Dünyayı sallayan kara kutu

ZAMAN tünelinden 1960’ların başındaki bir durakta inmemiz gerekiyor önce.

Batı Londra’da, Hanwell’dayız.
Küçük müzik mağazasının kapısından uzun saçlı, tepeden tırnağa simsiyah giyinmiş, “arıza” bir tip giriyor.
Dükkânın sahibi adam “Buyurun” diyor, “nasıl yardımcı olabilirim?”
Uzun saçlarının arasından sadece sivri burnu ve ağzı görülen genç adam ağır ağır, tane tane konuşarak cevap veriyor:
“Siyah bir kutu yapmanı istiyorum senden.
O kutuya gitarımı bağlamak ve mümkün olduğunca gürültü çıkararak fikrimi, zikrimi, kalbimi, ruhumu, ciğerimi, ömrümü dökmek istiyorum.
Eğer istediğim kutuyu yapabilirsen, ben de sana söz veriyorum, adını tüm dünyaya duyuracağım.
Kitleler senin adını taşıyan kara kutuyla âşık olacak, isyan edecek, dünyayı sallayacak.
Dünyanın en güzel doğal afetini yaratacağız; rock’ın gümbürtüsünü...”
* * *
Bir modern zaman efsanesi tam olarak bu sözlerle olmasa da, buna yakın bir şekilde doğdu.
Jim Marshall, müziğe meraklı ancak hayranı olduğu Gene Krupa’ya yetenek olarak asla yaklaşamayacağını anlamış bir davulcuydu.
Şansını müziğin içinde başka şekilde yer alarak denemek istediğinde önce davul dersleri verdi sonra bir müzik dükkânı açtı.
Rock müziğin Britanya’da doğduğu 1960’ların hemen başlarıydı. Davul setleri, gitarlar ve başka güzel şeyler işte...
Dükkânı ziyaret edenler arasında The Who tayfası, Deep Purple’ın efsane gitaristi Ritchie Blackmore, Eric Clapton, Jimi Hendrix filan var.
Bir rock’çı ne ister?
Elbette “daha fazla ses”, elbette “daha fazla gürültü!”
* * *
Piyasadaki amplifikatörler kesmemektir müzisyenleri.
Aradıkları, peşinden koştukları sesi yakalamak konusunda yardımcı olmuyordur halihazırdaki teknoloji.
Jim Marshall ne istediklerini anlamıştır.
Daha güçlü, daha çiğ, daha vahşi, daha gerçek, daha yırtıcı seslerin peşinde koşan genç adamlara istediklerini vermek için çalışmaya başlar.
Altıncı denemesinde aradığını bulur.
1962’de “Marshall Duvarları” yükselmeye başlar konser salonlarında, stüdyolarda.
Üzerinde parlak metal elyazısını andıran, ikonik “Marshall” logosu bulunan, kara kutulardan oluşan ses duvarları.
Ne kadar yüksek, o kadar iyi!
Eric Clapton, Pink Floyd, Led Zeppelin, Jimi Hendrix, AC/DC, Metallica, U2, Guns N’ Roses, Nirvana...
Kuşaktan kuşağa, 50 yıldır rock müziğin gök atlasında parlayan -neredeyse- her yıldız Marshall duvarının önünde dikilir ve dünyayı sallar, yuvarlar.
* * *
Jim Marshall, 5 Nisan 2012’de 88 yaşında “Gürültünün Babası” unvanıyla birlikte bu dünyadan göçtü.
Rock yıldızları “Müziğimizi ve sağırlığımızı ona borçluyuz” diyerek anısı önünde saygıyla eğildiklerini duyuran mesajlar yayınladılar.
Fender ve Gibson gitar için ne ise, Zildjian (Zilciyan) bir davulcu için ne ise Marshall da amplifikatör için odur.
Daha butiği, daha iyisi, daha güçlüsü vardır bugün. Ama daha meşhuru?
Yoktur, olmayacaktır.
Rock tarihine yön verenler arasında Jim Marshall’ın adı sonsuza kadar, gümbür gümbür yaşayacaktır.
Rock’çı selamı eşliğinde, kafa sallayarak anısı önünde dikilirim.
Yazarın Tüm Yazıları