Kadıoğlu’dan Esenyurt yanıtı

ESENYURT Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, bölgenin müellifi inşaat mühendisi Şakir Sinan Güngör’ün dünkü görüşlerine cevap verdi.

Haberin Devamı

Kadıoğlu, “Esenyurt’ta 2004 Mart ayından itibaren yapılanları ana hatlarıyla ve sırasıyla bahsedecek olursak” diyerek şunları söylüyor:

“Mart 2004’te Esenyurt beldesinin en temel sıkıntıları sağlık, eğitim, plansızlık, alt ve üstyapının beldeyi taşımaması, yeşil alanların, kültürel alanların bulunmamasıydı. Esenyurt içinde yaşayanların dahi Esenyurt demeye cesaret edemediği bir yerleşim yeriydi. Tüm vatandaşların hizmetlerini Büyükçekmece, Avcılar, Bakırköy ve diğer ilçelerden almaya çalıştığı bir belde.

Bunu siz ve Esenyurt’ta oturan arkadaşlarınız gayet iyi bilirsiniz. Zira onlarla sık sık bir araya geliyor, Esenyurt ve Esenyurt’ta yaşayan insanların problemleri dışından her şeyi konuşup hoş zamanlar geçirip dönüyorsunuz.

Neyse biz asıl konuya dönelim: Derhal şehrin olmayan, orasından burasından mahkeme kararlarıyla delinmiş, vatandaşları birbirine düşürmüş, sosyal barışı tehdit eden hale gelmiş planların yenilenmesi modern, kendine yeten, hatta çevresine hizmet üreten bir Esenyurt’un oluşması için yeni planlar yapıldı. Planlarda toplam 270 yatak kapasiteli 2 devlet hastanesi, 40’ı aşkın ilköğretim okulu ve lise, 1.000.000 metrekare aşkın dev şehir parkları, sağlık ocakları, nikâh salonu, kamu hizmet binaları, 2 adet her biri 5000 kişilik stat vb. herkesin hizmet alacağı bir şehrin olmazsa olmazı olan ortak sosyal alanlar planlara dahil edildi.

Sayın Bayer sakın size bilgi veren arkadaşlarınıza inanmayın size ‘Bu alanları zaten biz bırakmıştık, geldiler yaptılar’ diyebilirler. Zinhar yalandır, doğru değildir. Gelin görün Belediyemiz resmi kayıtları buna şahittir, belgedir. Bu alanların tümünün arsasını 2004’den sonra yeni yönetim üretti, kamulaştırarak, bedellerini ödeyerek, binalarını inşa ettirerek hizmete sundu.

Bu gelişmelerden en çok Esenyurt’ta yaşayan vatandaşlar memnun oldular. Bu memnuniyet dalga dalga İstanbul ve diğer şehirlerden gelen vatandaşlarımıza da yansıdı. Yatırım arttı, istihdam arttı, ticaret ve sanayi yatırımları da hız kazandı. Gençlerimiz yaşadıkları ilçede iş bulma imkânı buldular, sosyal yaşam canlandı, insanlar ‘Esenyurt’ta yaşıyorum’ demeye başladılar. Sayın Bayer, gelseydiniz size gösterecektik, üç modern sinema salonunda Esenyurtlular ücretsiz güncel filmleri izliyorlar, iddia ediyoruz İstanbul’un ve Türkiye’nin en modern kafe kütüphanesi Esenyurt’ta faaliyete geçmiştir.

Esenyurt üniversitesi hayata geçiyor. Binlerce gencimiz üniversite eğitimini Esenyurt’ta almaya başlayacak, bu tür sosyal hizmetlerimizi uzatabiliriz, mesela en modern cemevleri, cem salonları Esenyurt’ta, tüm bunları biz yaptık, keşke gelmiş görmüş olsaydınız. Tek taraflı konuşmazdınız.

