Birhan Keskin’in Şiiri

TÜRK şiirinde özgün adlardan biri de Birhan Keskin’dir.

Haberin Devamı

Soğuk Kazı kitabıyla Metin Altıok Şiir Ödülü’nü kazandı.
Metin Altıok da nice arkadaşımız gibi Sivas’ta yakılmıştı.
Otobiyografi’sine şöyle başlıyor: “22 Aralık 1963. Kırklareli, Demircihalil. Trakya’nın ayaz gecelerinden biri. Bir yatsı ezanı vakti. İki erkek çocuğundan sonraki kız çocuğu. İyi ki doğmuşum, yoksa Gürhan (benden iki buçuk yaş büyük, abi) epey bir süre daha kız elbiseleri içinde büyüyecekti...”
Aynı otobiyografiyi şöyle noktalıyor: “İlkokulun ilk yılı, sol elimi iple bağlıyor öğretmenim. Sağ elimle yazmalıymışım. Okulu sevemedim, bu kır saçlı öğretmeni de. Kaçıyorum, annem geri getiriyor tekrar. Uzun sürdü. Okumayacak bu çocuk diyorlar. Üçüncü sınıfta elimi bağlayan öğretmenden kurtuldum. Sonrası daha kolay olmaya başladı. Bizimkileri yalancı çıkarttım, okudum, Yetmedi yazdım da.”
Şairler arasında elbet cinsiyete göre bir sınıflama yapmam, ancak edebiyat tarihinin bir kolaylığına kapılıp, tanımlama yapmak gerekirse, onun Gülten Akın çizgisini sürdürdüğünü, şiiri algılama ve yorumlama biçimi olarak onu özümsediğini söyleyebilirim.
Şairlerin şairlerden alıntı yapması, sanatçının sanatçıya gösterdiği sevgi ve saygıyı simgelediğinden hoşuma gider.
Birhan Keskin, iki şairden alıntıyı tercih etmiş: Biri Gülten Akın, diğeri de Ahmet Güntan.
Şair daha önce Altın Portakal Şiir Ödülü’nü de almıştı.

* * *

Haberin Devamı

BA kitabıyla Altın Portakal Şiir Ödülü’nü aldığı yıl, İlhan Berk de Onur Konuğu seçilmişti.
İlhan Berk, kendine özgü sezgisi ve duyarlılığıyla Birhan Keskin şiiri için bir konuşma yapmıştı. Büyük ustadan, bir başka usta şaire, şairce saptamalarla bezeli bir konuşma:
“Şimdi de Birhan Keskin’e göre şiir ne yapmalı?
Ne mi yapmalı şiir?
Sabahları okula giden çocukların ellerinden tutmalı, kızların saçlarını karıştırmalı, otlar, kuşlar, hayvanlar yetiştirmeli, küçük sokaklar, evler, alanlar kurmalı, ıssız dağları şenlendirmeli, kervanlara yol göstermeli, deniz kıyılarına inmeli, sokaklarda dolaşmalı, böcek koleksiyonları yapmalı, kitaplara girmemiş otların elinden tutmalı, gazete okumalı, sevgilinin bağına yardım etmeli, Mısır papirüsleri yetiştirmeli, Karnak yazılarını sökmeli, Pers körfezi boyunca yürümeli, yeşil som ipekler dokumalı, insana yabancı her şeyin üstünü çizmeli...
Akşamları işçilerin evlerine inmeli, onlarla sofraya oturmalı, kadınlara beyaz güller armağan etmeli, yeni çayırları sulamalı, Allah’a Ölüm’le yarenlik etmeli,
çırılçıplak dolaşmalı,
çırılçıplak olmalı.”

* * *

Haberin Devamı

SOĞUK KAZI şöyle başlıyor:
“Dünyaya tortullar tabakalar yarlar gerektir.
İçerde çok yanmışa dışarda karlar gerektir.”
Yazımı bu okunması gereken şairin Avlu şiirinin son bölümüyle bitireceğim:

Eski avluda

(...)
Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı
Begonviller ve bir mavi kapı
Ve illa amansız bir avlu getirsem.

Dünya soğur, akşam serinlerken,
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
Ve işte en gümüş cümlem:

İçimi açtım sana.
İçini açmak için.

Birhan Keskin’in şiirleri Metis Yayınevi tarafından yayımlandı.

Yazarın Tüm Yazıları