Kardeşine bakmayan millete nasıl bakarmış

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu...

Haberin Devamı

-  Kocaeli’nde ikamet eden bir emekli imiş...

-  Emekli maaşı yetmeyince abisini aramayı düşünmeden İzmir’e iş bakmaya gitmiş.

-  İzmir’in CHP’li belediyelerine falan şöyle bir uğramaya hiç tenezzül etmeden iş bakmış.

-  Sonunda bir inşaatta gündüz bekçiliği işini bulmuş.

Nasıl?

İyi öykü değil mi?

*

Fakat işte bu öykünün de açığını bulmaya çalışanlar var:

Sağdan soldan çemkiriyorlar.

Diyorlar ki:

Kardeşine bakmayan bize nasıl bakacak?”

*

Alışmışlar tabii “bakılmaya”.

İşin içinde sadaka olacak, kömür olacak, ulufe olacak, makarna olacak.

Ya da torpille bir işe tıkma olacak.

Yani inceden bir “kıyak” söz konusu olacak.

İşte bu nedenle...

Kardeşine “kıyak” geçmeyen bir liderin, iş başına geldiğinde millete kıyak geçmeyeceğini düşünüyorlar.

*

-  “Devlet” denildiğinde akıllarına toplumsal refahı arttırması gereken bir unsur gelmiyor, “bakılma” geliyor.

-“Lider” denildiğinde akıllarına herkese adam gibi istihdam alanı açması gereken kişi gelmiyor, “kıyak geçmesi gereken kişi” geliyor.

-“Parti” denildiğinde akıllarına ekonomik, sosyal ve sınıfsal çözüm önerileri sunan bir mekanizma gelmiyor, “partililere sınıf atlattıracak mekanizma” geliyor.

Bu yüzden...

Kardeşine “bakmayan”, kardeşine “kıyak” geçmeyen, kardeşine “sınıf atlattırmayan” lideri yadırgıyorlar, küçümsüyorlar.

Haberin Devamı

Sanatçılar ve politika

-  12 Eylül’de Aydınlar Dilekçesi’ne attığı imzayı “Ben kooperatif meselesi sanmıştım” diyerek geri çekse de her zaman Kürt sorununun çözüme kavuşması hususunda samimi olmuştur İbrahim Tatlıses.

-  Hrant Dink, Cumartesi anneleri, Diyarbakır’da konser vermek... Sezen Aksu her zaman politiktir.

-  Bir üçlü gibi algılayalım onları: Tarık Akan, Müjdat Gezen, Rutkay Aziz... Atatürk bağlamında bir araya gelirler ama her bağlamda bir araya gelirler mi, işte burası meçhul.

-  Sanatçılar politikaya giriştiklerinde genellikle gemileri yakmazlar ama Levent Kırca sanırım yaktı.

-  Büyük Birlik Partisi’ne yakın Ahmet Yenilmez var, AK Parti’ye yakın yönetmen Mesut Uçakan var, İslami kesime yakın Hasan Kaçan var, tasavvufun içinde Ahmet Özhan var, aykırı İslamcı Ulvi Alacakaptan var ama solcular, daha doğrusu ulusalcı solcular daha kalabalık.

-  Bir solcu olarak solcuların ezberini bozmak gibi bir misyon yüklemiş kendisine ama çoğu zaman yanlış anlaşılıyor Halil Ergün...

-  Eski devletin ve eksi anlayışın klasik bir savunucusu olarak Ayten Gökçer’i öneriyorum, ne dersiniz?

-  Aşırı liberalizmin talihsiz bir çocuğudur Sinan Çetin.

-  Kalbinin sağda mı, solda mı attığını asla tahmin edemeyiz Ajda Pekkan’ın...

-  Bazen dalga geçiyoruz ama aktivizm Mehmet Ali Alabora’ya pek yakışıyor canım...

-  Politik olarak nerede durduğunu çakamıyoruz ama bir 12 Eylül düşmanı olduğundan hepimiz eminiz Bülent Ersoy’un...

-  Bilinçli bir solcudur Levent Üzümcü...

-  Ahmet Ümit soldadır, Elif Şafak ortadadır, İskender Pala muhafazakâr demokratlıktadır.

-  Kadir İnanır gün geçtikçe daha çok mu sola doğru yürümektedir?

-  Politikadan bihaber değildir Türkan Şoray ama apolitik bir yerde durmayı tercih etmiştir hep.

Haberin Devamı

Bekçi Celal Bey’in yerle bir ettiği 7 şey

-BİR: “CHP çok elitist, acayip seçkinci bir partidir” diye başlayan teoriyi yer ile yeksan etti.

-İKİ: “Bunların alayı beyaz Türk’tür” şeklindeki hükmü, bekçilik yaptığı inşaatın hafriyatına gömdü.

