Bir velinin dilekçesi nasıl dikkate alınmaz

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Münci Yağcı, Gazi Vakıf İlköğretim Okulu’nda eğitim gören 2 çocuğunun olduğunu belirterek “Okulun eğitim, bursluluk gibi temel konularında gördüğüm ve yetkililere ilettiğim sıkıntılarda sonuç alamadım. Bunlardan birisini belgeleri ile size iletiyorum” diyor.

Haberin Devamı

Okuyoruz:
“2011-12 eğitim yılı başında okulun günlük ders saat sayısının 9’a haftalık 45 saate çıkarıldığını öğrendik. Okul yönetimine işlemin ilgili yönetmeliklere aykırı olduğunu ilettim ama sonuç alamadım. Konuyu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne ilettim. Şube müdürü Yaşar Koçak imzalı yanıt ‘günlük ders saatlerinin artırılması haftalık ders programı dışında velilerin görüşleri doğrultusunda yapılmıştır’ oldu. Daha sonra İl Milli Eğitim’e verdiğim dilekçeye müdür yardımcısı Yusuf Bağrıyanık imzası ile verilen yanıtta ‘dilekçenin incelendiği ve yapılacak bir işlem olmadığı’ yanıtı verildi. MEB’in ilgili birimine ‘Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’ gereği yapılan işlemin uygunluğunu ve dayanağını sordum. Yanıt “Dilekçeniz Çankaya MEB’ye yönlendirilmiştir” oldu.
Velilerin isteği ile bir okulun günlük ve haftalık ders saatinin artırabileceği yönünde bir mevzuat olacağına inanmıyorum ve Mart 2012’de verdiğim dilekçe ile başlayan süreç 7 ay sonra başladığı yere döndürüldü.
Ne yazık ki tipik bir Türkiye örneği demem gerekiyor.”

Haberin Devamı

Bu hastalara eziyet değil mi

Bir yakınımız için hastaneleri dolaşmaya başladık. Ağızdan girilerek yapılan Endeskopi, bağırsaklara girilerek yapıla Kolonoskopi ve yine ağızdan girilerek safra kesesine sten takılması (ERCP), özel hastanelerde belli bir ücret karşılığı, bayıltılarak yapıldığı için hasta hiçbir acıyı duymuyor.
Oysa bu işlemler Devlet Hastanelerinde sadece lokal anestezi ile yapıldığı için hem acı duyuyorsunuz, hem de yapılanları görmeniz asap bozucu, moral bozucu oluyor.
Hastanın acı duymaması parayla oluyorsa bu nasıl bir adalet?
M. Okan KILAN

Lojmanları yıkarken kamu suçu işlendi

TBMM içindeki askeri lojmanları yıktılar, lojman olarak kullanılan binalar iyi durumda oldukları için, kolonların kesilmesine rağmen zor yıkıldılar. Kanun yapıcı organ olan Meclis, sağlam binaları acil bir neden olmamasına rağmen yıkıp, Ceza Kanununda düzenlenen “kamu görevini kötüye kullanarak, kamu hizmetine tahsis edilmiş mallara zarar verme” fiilini işledi.
Askere ‘müzmin’ allerjisi olanlar, kamu malına zarar verilmiş olmasına rağmen yıkımı, ‘askeri vesayetin izlerinin silinmesi’ olarak alkışladılar. Böylece, kamu malına zarar verilerek sivilleşmenin (demokratikleşme) tarihe geçecek bir örneği verilmiş oldu!
S. Ö.

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

‘Dünya Gıda Günü’nde;üretmeyen tüketemeyecek

“Bugün dünyada yaşanan açlığı ve yetersiz beslenmeyi önlemek için küçük büyük tüm tarım alanlarının üretime katılması gerekir. Bu da ancak kooperatifleşme ile mümkün olur. Tarımsal amaçlı kooperatifler dünyadaki açlık sorununun çözümünde anahtar rol üstleniyorlar. Artık biliniyor ki; gıda üretemeyenler, gelecekte paraları olsa dahi gıdaya ulaşmada zorluk çekecektir. Daha da önemlisi tükettiğinden daha fazla üretmeyen ülkeler gıda sorununu yaşayacaklardır.”
(Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek)

Yazarın Tüm Yazıları