Anayasa yapmak zordur

BUGÜN TBMM’de dört partinin temsilcileri anayasa yapma işine ilk adımı atıyorlar. Cemil Çiçek başkanlığındaki partiler arası uzlaşma komisyonu bugünkü ilk toplantısında devletin niteliği, vatandaşlık tanımı gibi konuları görüşmeyecek.

Sadece “komisyonun çalışma usulleri”ni görüşecek, yöntemler oluşturmaya çalışacak: Mesela komisyon görüşmelerinde kararlar partilerin ittifakıyla mı alınacak? Böyle olursa bir parti bütün çalışmaları veto etme gücüne sahip olacak demektir...
Kararlar çoğunlukla alınacaksa, salt çoğunluk mu, üçte iki çoğunluk mu?
Bir parti komisyonu protesto ederek çekilirse, komisyon dağılacak mı, kalanlarla çalışmaya devam edecek mi?
Bunlar ileride esasa geçildiği zaman çıkacak kavgaların nasıl sonuca bağlanacağına dair önceden belirlenmesi gereken “usul” ya da “yöntem” konularıdır. Ve Cevdet Paşa’nın “Usul esasa mukaddemdir” (önceliklidir) vecizesi, hukukun da, bilimlerin de temel ilkesidir.
Çiçek’in konumu
Çiçek’in bu dönemde TBMM Başkanı olması bir kazançtır. Çok dikkatli davranıyor. Komisyona katılacak partilere yöntem konusunda da bir taslak sunarak tartışmaya açmayı bile doğru bulmuyor; daha baştan “taraf” haline gelmemek için... İstiyor ki, yöntem de partiler arası müzakerelerle tespit edilsin.
Çiçek, hatta çalışmalara bir ölçüde “mesafeli” durmayı da düşünüyor. Hem Meclis Başkanı sıfatıyla başka yoğun görevleri olduğu için, hem gerektiğinde hakem gibi, uzlaştırıcı bir işlev yapabilmek için...
Bu durumda günlük çalışmaları yönetmek üzere komisyonun kendisine bir “başkanvekili” seçmesi gerekecektir. Peki, başkanvekili hangi “yöntem”le seçilecek?! Bu konuda bile çeşitli yöntemler ileri sürülebilir: Başkanvekilliği dönüşümlü olabilir, üçte iki oyla seçilebilir falan...
Yöntem belirlemek için yapılacak tartışmalarda birinci şart iyi niyet ve itidaldir. İkinci şart, yaşanmış tecrübeler hakkında bilgi sahibi olmaktır. Çiçek, altmış kadar ülkenin anayasa yapımına ilişkin dokümanlarını geçen hafta üyelere gönderdi. Uçuk yöntemler yerine tecrübe edilip iyi sonuç vermiş yöntemleri dikkate almak yararlı olur elbette.
Komisyon miting değildir
Komisyonun iç çalışma düzeni ve ilkeleri baştan iyi kurulmazsa, yarın devletin nitelikleri, vatandaşlık tanımı gibi “esas”a ilişkin konularda çıkacak ihtilafları aşmak çok zor olur.
Komisyonun iç çalışma düzeni ne kadar önemliyse, kamuoyuyla ilişkileri de o kadar önemlidir: Kim kendi kamuoyunu tahrik ederse, kim komisyon görüşmelerini mitinge dönüştürmeye kalkarsa, yeni anayasa yapımını sabote etmiş olur. Herkes görüşünü özgürce ve olgun bir dille komisyonda anlatmalıdır.
Sivil toplum kuruluşları, aydınlar ve medya komisyon çalışmalarının olgunlukla yürütülmesi için manevi baskı kurmalıdır. Şov yapmaya, tahrik etmeye kalkan olursa kınanmalıdır.
Bugünden itibaren başlayan komisyon görüşmeleri tutanağa geçecektir. Bu hem tarihe bırakılacak belge demektir hem kamuoyu denetimi için iyi bir yöntemdir. “İçeride şöyle, dışarıda böyle” polemiğine meydan vermemek için...
Ben de bu yazımda “esas”a ilişkin konulara girmiyorum, ileride yazacağım. Şimdi, yöntem tespiti aşamasını sağduyu ile başarabilmeliyiz.
Yazarın Tüm Yazıları