Nükleer santrallar yüzen platformlarda yapılamaz mı

DEPREM riski ve yüzen yapılar konusunda; uluslararası ortamlarda, yaklaşık 8 yıldır, yüzlerce yüzen konsept (endüstriyel, askeri, ağırlama, madencilik, turizm vb. amaçlı yüzen konseptler) ile ilgili araştırma çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Tüm bu araştırma çalışmaları, temaslar ve tespit edilen örnekler; çıkış noktamız olan ‘Yüzen Yapılar’ın Deprem Tahribatı’na bir Çözüm Olabileceği/Olduğu’ yaklaşımını hem teorik olarak, hem de pratik örnekleri ile ispatlar niteliktedir.
Bu noktada; deprem risklerine karşı tedbir olarak; “Yüzen yapılar üzerinde stratejik/önemli kamusal hizmetlerin yürütülmesi” çözüm önerimiz çerçevesinde; ülkemizde inşa edilmesi planlanan Nükleer Enerji Üretim Tesisleri (NEÜT) konusunda tartışılmak üzere somut öneriler ortaya koymak isteriz.
İlla ki ülkemizde NEÜT yapılacak ise; bir veya iki adet, büyük kapasiteye sahip, karada yapılacak NEÜT yerine;
1- Tercihan; yüzen bir platform üzerinde depreme karşı izole edilmiş olacak (halihazırda; yüzen nükleer enerji üretim tesisleri mevcuttur),
2- Muhtelif başkaca sebeplerle (kaza, afet, saldırı, vb.) oluşabilecek bir problem anında soğutma suyu temini anlamında deniz suyunu kullanabilecek,
3- Tercihan; bir noktadan başka bir noktaya taşınabilir (konumu değiştirilebilir),
4- Nispeten daha küçük kapasiteye sahip ve bölgesel enerji ihtiyaçlarına çözüm olacak,
5- Birden çok sayıda bağımsız tesis olarak planlanmış ve birbirlerinden ayrı/uzak/bağımsız olarak konumlandırılmış,
6- Teknolojik gelişmeler ile bağlantılı olarak yenilenmeye, değiştirilmeye ve/veya uzaklaştırılmaya imkan verecek,
7- Tesis adedinin birden çok olması sebebiyle; tesis tesis, kısmi olarak teknolojik yenilemelere imkanı verecek şekilde, bir anlamda Yüzen Tesisler Grubu olarak kurulmasının teknik ve güvenlik açılarından daha doğru olur kanaatindeyiz.
İSTANBUL VE İZMİR
Böylelikle; olası bir afet, kaza ve/veya saldırı sonrasında oluşabilecek problemler; her anlamda daha sınırlı olacaktır. Devre dışı kalanlar veya problem yaşayanlar olduğu takdirde diğerleri hâlâ devrede olacağından; ülkemiz enerji problemi yaşamayacak, her anlamdaki olası kayıplar çok daha aza indirilmiş olacaktır. Her ne kadar nükleer santrallar ve deprem riski gündemde geniş yer tutmakta ise de; böyle bir çalışma dahilinde özellikle İstanbul (Marmara) ve İzmir için Stratejik ve Önemli Kamusal Hizmetlerin bazılarının (özellikle; depremler öncesinde, sırasında ve sonrasında devrede olacak yüzen hastane) yüzen platformlar üzerinde yürütülmesi konusu da ele alınmalıdır. Özellikle; İstanbul ve İzmir için ilginç çözümler gündeme gelebilir, üretilebilir, vardır.
Kesin ve net olarak bir hususu da burada belirtmek isterim. Bu yazıdan; “Nükleer santrallar yapılmalıdır” veya “Nükleer Santrallar yüzen platformlar üzerinde yapılmalıdır” şeklinde bir anlam çıkarılmamalıdır. Eğer mutlaka yapılacaklar ise, durum kaçınılmaz ise, teknik olarak bunların yüzen platformlar üzerinde yapılmasının daha doğru bir teknik yaklaşım olduğu vurgulanmaktadır.
Dr. Ali Mutlu KÖYLÜOĞLU İnşaat ve deprem mühendisi, Ocean Cities Club üyesi
amk@kinetik.com.tr

