Arap baharı, Kürt baharına dönüştü

DIŞİŞLERİ Bakanımız “Esad’a yer arıyormuş...”

Haberin Devamı

Gelin o yer ararken, biz de Türkiye’ye yeni bir yer arayalım.

Suriye politikasını destekleyelim veya desteklemeyelim. Hiç önemi yok.

Hepimiz önümüzdeki şu tablonun farkındayız değil mi...

1200 KİLOMETRELİK KÜRT SINIRIMIZ VAR

BİR:

-Bundan bir hafta öncesine kadar 400 kilometrelik bir “Kürt sınırımız” vardı.

Şimdi buna 800 kilometre daha eklendi.

Arkadaşlar, “stratejik derinliğimizin” eline cetvel alıp çizdiği yeni jeopolitik gerçeğimiz budur:

Bugün itibariyle 1200 kilometrelik bir Kürt sınırımız var.

400 KM İLE BAŞ EDEMEDİK 1200 İLE EDEBİLECEK MİYİZ

İKİ:

Şunu düşünmeliyiz.

400 kilometrelik Kürt sınırı ile başa çıkamadık.

1200 kilometresi ile nasıl başa çıkacağız...

Bu soruya derinlikli bir cevap bekliyoruz.

ARAPLAR SAVAŞIYOR KÜRTLER KAZANIYOR

ÜÇ:

Farkında mısınız, iştiyakla desteklediğimiz “Arap Baharı” tam anlamıyla bir “Kürt baharı”na dönüştü.

Hem Irak’ta, hem Suriye’de şöyle tuhaf bir durum var.

Araplar birbiriyle savaşıyor, insanlar ölüyor.

Kürtler bağımsız devlet yolunda bir adım daha atıyor.

Hem de tek kurşun atmadan, tek can vermeden.

Gerçek stratejik derinlik işte budur.

DÖRT:

Haberin Devamı

PKK ise savaşıyor, can veriyor ama kazanamıyor.

BEŞ:

Ortada bir başka tuhaf durum daha var.

Türkiye’deki PKK, Kürtler adına kurşun atıyor, savaşıyor ama bugüne kadar bir şey elde edemedi.

Bir dakika duralım.

Arap ülkelerine gelen “Kürt baharı”nın bir gün Türkiye’ye gelmeyeceğini kim taahhüt edebilir?

Sakın Dışişleri Bakanı Davutoğlu demeyin.

Uzak dursun yeter...

Önümüzdeki dönem bir öğretim üyesinin fantezilerine emanet edilemez

İki ülkedeki Kürtlerin elde ettiği bu fili durum, gözleri ister istemez Türkiye’deki Kürtlere çevirecektir.

Yarın bir gün, Türkiye üzerine ağır bir “Kürt baharı taarruzu” başladığı takdirde, buna nasıl cevap vereceğiz?

Kurşun atarak mı?

Yoksa demokratik ülkeye yaraşan bir çözüm siyaseti ile mi?

SURİYE’DE ALEVİ HIRİSTİYAN KATLİAMI BAŞLARSA NE OLUR

Suriye’de muhaliflerin elindeki bölgelerde durum iç açıcı değil.

Buralarda “Hıristiyanlar Lübnan’a, Aleviler tabuta” gibi insanı ürperten sloganların atıldığı haberleri geliyor.

Hıristiyanlara çok kötü muamele yapıldığına dair somut bilgiler var.

Yarın orada Sünnilerin bir katliam girişimi başlarsa, Türkiye’nin tavrı ne olacaktır?

Sünni Araplara sadece “Tenni ile davranmalarını mı” rica edeceğiz?

Haberin Devamı

HARİTAYA BAKARSANIZ SİZ DE O FOTOĞRAFI GÖRÜRSÜNÜZ

NETİCE:

Artık Kürtlerle, 1200 kilometre sınırımız var.

Haritaya bakarsanız bir başka gerçeği daha görürsünüz.

O sınırın bu tarafının da en az 800-900 kilometresinde Türkiye’nin Kürt nüfusu oturuyor.

Bunun anlamı şudur:

“Kürt baharı” sınırımıza dayandı.

Kürtlerin iki ülkedeki fiili durumuna dayanarak başlatacağı bir “bahar taarruzuna” karşı bir öğretim üyesinin fantezileri ile değil, bütün Türkiye’nin arkasında duracağı ciddi bir politika ile cevap verebiliriz.

Biraz basit anlattım ama önümüzdeki gerçekler bu kadar basittir...

Allah Türkiye’yi, stratejik derinliğin artçı depremlerinden korusun...

Yazarın Tüm Yazıları