Kırmadan dökmeden öfkelenmek

DÜNYADA yaşayanların yüzde doksan dokuzunun -tepki bildirisi böyleydi- yüzde bire karşı bir protestosunu, yani Amerika’da ve Avrupa’da çeşitli ülkelerde başlayan öfkenin gittikçe başka ülkelere, kentlere de yayıldığını televizyonlardan izliyor, gazetelerden okuyoruz.

Haberin Devamı

Her hareketin ardında bir yazarın, bir düşünce adamının itici, hareketlendirici fikir gücü vardır.
Bu tepkinin ardındaki ad da Stephane Hessel’dir.
Ne yazmıştı anı-söyleşi kitabında:
“Direnmek, bir anlamda insan topluluklarının kendini sürekli yeniden yaratması demektir... İnsanoğlu tarihin akışını değiştirmeye kadirdir. Tarih yaratıcı yurttaşların eseridir.”
Öfkelenin!1 adlı kitapçığından,
direnmeyi, değiştirmeyi öğütleyen bazı bölümleri yazıma aldım. Olayları izleyenler, ardındaki düşünce birikimini bu kitapçıktan öğrenebilirler.
Yaşamdan gelen deneyimlerin yer aldığı bu metin, düşünce ile uygulama birlikteliğini de gösteriyor.
Türkçe çevirinin başında; Mustafa H. Bayka’nın “Aydınlanma” ve “Aydınlanma Dizisi” başlıklı Sunuş yazısı, Uğur Hüküm’ün Sınır Tanımayan Yurttaş Stephane Hessel başlıklı Önsöz yazısını okursanız, yazarın metnini daha iyi algılama düzeyine ulaşacağınız kanısındayım.
Yaşamını özetleyeceğim önce:
“Stephane Hessel 94 yaşının baharını süren genç yürekli bir bilge. Aynı zamanda pilot, diplomat, arabulucu, danışman, eğitimci, filozof ve sosyalist olan Hessel İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız Direniş Hareketi’ne katılmış, Nazizme karşı mücadele etmiş, faşistler tarafından işkenceye uğramış, toplama kamplarında asılmanın eşiğinden dönmüş, savaşın sonlanmasıyla Birleşmiş Milletler bünyesinde İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin yazılması çalışmalarına katılmış, Cezayir’in bağımsızlığını savunmuş, diplomatik pasaporta sahip bir arabulucu olarak Filistinlilere destek vermiş, Aydınlanma’nın değerlerini savunan bir yazar.
Stéphane Hessel, Fransa’da satışı 2 milyonu aşan ve 25 dile çevrilen kitabının gelirini uluslararası alanda mücadele veren sivil toplum kuruluşlarına bırakmıştır.
Hessel, mutluluktan söz ediyor, mutlu biri olduğunu söylüyor.
Gerçekten de kin ve nefret söyleminden uzak bir öfkelenmeyi anlatıyor. Siyasal deneyimleri, direnmede bilenen anlayışı, bu kısa ama etkili kitapçığı çıkartıyor ortaya.
* * *
KİTAPTAN bazı bölümleri okuyacaksınız:
- Gençlere şöyle diyorum: Çevrenize bakın, öfkenizi haklı çıkaracak konular bulursunuz: Göçmenlere bakın, kaçak işçilere, Çingenelere yapılan muameleler gibi. Sizi güçlü bir yurttaş hareketine götürecek olan somut durumları bulursunuz. Arayın, bulacaksınız!
- Ya hep birlikte, ya da hep birlikte çıkacağız bu açmazdan. Bir koşulla! Direnişin ilk aşaması öfkelenmek, yaşanan haysiyetsizliklere kayıtsız kalmamak, infial duymaksa ikinci ve belirleyici aşaması eyleme geçmektir!
- Ben hayatım boyunca sosyalist oldum. Öyle öleceğim. Ama öncelikle mutlu bir insanım. Bu mutluluğumu kadınlara, başta da anneme borçluyum. Annem, daima her koşulda mutlu olmayı bileceksin, mutluluk bulaşıcıdır, sen mutlu olursan etrafındakiler de mutlu olur, bu da yine senin mutluluğunu artırır, derdi. Hep annemin sözünü tuttum.
- Bugün duyduğum en büyük öfke Filistin, Gazze Şeridi, Batı Şeria’yla ilgilidir. Bu anlaşmazlık öfkelendiriyor insanı. (...) İnanıyorum ki gelecek şiddete başvurmamanın, farklı kültürlerin uzlaşmasının olacaktır. İnsanlık önümüzdeki dönemi bu yolla aşacaktır. (...) Şiddetin umuda sırt çevirdiğini anlamak gerekir. Umudu, şiddete tercih etmek gerekir. Şiddete başvurmama umudunu. İzlemeyi öğrenmek zorunda olduğumuz yol budur!
- Gerçek bir demokrasinin bağımsız bir basına ihtiyacı vardır; Direniş bunu biliyor, istiyor, “basın özgürlüğünü, basının onurunu, devlet, para gücü ve yabancı etkiler karşısında bağımsızlığını” savunuyor. 1944’ten sonraki basın bildirileri bunları da aktarıyor. Oysa günümüzde tehlike altında olan bunlardır.
* * *
KİTABINI şöyle noktalamış:
“Yaratmak direnmektir.
Direnmek yaratmaktır.”

Haberin Devamı

- (1) Öfkelenin!, Stephane Hessel, Çeviri: İsmail Yerguz, Cumhuriyet Kitapları.

Yazarın Tüm Yazıları