ÜÇ: İnşaat bekçiliğini, TOKİ müteahhitliğinden bile daha etkili bir iş haline getirdi.

-DÖRT: Tenezzül etmeden yaşayarak, tenezzül ederek yaşamanın tüm fiyakasını bozdu.

-BEŞ: “Lider yakını” olmanın ille de zenginleşmeye yol açmayabileceğini gösterdi.

-ALTI: “Biz zenci Türklerdeniz” şeklindeki AK Parti efsanesini, bekçilik yaptığı inşaatın kalıntıları arasına postaladı.

-YEDİ: Uzun süredir horlanan alın terinin, ne şahane bir şey olduğunu hepimize fark ettirdi.

Haberin Devamı

ÖCALAN, AHMET TÜRK VE AYLA AKAT

İmralı görüşmesinin bilinmeyen tarafları

-  20 yıl sonra ilk kez görmüş Ahmet Türk, Abdullah Öcalan’ı...

-  Öcalan’ın saçları beyazlamış... Ahmet Türk ile Öcalan birbirlerine “yaşlanma” üzerinden takılmışlar.

-  Öcalan, Ahmet Türk’e “Sayın Ahmet” diye hitap etmiş.

-  Öcalan bu görüşmeye Ahmet Türk ile birlikte Gültan Kışanak’ın katılmasını arzu etmiş ama bu arzusuna uyulmamış.

-  Öcalan, Ahmet Türk ve Ayla Akat, yuvarlak bir masanın etrafına oturmuşlar.

-  Görüşme boyunca daha çok Öcalan konuşmuş.

-  Görüşme kayıt altına alınmış.

-  Üç isim birlikte İmralı’da öğle yemeği yemiş.

-  Öcalan’ın önünde notları varmış ama notlara bağlı kalarak konuşmamış.

-  Görüşme sürecinde MİT Müşteşarı Hakan Fidan İmralı’da değilmiş.

-  Öcalan kişisel durumundan ve cezaevi koşullarından hiç söz etmemiş.

-  Gazetelerde okuduğu bazı haberlerle ilgili sorular sormuş Öcalan...

Haberin Devamı

BDP’nin nabzını tuttum

-  SELAHATTİN Demirtaş’la ayak üstü selamlaştım.

-  Gültan Kışanak ile uzun sohbet ettim.

-  Ahmet Türk ile Tarafsız Bölge’de buluştum.

İzlenimlerim şunlardır:

*

-  BDP’liler süreçten memnunlar, süreci çok önemsiyorlar.

-  İktidarın adımını sürpriz gibi algılamıyorlar, kaçınılmaz buluyorlar.

-  Dikkatliler: Yapacakları açıklamalara, verecekleri bilgilere olağanüstü titizlik gösteriyorlar.

-  Ketumlar: Sözlerini tartarak söylüyorlar. “Her şeyi siz bozdunuz” suçlamasına maruz kalmak istemiyorlar.

-  Sürece “Her şey bitti” gözüyle bakmıyorlar, “Her şey yeni başlıyor” gözüyle bakıyorlar.

-  Sürecin ilk adımlarının atıldığını düşünüyorlar. “Merdiven süreci/apartman kuramı” gibi yaklaşımları ciddiye almıyorlar.

-  İmralı görüşmelerinde dışlandıklarını düşünmüyorlar. “Ahmet Türk bizim doğal liderimizdir, onun olduğu yerde bizim dışlanmamız söz konusu olmaz” diyorlar.

-  Şikâyet ettikleri konu şu: İmralı’ya gidecek olan BDP’lilerin isimlerini hükümetin belirlemesi... Bunu nezaketsizlik olarak algılıyorlar.

-  Ahmet Türk de dahil olmak üzere hepsinin görüşü şu: Genel başkanlar bu sürecin dışında tutulamaz.

Haberin Devamı

Paris suikastına dair

-  Başbakan diyor ki: “Örgüt içi infaz da olabilir, provokasyon da olabilir.”

-  Hüseyin Çelik diyor ki: “Örgüt içi infazdır”.

-  Avrupa’daki PKK Sözcüsü diyor ki: “İmralı görüşmelerine yönelik yapılmıştır.”

-  Emre Uslu diyor ki: “PKK içindeki Urfalılar–Dersimliler kapışması olabilir.”

-  BDP’liler diyor ki: “Örgüt içi infaz diyenler yalan söylüyor.”

Kısacası herkes bir şey diyor.

*

Biliyorum, devlet yetkililerinin dillerinin altında her an hazır tuttukları “Zamanlama manidar” klişesine hepimiz uyuz oluyoruz.

Fakat bu seferlik bu klişeyi kullanmaya izin çıkarabiliriz sanırım.

Çünkü...

Hakikaten de zamanlama pek manidar.

Yazarın Tüm Yazıları