Üniversite hastanelerinde istifalar başladı, sağlıkta zor günler bekliyor

BİR süredir, ailevi sağlık sorunları nedeniyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, neredeyse ikinci adresim oldu.

Son günlerde ise Cerrahpaşa’da, kelimenin tam anlamıyla kaos ortamı yaşanıyor. Alanında uzman doktorlar, bölüm başkanları birer birer istifa ediyor ya da uzun süreli izne ayrılıyor. Sordum, soruşturdum... Sorun sadece Cerrahpaşa’da değilmiş. Tüm üniversite ve devlet hastanelerinde benzer kaos ortamı yaşanıyormuş.
Gerekçe ise, hani şu çok tartışılan ve doktorlara bazı çalışma kısıtları getiren Tam Gün Yasası var ya... İşte, o yasa çerçevesinde, geçtiğimiz Ağustos ayının son haftası sessiz sedasız uygulamaya giren yeni düzenlemeler. Peki, nedir bunlar? Kısaca anlatayım...
Üniversite hastanelerindeki doktorlar, yine o üniversite çatısı altında hasta muayene edecekler, ameliyat yapacaklarsa; özel hiçbir faaliyette bulunamayacaklar. Yani, muayenehane açamayacak, özel hastanelerde ameliyat yapamayacaklar. Tüm gün üniversitede çalışacaklar ve üniversitelerin verdiği parayla geçinecekler.
Yok, illa da ‘muayenehanem olsun, özel hastanede de ameliyat yapayım’ derlerse... Üniversitede sadece eğitim ve araştırma faaliyetinde bulunabilecekler, öğrencilere ders verebilecekler; ama hasta bakamayacak, ameliyat yapamayacaklar. Hal böyle olunca da üniversiteden ek bir ücret alamayacaklar.
Kusura bakmayın ama üniversite hastanesine kimse aksırıktan, tıksırıktan gitmez. Hayati tehlike yaratan sağlık sorunundan ve o sorunla ilgili alanındaki uzman doktorlar orada olduğundan giderler. Düşünün; kritik bir rahatsızlıktan dolayı üniversite hastanesine gitmişsiniz; bakıyorsunuz ki, konunun uzmanı olan doktor istifa etmiş, artık yok... Ya da orada ama hasta bakamıyor, tedavi edemiyor. Çünkü, araştırma ve eğitimi tercih etmiş. Ne olacak canım, özel muayenehanesi var; oraya gidersiniz... Kimse darılmasın ama üniversitedeki ameliyat ve tedavi imkanları olmadıktan sonra, o doktorun muayenehanesine gitseniz kaç yazar.
YA ÜNİVERSİTE YA MUAYENEHANE
Daha ilginci; hastaya dokunmadan, tedavi etmeden nasıl araştırma geliştirme yapılır, öğrencilere nasıl ders verilir anlamakta zorluk çekiyorum. Kaş göz işaretleri ile mi araştırılıp, ders anlatılacak? Bu kadar ciddi bir konuyu sulandırmak istemem ama gerçekten komik.
İşin şakası bir yana, kimi durumlar var ki, üniversite hastaneleri gidebileceğiniz tek yerdir. Özel hastaneye gitseniz, tedavi için bir ev parası bile yetmez. İşin maddi tarafı bir yana; bazı ameliyatlar için, gerekli ekip ve ekipman sadece üniversite hastanesinde bulunur. O yüzden de önemli ve kritik durumlarda, özel hastane doktorları bile üniversitedeki hocalarına müracaat ederler.
Oysa uygulamaya giren yeni düzenleme, hem üniversite hem devlet hastanelerindeki doktorları, “ya üniversite, ya muayenehane, ya özel hastane” tercihine itiyor.
Elbette ki, üniversitelerdeki anlı şanlı doktorların, profesörlerin kapıdan şöyle bir gözüküp, sonra; o özel hastane senin, bu özel hastane benim dolaşmasını savunmuyorum.
Ama şu bir gerçek ki, ne doktorların daha çok para kazanmak için üniversiteyi ihmal etmesi doğru, ne de yeni düzenleme sonucu zor bir tercih ile karşı karşıya bırakılmaları... Mutlaka bu konuda orta bir yol bulunması gerekiyor. Çünkü, bu işten zarar görecek tek bir kesim var; o da, vatandaş. Neden mi?
FATURA VATANDAŞA ÇIKACAK
Üniversite hastanelerinde tedavi göremeyecek olan vatandaş, özel muayenehanelerin yolunu tutacak. Bu da çözüm olmayacağı gibi, halkın cebinden de ciddi paralar çıkacak. Üniversite hastanelerinin etkinliği azalmaya başlayacak, bundan da yine vatandaş olumsuz etkilenecek.
Gelelim olayın bir başka boyutuna. Daha önceki birkaç yazımda da değindim... Devletin sağlıkta, böyle ağır bir yükün altında tek başına kalkması mümkün değil. Kaldı ki, bugünkü kaos ortamının altında yatan neden de zaten ekonomik. Alanında uzman doktorlar üniversitelerden hak ettikleri ücreti alamadıklarından muayenehane açıp, ekstra iş peşinde koşuyorlar. Üniversite hastaneleri yeterli geliri elde edemeyip, kendilerini çeviremediklerinden misyonlarını yerine getirmekte zorlanıyorlar. Devlet hastanelerinin durumu da farklı değil.
O nedenle de tamamlayıcı olarak, özel sigortaların bir şekilde devreye sokulması gerekiyor. Böylece; hem devletin üzerindeki ağır yük hafifler, hem de bugünkü gibi bir kaos ortamına girilmez.
Yazarın Tüm Yazıları