Mutlak ‘sandık’ istiyoruz

AKP hafta sonunda örgütlerde ‘temayül yoklaması’na başlıyor. Milletvekilleri ve il başkanları bu yoklamalara katılmıyorlar. CHP’de ise ilgili kararlar bugün alınacak. Genel Merkez’e karşı ‘önseçim’ talepleri sürüyor.
CHP hakkında iki günden beri yer alan yazılarımız nedeniyle ‘önseçim’ talepleri daha çok öne çıkıyor. Bu taleplerini yineleyenler isimlerinin açıklanmamasını istiyor. “Örgütü diri tutmak için önseçim veya eğilim yoklaması lazımdır” diyenler, CHP hiç olmazsa referandumdaki yüzde 42’lik ‘hayır’ oyuna yaklaşmalıdır, görüşünü belirtiyorlar.
“%42 nasıl bir kırılganlık yarattıysa, delege veya üyenin önüne sandık konulmazsa, biliniz ki, bu tersine kırıklık %10’luk bir düşüş yaratacaktır.
1987 ve 1991’de önseçim (SHP) yapıldığı niye unutuluyor? İnönü de, Baykal da öyle seçilip geldiler.”
Bir öykü de eski DYP’den... 1991’de DYP Genel Başkanı Demirel, seçime gidilirken Nahit Menteşe ve İsmet Sezgin kendisine “Beyefendi Ankara’da mı kalalım, Aydın’a mı gidelim?” demişler. Demirel “Doğru Aydın’a...” demiş... Ve Sezgin ile Menteşe seçilip gelince Demirel kendilerine şöyle demiş:
“Sandıktan çıkınca boylarınız uzamış!”
Sohbette bir üye “Yeni CHP değil’, “Yenilenen CHP” ifadesinin kullanılması gerektiğini söyledi. Buna çok kişi katıldı.
Bir ‘seçim uzmanı’nın şu görüşüne ne derseniz:
“CHP İstanbul’da %35 alırsa, Türkiye ortalaması 23-25 arasında kalır. %40 alırsa, ortalaması ancak %30’ları aşabilir. O yüzden örgütü ateşlemeli.”

EKŞİ’NİN AÇIKLAMASI

OKTAY Ekşi’den dün gelen açıklama şöyle:
“Ben CHP’ye üye olduktan sonra 2. bölgedeki (Sarıyer, Şişli, Beşiktaş gibi ilçeler bölgesi) CHP ilçelerini ziyaret ettim. “Çalışmalarınıza ne gibi katkı bekliyorsanız, hazırım” dedim. Bazıları konuşma yapmaya vs. çağırdı. O arada 3. bölgeden (Büyükçekmece, Bakırköy, Silivri gibi ilçeler bölgesi) ile 1. bölgeden (Kadıköy, Maltepe gibi ilçeler bölgesi) de çağıran CHP örgütleri oldu. Onlara da gittim, konuştum. Ama yazdığın gibi 3. bölgeden adaylığı şahsen düşünmüyorum. 2 ve 1.’yi ön planda tutuyorum. Çünkü İstanbul’daki oy potansiyeli 2 milyonu rahatça geçen Karadenizli, 400 bini geçtiği bilinen Ordulu ve bunlar içinde 100 binlik oy potansiyeline sahip Mesudiyeli hemşerilerimi özellikle dikkate alıyorum.”

Mesaj Panosu

CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, Enerji Bakanı’na soruyor: “En yeni teknoloji kullanılan Japonya’da bile en son depremde nükleer santralda sızıntı olduğu görülmüştür. Bunun insan hayatını tehlikeye sokacağı bilinmektedir. Bazı Avrupa ülkelerinin nükleer programlarını durdurma kararı alması ışığında Akkuyu Santralı ile ilgili projenin durdurulması düşünülmekte midir?”

BAHÇELİEVLER Belediyesi 18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma gününde (bugün), şehitlerin cephede içtikleri, yağsız, tuzsuz, buğday ve sudan oluşan ‘Kuvayi Milliye Çorbası’ dağıtacağını açıkladı.

GAZETECİ-Yazar Meral Tamer bugün 14.00’de Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde son kitabı ‘Aşk Olsun Kanser’ kitabını imzalayacak.
Yazarın Tüm Yazıları