Haberin Devamı

DAVALAR AÇIYORLAR

Haberin Devamı

Tabiidir ki bu gelişmelerden rahatsız olan bir kesim de var, bu da doğaldır. Bunları siz de yakından tanıyorsunuz ama bunlar çok azınlıktalar ve siyasi saikle böyle davranıyorlar. Böyle giderse tekrar iktidara gelemeyeceklerini bildikleri için her türlü karalama kampanyasını yürütüyorlar. Planlarımıza karşı organize bir şekilde davalar açıyorlar. İtiraf etmemiz lazım ki bu kişiler kara propagandayı iyi yapıyorlar. İdare Mahkemeleri’nde planlarımızın iptal edilmesi için epeyce uğraştılar. 2 yıla yakın Esenyurt’u plansız bırakmak için uğraştılar. Sayın Bayer bu vesile ile bir kere daha kamuoyuna duyuruyoruz ki; (daha önce CHP İl ve İlçe Başkanlığı’nın Esenyurt’un planları iptal edildiği yolundaki iddialarına karşı da duyurmuştuk) ilçemize ait 16.05.2008 tarihli 1/5000 ölçekli planlarımıza organize bir dava açma hareketi yapılmış, planlarımız aleyhine 5 ayrı mahkemede aynı dilekçe ile ayrı ayrı dava açılmıştır. Açılan bu davaların 4 tanesi mahkemelerce hemen reddedilmiş, maalesef İstanbul 1. İdare Mahkemesi 2008/76 Esas sayılı dosyasında itirazlarımızı dikkate almaksızın tüm Esenyurt ilçesinin 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planlarını iptal etmiştir. Ancak bu planlara dayalı olarak verilen inşaat ruhsatlarının iptali istemini mahkeme reddetmiştir. Şu an ilçemizde ruhsatsız bina inşaatı olmadığı gibi inşaat ruhsatlarının iptaline ilişkin de mahkemelerce verilmiş bir karar yoktur. 530 bin nüfusu bulunan ilçemiz sınırları dahilinde, binlerce parselden birine ilişkin düzenleme nedeniyle, menfaat ilişkisinin bu kadar geniş kabul edilerek, düzenleyici işlem  niteliğinde olan tüm planların iptal edilmesi, ilçemiz sınırları içerisinde bulunan tüm vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açmıştır. Nitekim bu hatalı karar Danıştay’a yaptığımız temyiz neticesinde Danıştay 6. Dairesi’nin 2010/13305 Esas–2012/57 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Yüksek Yargı organı Danıştay’ın bu bozma kararına getirmiş olduğunuz ‘Biz salağız ya, iptali istenen ve iptal edilen o güzelim planlarda hukuksuzluk falan yokmuş aslında’ yorumunu anlamakta zorlanıyoruz. Ancak size ve haber kaynaklarınıza anlatmak isteriz ki Esenyurt eski Esenyurt değil. 530 bine ulaşan nüfusu, Türkiye’nin 2., İstanbul’un 1. büyük bütçesiyle Esenyurt büyümeye devam edecektir. Ne bu tür açıklamalar ne de organize saldırılar bu değişim ve dönüşümün önünü kesemeyecektir.

Haberin Devamı

SUİİSTİMAL SÖZ KONUSU DEĞİL

İstanbul 1. İdare Mahkemesi kararı Danıştayca bozularak, 2008 planlarımız yürürlük kazanmıştır. Şu anda Esenyurt’un size söylendiği gibi planlarla ilgili hukuksal bir sorunu yoktur. Bütün plan süreçleri yasal mevzuat çerçevesiyle sürdürülmektedir. Yapılan planlara elbette ki zaman zaman itirazlar olmakta, davalar açılmaktadır. Hukuk devleti olmanın bir gereği olan yargı yolunun olması tabiidir. Gerçek ve tüzelkişilerin idari kararlara karşı yargı yoluna gitmeleri tabiidir. Her ilçede, ilde olduğu gibi Esenyurt ilçesinde de planlara karşı açılmış davalar vardır. Ne var ki iddia edildiği gibi bu kararların suiistimali asla söz konusu olamaz. İdaremiz tarafından mahkeme kararlarının  gereği yerine getirilmektedir.”

Haberin Devamı

Bizim babamız tahliye olmayacak da kim olacak

Vardiyebizdeplatformu’ndan:
18 aydır sahteliği bilimsel olarak kanıtlanmış dijital veriler nedeniyle tutukluyuz. Sahtelikleri aleniyet kazanmış olan ve 1.500’den fazla hatayı barındıran sözde deliller olduğu gibi kullanıldı. Yurtdışında görevli olan babalarımız, bavulları ile tutuklanmaya geld.i Mahkemenin çağırdığı tüm tanıklar dinlendi, hepsi “Balyoz” diye bir şey duymadıklarını söyledi. Bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermek için bir düzenleme yapılmadı. Savunmanın hazırlattığı ilave bilirkişi mütalaa ve inceleme sayısı 22’ye ulaştı. Sonuç hep aynı: Bu CD’ler sahte... Şike savcısı Mehmet Berk’in “Biz bunu Balyoz davası gibi 3-4 ay konuşulur sonra unutulur sandık” sözlerinden feyz alarak mağduriyetimizi hatırlatmak üzere kollarımızı sıvadık! 18 ayı geçen tutukluluk süremiz boyunca özellikle Balyoz davası medyada yok denecek kadar az yer buldu. 3. Yargı Paketi ile davamızın adı tekrar telaffuz edilir oldu. Siz değerli basın mensuplarını şu soruyu sormaya davet ediyoruz: Bizlerin babası tahliye olmayacak da kim tahliye olacak? 18 aydır babalarımızı tahliye etmeyen ve “yüce Türk Milleti adına yargılama” yaptığı iddiasında olan 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ni yüce Türk milletini dinlemeye davet ediyoruz!
13 Temmuz Cuma günü (yarın) ‘Sözde Balyoz davası’nda tahliye bekliyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları