Çocuklara verilen gizli mesajlar, onları nasıl başarısızlığa itiyor (2)?

Sizlerden iki hafta önce yazdığım yazı ile ilgili birçok mesaj aldım.

Haberin Devamı

Çoğu okur yapmamamız gerekenleri söylediniz, ama ne yapmamız gerektiğini söylemediniz, diyordu. (O yazıyı aşağıda okuyabilirsiniz).

Şimdi söylüyorum.

FEDAKARLIKLAR

Çocuklara fedakarlıklarınızı anlatmayınız, “Bak sen oku/çalış diye nelere katlanıyoruz?” demeyin demiştim.

Fedakarlıklarınızı anlatabilirsiniz ama koşul olarak değil. Örnek olarak ama asıl etkili olan başkalarının fedakarlıklarını anlatmak. Daha doğrusu anlatmak değil de çocuğun farklı kişilerin hayatlarını okumasını, onlarla tanışmasını ya da farklı hayatlara maruz kalmasını sağlamak.

Örneğin, Obama’nın başkan seçildiği yıl, zenci çocukların okul başarıları % 10-15 arası artıyor.

Bir araştırmada çocuklar iki gruba ayrılıyor.

Her iki gruba da başarılı bir çocuğun hayat hikayesi okunuyor.  Ama ilk gruba verilen hikayede, başarılı çocuğun doğum tarihi değiştiriliyor. Hangi çocuk okuyorsa, onun doğum tarihi ile aynı tarih yazılıyor.

Haberin Devamı

Daha sonra bir sınav yapılıyor. İlk gruptaki çocuklar çok daha başarılı oluyor. Çünkü o yapıyorsa, ben de yapabilirim duygusu uyandırılıyor.

Ama unutmayın, kişilerin başarıları ‘çalışmaya’ bağlanmalı ki çocuk model alsın. Başarı yeteneğe ya da dış koşullara bağlanırsa, çocukta tam tersi öğrenilmiş çaresizlik de yaratabilirsiniz.

CESARETLENDİRME

Ailenin başarısızlığa yüklediği anlam çok önemli. Başarısızlığa iki farklı anlam yüklenebilir: başarısızlık yeteneksizliğin ya da beceriksizliğin ispatı olarak algılanabilir ya da başarıya giden yolda bir geri bildirim sistemi olabilir. Edison her başarısızlıktan yeni bir şey öğrenmiştir.

 Çocuk başarısız olunca,  ‘Oğlum/Kızım sıkma canını, bir dahaki sefere daha iyi yaparsın.’ demeyin. Onun yerine ‘Nerede hatan yaptın, analiz edelim ve bir dahakine nasıl düzeltebiliriz ona bakalım.’ demek gerekiyor.

Her hata bir geri bildirimdir. Hatayı geri bildirim olarak algılamayan çocuklar ya başarısız olur ya da mükemmeliyetçi. İkisi de zararlıdır.

BAŞKASI İLE KARŞILAŞTIRMA

Çocuklar diğer çocuklar ile değil, kendisinin önceki başarıları ile karşılaştırılmalı.

Ama burada önemli olan başarı ölçütü notlar değil, öğrenme ve kazandığı beceri olmalı.

KONTROL DIŞI

Haberin Devamı

Bazı aileler çocuklar başarısız olunca, suçu dış etkenlere atarak, çocuğu rahatlatmak ister.

Ama başarısızlığın asıl sebebi çalışmamaya bağlanmalı. O zaman çocuk başarıyı kendi kontrolü altında hissedecektir. ‘Çalışmadım başarısız oldum.’ diyecektir.

Ancak  burada çok kritik bir nokta var. Yapılan işin zorluk derecesi her zaman çocuğun becerisinin  bir ya da iki birim üstünde olmalı. İşin zorluk derecesi becerisinin çok üstündeyse, çocuk ne kadar çalışsa da başarısız olacaktır. Bu durumda da öğrenilmiş çaresizlik yaşayacaktır.

Başarısızlık durumunda, işin zorluk derecesi çocuk ile analiz edilmeli ve gerçekçi bir tablo ortaya çıkarılmalı. Öğrenilmiş çaresizlik yaratmamak için gerekirse öğretmeni ile konuşulmalı.

ELEŞTİRİ

Haberin Devamı

Eleştiri yargılayıcı da olabilir betimleyici de.

‘Bu çok güzel olmuş.’deseniz bile bu yargılayıcıdır ve tehlikelidir. Çünkü çocuk işi nasıl iyi yaptığını bilmez. Destek vermeden, beklenti yaratmış olursunuz.

Çocuğun özgüveni değil, özbilgisi artırılmalı. Onun için de eleştiri, betimleyici olmalı.

‘Sınavda başarısız oldun, çünkü yeteri kadar çalışmadın.’ derseniz ‘başarısızlık’ ve ‘yeteri kadar’ sözcükleri ile yargıda bulunmuş olursunuz.

‘Sınavdan 40 aldın çünkü 6 konudan 2’sine çalıştın ve 100 soru yerine 20 soru çözdün.’ derseniz betimleyici olur.

Bu cümle ile yargılamadan başarısızlığın sebebini betimlemiş ve hedef göstermiş oluruz.

ÖVGÜ

Övgü için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Övmek yerine, betimleyici geri bildirim verilmeli. Daha doğrusu övgüyü , betimleyici geri bildirim  içinde sunup hem çocuğun doğru yolda olduğunu söylemeliyiz hem de özbilgisini artırmalıyız.

Haberin Devamı

‘Bu yazı çok güzel olmuş’ çümlesi sadece övgüdür ama  ‘Güzel. Bu yazıda ana bir tez sunup, bunu gerçek hayatından 3 örnek ile desteklemişsin.’ dediğimiz zaman çocuk bilir ki iyi yazı örnekler ile desteklenen ana bir tezden oluşur. ‘Güzel’ demek de bizim yargımıza ihtiyaç duyan çocuğa doğru yolda olduğunu gösterir.

Aslında olayın özü çocuğu yargılamadan çocuk ile işbirliği yaparak durumu analiz edip, çocuğun özbilgisini artırmak; çocuğu performans odaklı (ders notları gibi) konumdan çıkarıp, öğrenme odaklı konuma sokmak; başarıyı çalışmaya bağlayıp çocuğu başkaları ile değil, kendisi ile karşılaştırmak.

Bunları yaptığımız an, özgüvenli, bilinç düzeyi yüksek, öğrenmeyi öğrenen bireyler yetiştirmiş oluruz.

Haberin Devamı

Not: Hepimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!

www.twitter.com/ozgurbolat

Yazarın Tüm Yazıları