Ahmet gitti, çok memnunum (!) zaten bizim mahalleye yakışmıyordu

Aman neyse, Ahmet Altan ayrıldı da, şu TARAF'ın fiyakası bitti. Yasemin Çongar ile birlikte bizim mahalleye olmadık yenilikler getirmeye kalkmışlardı. Yok özgür basınmış...Yok cesur gazetecilikmiş...Hepimizi sinirlendiriyorlardı. Gittiler de, rahatladık. Artık eski model metodlarla işimize devam edebileceğiz (!).

Haberin Devamı

Ahmet- Yasemin ikilisi ve diğer arkadaşları neden ayrıldılar, bilmiyorum. Benim için önemli de değil. Önemli olan, gazetecilik açısından harika bir dönemin kapanmasıdır.
 
TARAF' ın ilk yayın hayatına girdiği günleri hatırlıyorum.
 
Medyanın kaşarlanmış ekibi, küçümseyen bir gülücükle karşılamıştı. "Ah ah, yine birileri para kaybedecek..." diyenler çoğunluktaydı. Ahmet Altan’a da, gazeteciliğe heveslenen tanıdık bir edebiyatçı  muamelesi yapılmıştı.
 
Sonra ardı ardına bombalar patlamaya başladı.
 
Hiçbir gazetenin, ben dahil hiçbir gazetecinin cesaret edemediği belgeleri yayınlamaya başladı. Derin Devlet ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçek göreviyle hiç ilgisi olmayan faaliyetleri birer birer ortaya çıkıyor ve TARAF bir dönemin kapanmasında başrolü oynuyordu.
 
Ahmet Altan, o inanılmaz kıvrak kalemiyle zehir zemberek yazılar yazıyor, Yasemin Çongar ile birlikte , Ak Parti iktidarının Kıbrıs'tan başlayıp, Ergenekon 'a kadar uzanan ,o devrim niteliğindeki her adımını destekliyordu. Kimseye verecek bir hesabı olmayan, devletten ihale almamış ve o işlerle hiç ilgisi bulunmayan, görmeye alıştığımız yapının dışında bir ekip oluşmuştu. Geleneksel medya'nın gözünde, gizli bir misyon için Mars'tan gelmişlerdi.

Haberin Devamı

NE İSLAMİ CEPHE, NE DE LAİKLER, ALTAN-ÇONGAR İKİLİSİNİ,TAŞIYABİLDİ. İÇTEN İÇE SİNİRLENDİ VE KISKANDI. ANLAŞILAN, BU KADAR CESARET VE ÖZGÜRLÜK BİZE GÖRE DEĞİLMİŞ.

Ahmet, o son derece kıvrak kalemi ve yüklü küfesiyle birbirinden harika yazılar yazdı. Bir edebiyatçının günlük yazı yazmasının en güzel örneklerini verdi. Evet, egosu yüksekti...Evet, burnundan kıl aldırmazdı...Evet, tepeden bakardı. Ancak kaliteliydi, bilgiliydi, cesurdu ve farklıydı.
 
TARAF, bu tutumuyla eski Devlet yapısını sarstı ve çatlamasında son derece önemli rol oynadı. Asker rejiminin bitmesinde hayati rol oynadı.
 
O günlerde Ulusalcı çevrelerdeki konuşmaları dün gibi hatırlıyorum...
 
"...Bunlar kime hizmet ediyorlar ?... "
 
"...Fırsatını buldular Cumhuriyeti yıkmaya çalışıyorlar..."
 
"...Bunlar kesinlikle Fetullahçı...Zaten belgeler Cemaatten servis ediliyor...Gazetenin gizli sahibi de Fetullah taraftarlarıymış..."
 
"...CIA bu şekilde TSK'ya ders veriyor..."
 
Bu tartışmalara bizzat tanıklık ettim. Bugün Ahmet Altan ve arkadaşlarını alkışlayan, hatta arkasından ağlayan nice Ulusalcı tanıdık, ogünlerde TARAF'ı vatan haini olarak niteliyor, Muhafazakar kesim ise onlara kahraman muamelesi yapıyordu.
 
Ogünlerde toplumun laik kesiminin, Ahmet ve arkadaşlarının yaptığı bu gazeteyi hazmedemediğimiz, taşıyamadığımız besbelliydi.
 
Sonra, nehrin altından sular aktı.
 
Özellikle 2011 genel seçimlerinden sonra, Başbakan'ın tutumunda görülen bazı değişikliklerin ardından, Ahmet Altan bu defa Ak Parti İktidarını eleştirmeye başladı. O keskin ve her okuyanı yerinden hoplatan yazılarıyla ,oklarını Başbakan'a döndürdü . Gazetenin manşetleri değişti.
 
Bu defa Ulusalcılar alkışlamaya, muhafazakarlar hain görmeye başladı.
 
Anlayacağınız, bu toplum eleştiri sevmediğini, her eleştirinin doğru bir yanı olduğunu kabullenmenin, ne kadar sert, ne kadar acımasız olursa olsun, eleştireni hoşgörüyle karşılamanın kültürümüzde bulunmadığını gösterdi.
 
Zaman zaman Taraf’ın “hoyratlıkları” oldu. Kendilerine gelen bazı dökümanları, gerçek olup olmadıklarını araştırmadan yayınladılar. Yayınladıklarının bazılarının sahte olduğu sonradan anlaşıldı. Hatta kimi isimleri açıkça hedef gösterdikleri iddia edildi. Ama günahıyla sevabıyla   Ahmet Altan- Yasemin Çongar ikilisi hepimize, özgür basın nasıl olurmuş, dersi verdi.

Haberin Devamı

Eminim içimizden çok kişi “Aman iyi ki de gittiler. Rahatımızı bozuyorlardı zaten..." deyip memnun dahi olmuştur.
 
Eminim çoğumuz TARAF'ın fiyakasının bozulmasından keyif duyuyordur.

Şimdi biz bize, yine TARAF öncesindeki gibi, eski model gazeteciliğimizi sürdürebileceğiz.
 
Son derece nüanslı, kimseleri kırmadan, iktidarı kızdırmadan, kibar kibarcık gazetecilik yapacağız. Böylece, yok cesaretmiş, yok Özgür Gazetecilikmiş gibi komplekslerden de kurtulacağız.
 
Şakayı bir yana bırakıp, tüm medya Ahmet ile Yasemin'e teşekkür etmeli. Hiç değilse bize, unutmaya başladığımız bazı ilkeleri, bazı güzellikleri hatırlattılar.
 

 

Yazarın Tüm Yazıları