İftar çadırları caddelere taşındı

RAMAZAN gelmeden AKP belediyelerine ve örgütlerine bazı talimatlar yolladı.

Haberin Devamı

“Bu yıl iftar çadırları kurulmayacak. Yemekler vatandaşın evine gönderilecek.”

Ama sonra ne olduysa, bazı keskin zekâlar tarafından iftar sofralarının caddelerde açılmasına karar verildi.

İlçe belediyeleri hemen kolları sıvadı.

Belirlenen caddeler kapatılacak, binlerce kişilik masalar kurulacaktı.

Öyle de oldu.

İftar sofraları için ilçenin ana caddeleri trafiğe kapatıldı.

İyi güzel, ancak iftarlar başlayınca iş çığrından çıkarak yarışa dönüştü.

Kim daha uzun sofra kurup rekorlar kitabına girecek?

Kim daha çok insanı ağırlayacak...

Bu yarışla birlikte sofralar uzadıkça uzadı, 10-15 kilometrelere ulaştı.

İftar bozan kişi sayısı da 40 binlere kadar çıktı.

Bu cadde şovu mükemmeldi.

AKP’li belediyeler gelecek yıl işi sadece caddeleri değil ilçeleri, illeri kapatmaya kadar götürürlerse kimse şaşırmasın.

* * *

Haberin Devamı

AKP, sosyal devlet anlayışı olmadığı için sadaka siyasetini sürekli genişletiyor.

İftar sofraları, gıda paketleri, yakacak, yeşil kart ve nakit para...

Ciddi bir devletin işleyişi iktidarın keyfine ve insafına göre olamaz.

Yoksullukla savaşım uygar ülkelerde insafa ve keyfe göre değil, sosyal devlet kurallarına göre yürütülür.

İktidarların görevi, sosyal devletin bütçesinden ayrılan fonları yoksulluğu yok etmek için adil bir şekilde kullanmaktır.

Bugün olduğu gibi hesapsız kitapsız yapılmaz.

Harcanan her kuruşun kaydı kuydu olur.

AKP iktidarında ise kayda kuyda aldıran yok.

İktidar yandaşlarını hızla zengin ediyor.

Onları lüks villa ve otomobil sahibi yapıyor.

İtalyan takımlar, gömlekler, ayakkabılar, kravatlar kullanıyorlar.

Hanımlar son derece pahalı kumaşlardan dikilen tesettüre uygun elbiseler, Avrupa ayakkabılar giyiyor.

Artık onların yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında...

Yoksullara da belediyeler, valiler eliyle sadaka dağıtıyorlar.

* * *

AKP’nin kurduğu bu talan düzenine 7 Ağustos 2010 tarihli yazısında dinci yazar Mehmed Şevket Eygi bile isyan ediyor, hem de ne isyan:

“Müslümansan, hangi meşreb ve mezhepten olursan ol, mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundasın. Siz yıllar var ki, doğruluk şişesini taşa vurup paramparça ettiniz.

Namaz kılıyor, günde onlarca defa Allah’tan sirat-ı müstakime (doğru yola) kılavuzlamasını lisan ile niyaz ediyorsunuz ve hayatta tam tersini yapıyorsunuz.

İslam’da devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır?

Rüşvet almak var mıdır?

Haram yemek var mıdır?

Her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır?

Yalan söylemek, halkı aldatmak var mıdır?

Arsa ve arazileri yapılaşmaya açarak, binalara fazla kat çıkma izni sağlayarak haram komisyonlar almak var mıdır?

İhalelere fesat karıştırmak var mıdır?

Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır?

Müslümanların yüzünü kara çıkarttınız... Başınız beladan kurtulmasın.”

NOT: Eygi’nin yazısı çok ağır olduğu için bazı yerlerini çıkardım. T.T.

Yazarın Tüm Yazıları