir türlü istenilen seviyeye çıkaramadık. Aynı şekilde sağlık turizmini de İskandinavya dışındaki ülkelere taşımak gerekir 5- Türkiye, yaz turizminde çok ucuza pazarlanıyor. Bunun önüne nasıl geçilmeli diye ciddi şekilde kafa yorulmalı.

Haberin Devamı

CERMODERN’E ÖVGÜ

Geçen hafta Ahmet Güneştekin’in Cermodern’deki “Yüzleşme” isimli sergi açılışı görkemliydi. Serginin açılışına siyaset, sanat ve iş dünyasından çok sayıda isim katıldı. Güneştekin’le birlikte ismini sürekli duyduğum ancak bir türlü tanışamadığım Cemal Batur’u da tanıdım. Türkiye’de müzayede denince akla gelen ilk isim olan Cemal Batur gerçekten ilginç bir kişi. Bu arada Güneştekin’in Cermodern’i, “Ankara nasıl bir değere sahip olduğunun farkında değil. Cermodern sadece Ankara’nın değil, Türkiye’nin yüz akı” diyerek övdüğünü de aktarayım. Güneştekin’den sonra ünlü sanatçımız Ergin İnan da, Şubat’ta Ankara’da. İnan, Peker Sanat Evi’nde heykelleriyle Ankaralı sanatseverlerin karşısına çıkacak. “İkisi de ben...” ismini taşıyan sergi 7 Şubat perşembe günü açılacak.

Haberin Devamı

KENTTE NE VAR?

Söbütay Özer sergisi (31 Ocak’ta açılıyor- Mustafa Ayaz Müzesi/Balgat), Tuğrul Velidedeoğlu sergisi (1 Şubat’ta açılacak-Galeri Soyut/Hilal Mah. Yıldız), Osman Akbay, Osman Altıntaş, Alaybey Karoğlu karma sergi (8 Şubat’ta açılacak-Galeri Fırça/Hilal Mah. Yıldız), Efgan Beyaz sergisi (16 Şubat’a kadar-Sevgi Sanat/Çankaya), Karma sergi (3 Şubat’a kadar-Parme Sanat/Or-an), N.Seydi Ferahoğlu sergisi (Bugün açılacak-Ziraat Mithatpaşa Cad.), Karma sergi (29 Ocak’ta açılacak-Arda Sanat/Yıldız)

Yazarın Tüm Yazıları